İbrahim KARAGÜL

İbrahim KARAGÜL

Kelkit’li mi, Gel-Git’li mi... Dün Japon, bugün Doğan!

Kelkit’li mi, Gel-Git’li mi... Dün Japon, bugün Doğan!

Aydın Doğan’ın 26 Eylül Cumartesi günü Hürriyet’in 1. sayfasından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a verdiği cevap; biraz “kuyruğu dik tutma” çabası, biraz “efelenme”, biraz “tehdit”, biraz da “diklenme” ifadesidir!..

Dikkatinizi çekmiş olmalı;

Aydın Doğan, bir yandan “Biz, bir zamanlar Hükümet getirdik, Hükümet götürdük” şeklinde bir söz sarf etmediğini iddia ederek Erdoğan’ı “yalancılıkla” itham ediyor, bir yandan da “demokrat” görünmeye çalışıyor ama, görünen o ki; “yelkenleri suya indirmeye” hazır olduğunun mesajını da veriyor!..

HÂLÂ ESKİ TÜRKİYE’DE!

“Erdoğan’ı itham etme cür’eti”ni nereden buluyor Aydın Bey?..

Gayet açık ve net!..

Aydın Doğan, “dün”de yaşıyor!..

Daha doğrusu;

“Eski Türkiye”de yaşıyor!..

Çünkü, “Eski Türkiye”de “güçlü” idi, “imparator” idi, “Cumhurbaşkanlığı’na aday” olmayı düşünecek kadar “gözü kara” idi!..

O kadar “güçlü” ve “kibir abidesi” idi ki; “Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ı pijama, ya da eşofman ile karşılama” cür’etinde bile bulunmuştu!..

O günlerde yaşayan Aydın Bey, bugün zannediyor ki; Türkiye hâlâ “vesayet yılları”ndadır!..

“Eski Türkiye”nin sona erip, “Yeni Türkiye”ye geçildiğinin farkında bile değil!..

ORMANDAKİ JAPON ASKERİ!

Bu haliyle de;

“Savaşın bittiğinden haberi olmayan Japon askeri”ni hatırlatıyor!..

Bilmem hatırlar mısınız;

1974 yılında “Filipinler ormanları”nda, bir Japon askeri bulunmuştu. Teğmen rütbeli Hiro Onoda adlı asker, savaşın bittiğini bilmediği için kendisini bulanlara teslim olmayı reddetmişti. Bunun üzerine, Japonya’dan eski komutanı bulunup kendisiyle görüştürülünce, teslim olmaya razı olmuştu. Onoda, daha sonra Brezilya’ya göç etmişti. 

Söyleyin Allah aşkına;

Aydın Doğan’ın, Japon askeri Hiro Onoda’dan ne farkı var?..

Evet; Japon askerinin “savaşın bittiğinden” haberi yoktu... 

Aydın Doğan’ın ise, “Eski Türkiye”den “Yeni Türkiye”ye geçildiğinden haberi yok!

Acaba ne yapmak lâzım?..

Bana kalırsa;

Gerçeği kabul etmesi, yani ikna olması için, Hiro Onoda’nın yanına, nasıl ki, “eski komutanı” getirilmiştir, Aydın Doğan’ın yanına da “28 Şubat’çı Paşa’lar”dan birkaçı getirilmeli ki, halka karşı başlatılan “Topyekûn Savaş”ın sona erdiğini Aydın Bey’e anlatsınlar!..

Yoksa, Aydın Bey, “Topyekûn Savaş”ın hâlâ devam ettiğini sanıyor!..

Bir komutan çıkıp, Aydın Bey’e “Topyekün Savaş”ın bittiğini söylemeli!..

Artık İsmail Hakkı Karadayı mı olur, Çevik Bir veya Yaşar Büyükanıt mı olur, birisi Aydın Doğan’ın kulağına eğilmeli ve demeli ki;

“Hükümetler kurup, hükümetler devirdiğimiz, Sincan caddelerinde tanklar yürüttüğümüz, dindar insanlara karşı Topyekûn Savaş’lar başlattığımız günler geride kaldı...

Uyanın Aydın Bey uyanın!..

Şimdi Yeni Türkiye’deyiz!”

KELKİT...  GEL-GİT!

Aslında, “eski komutanlar”ın da bir şey söylemesine gerek yok!..

Aydın Doğan, bir “söylem”lerine, bir de “eylem”lerine bakıp, karar vermelidir...

“Kelkit”ten olmak tamam da;

“Gel-Git”ten oldu mu, ne saygı duyulur kendisine, ne de itibar edilir!..

Aydın Doğan “Kelkit akıllı” mıdır, yoksa “Gel-Git akıllı” mıdır, bunu anlamak için, “Hürriyet’in logosu”na bakması yeterlidir!..

Ne var o “logo”da?..

“Türk Bayrağı ve Atatürk!”

Altında da şu yazıyor:

“Türkiye Türklerindir!”

Peki Aydın Bey ne diyor;

“Terörün her türlüsü, özellikle de ülkemin bütünlüğüne yönelmiş terör, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesini seven her vatandaşı gibi benim de bir numaralı düşmanımdır.

PKK terör örgütü dahil her türlü terör örgütüyle vatandaş olarak da, yayıncı kimliğimle de sonuna kadar mücadele ettim, ediyorum ve etmeye devam edeceğim.”

Lütfen dikkat!..

“Terörün her türlüsü bir numaralı düşmanımdır” diyor Aydın Bey ve ekliyor: “PKK terör örgütü dahil, her türlü terör örgütüyle vatandaş olarak da yayıncı kimliğimle de mücadele ettim, ediyorum, edeceğim!”

Bu sözü sarf eden Aydın Doğan’a sormak gerekmez mi;

“Hürriyet senin değil mi?.. Posta senin değil mi?.. Radikal senin değil mi?.. Kanal-D ve CNN Türk senin değil mi?”

PKK’lı veya DHKP-C’li teröriste “terörist” diyemeyen Mirgün Cabas’lar, Şirin Payzın’lar, Ayşe Hür’ler ve Nevşin Mengü’ler, bir “yayıncı” olan sizin televizyon ve gazetelerinizde çalışmıyor mu?.. Onların maaşını veren siz değil misiniz?..

Benim bildiğim kadarıyla;

Hem “terör sempatizanları”nı besleyen, hem de “teröre karşıyım” diyen bir insan, “Kelkitli” değil, olsa olsa “Gel-Git”lidir!..

DEMİRTAŞ’IN BAYRAKLARI

CNN ekranlarına çıkartıp, “saz” çaldırdığın ve de “gaz” verdirdiğin Selahattin Demirtaş adlı adam, önceki gün, çocuklarını “T.C.’nin okulları”na göndermeyip, Kandil’in “boykot” çağrısına uymuş, iyi mi?..

Selahattin Demirtaş’ı cilalayan, parlatan, “parlak oğlan” haline getirip, “Türkiye Partisi” diye kakalayan ve böylece barajı aşmasını sağlayan sen değil misin Aydın Doğan!..

“Yayıncı kimlikli” sen!..

Hadi, Selahattin Demirtaş, hem “okul boykotu” uyguladığı için hem de “Türkiye Partisi” olduklarını iddia ettiği için “sahtekâr”dır, “yalancı”dır, “ikiyüzlü”dür!..

Peki, ya sen Aydın Doğan?!?..

Hem böyle bir Selahattin Demirtaş’a ve partisine “yayıncı” kimliğinle destek vereceksin, hem de “Hürriyet logosu”nun yanında “Türk Bayrağı” ve “Atatürk” portresi koyacaksın!..

Ya “logo”yu değiştir, ya da “PKK amigoları”nı değiştir!..

Senin, “yayıncı” kimliğin ile destek verdiğin o Selahattin Demirtaş var ya; “Bayram tatili” için gittiği Almanya’nın Hamburg şehrindeki bir salonda, “12 ülkenin bayrağı önünde” özgürlük nutukları atmış, iyi mi?..

İşin tuhaf tarafı;

Demirtaş’ın konuştuğu salondaki “12 bayrak” içinde “Türk Bayrağı” yokmuş!?!

Trinidad Tobago adlı ülkenin bayrağı varmış da, Türk Bayrağı yokmuş!..

O salonda;

Belarus’un, Zambiya’nın, Hırvatistan’ın bayrağı varmış da, Türk Bayrağı yokmuş!..

O halde Aydın Bey;

Ya “Hürriyet’in logosundaki Türk Bayrağı”ndan vazgeçeceksin, ya da “Demirtaş ve saz arkadaşları”na destek vermekten!..

Aksi halde;

Sana, “Kelkitli” demezler,

“Gel-Git”li deyip, acırlar!..

Japon askerine acıdıkları gibi!.. 

 ***************************************************************************

Ne yaparsanız yapın, Hürriyet’in camını kırmayın!

Mardin Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma, Dayanışma ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Velit Alptekin, Hürriyet gazetesi yazarı Selahattin Duman’a tepki göstermiş... Alptekin, yaptığı yazılı açıklamada; Duman’ın bir süre önce Hürriyet gazetesinde yayınlanan “Bana 1 Kasım’ı Sakın Sormayın” başlıklı yazısıyla şehit ailelerini rencide ettiğini belirtmiş...

Duman’ın şehitlik mertebesinin ne olduğunu anlamayacak kadar insanlıktan, milli ve manevi duygulardan yoksun olduğunu söyleyen Alptekin, “Bu yazısıyla Duman ile PKK terör örgütü arasında hiçbir fark yoktur” ifadelerini kullanmış...

Sonra da, Aydın Doğan’a seslenmiş; 

“Bu tür hastalıklı beyinlerin görevine derhal son verin!.. Bütün şehit ailelerinden özür dileyin!.. Aksi halde Doğan Holding’i boykot edecek ve o yazıyı yazan yazara dâvâ açacağız.”

Velit Alptekin’e tavsviyem şu:

Tepki gösterin!.. 

Boykot edin... 

Selâhattin Duman’a dâvâ açın!..

Bunların hepsine eyvallah... Ama, sakın ola, “Hürriyet’in camı”na taş atmayın!.. 

Siz, birçok “can”ı toprağa verseniz de fark etmez!.. Ama, sakın ola “Hürriyet’in camı”nı kırmayın!..

Çünkü;

Hürriyet için; “cam, can’dan kıymetli”dir!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
İbrahim KARAGÜL Arşivi