Resul KURT

Resul KURT

Kişisel verilerde FETÖ tuzağına dikkat

Kişisel verilerde FETÖ tuzağına dikkat

Daha önce de bu köşeden birkaç kez dile getirmiştim. İftira içerikli ihbar mektuplarının doğrudan Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Başbakanlık ve Bakanlığa gönderilmekte ve memurların özlük dosyalarında yer alması nedeniyle bu kişiler ömür boyu mağdur edilmekte, hak etmedikleri yaftayı boyunlarında taşımaktadırlar.

“Hoşa gitmeyen yönetici ve memurlar hakkında ya da belli bir makamda bulunan kişilerin görevden alınmasını ya da bir makama aday olan kişilerin atanmamasını sağlamak amacıyla ciddi bir şekilde ihbar, iftira ve gerçek dışı yaftalamalara engel olmak için ihbar mektuplarında ihbarcının TC Kimlik Numarası ve adı-soyadı ve açık adresiyle başvurusu halinde dikkate ve işleme alınması, ihbarın gerçekdışı çıkması halinde ceza ve tazminat hukukunun işletilmesi yoluna gidilmesi” gerektiğini belirtmiştim.

Böylece hem FETÖ mücadelesi daha etkin kılınacak ve hem de asılsız iftiralarla sağduyulu, namuslu ve dürüst memurlar korunacaktır.

Son günlerde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın milli çıkarlarımız doğrultusundaki açıklamaları ve dik duruşları açık veya kapalı olarak terör destekçiliği yapan ülkeleri adeta çıldırtmış, ülkemiz PKK, PYD, FETÖ, DEAŞ, TAK gibi terör kardeşlerinin hedefi konumuna gelmiştir. Özellikle devletin içerisine sızmış, kendilerini çok güzel kamufle eden, omurgasız ve onursuz FETÖ mensupları, birçok kişinin kişisel verilerine erişebilir hale gelmiş, 15 Temmuz öncesi başlayan ‘temizlik’ süreci, 15 Temmuz sonrası ciddi bir ivme kazanarak, birçok kişi bu görevlerden uzaklaştırılmış, ilişiği kesilmiştir.

Son günlerde birçok yazar gibi bize de her gün binlerce aynı tornadan çıkmış, algı operasyonu yapmaya dönük ‘yasal bankaya para yatırdım, yasal sendikaya üye oldum, FETÖ’cü sendikaya üyeliğim suç olmadığı gibi FETÖ’cü bankada hesabı bulunmak da suç değildir, haberim yokken FETÖ derneğine üye yapmışlar, cep telefonumu arkadaşıma vermiştim FETÖ programını yüklemiş’ gibi aynı içerikte mailler geliyor.

Kimse kusura bakmasın ama itirazların yapılacağı merci bellidir. Gerçekten iftiraya uğrayıp hakkını arayanlar doğrudan ilgili yasal prosedürlere göre itiraz edip hakkını arıyor. Yoksa yüzlerce yazara her gün binlerce mail yollamak hak arama yöntemi değildir. 

Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım önceki gün, “150 bin kişi içinde belki bin-2 bin kişi mağdur olabilir ama biz de adalet arıyoruz. 15 Temmuz’un mağdurları ne olacak? Mağdur edebiyatı ile kimse 15 Temmuz’u gölgelemesin” diyerek mağdurların sayıca az olduğunu ve buradan FETÖ’nün bir algı operasyonu yaptığını açıkladı. Evet, mağdurlar mutlaka var, ama bu 1-2 bin kişinin mağdur olmasının da temelinde yine konuyu sulandırmaya çalışan FETÖ’cülerin yaptığı iftiralar yer alıyor. 

Bazı kendini bilmez yöneticilerin KHK’ları fırsat bilerek kendisine rakip gördüğü veya çeşitli nedenlerle husumet beslediği suçsuz masum kişileri FETÖ’cü olarak ihbar etmesinden kaynaklanıyor. Bunların da ilk KHK’da görevlerine iadesi mümkün olacak.

Bu tip süreçlerde, çoğu kişi asılsız haberler yaptırmakta, iftira etmekte ve sevmediği, çıkar çatışması olduğu kişiler maalesef kripto ‘FETÖ mensupları’ tarafından hedef olarak göstermektedir. Buna da imkan verilmemelidir. Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım “Husumetlerimiz varsa geçmişte ‘Fırsat elime geçti ben de bunları FETÖ sepetine koyayım’ derseniz bunun bedeli ağır olur. İntikam ya da merhamet duygusuyla değil adaletle hareket edeceğiz” diyerek konunun diğer bir boyutunu ele aldı. Ki bu da bizim 15 Temmuz sonrasında birçok yazıda dile getirdiğimiz bir konudur. Mutlaka FETÖ’ye kukla olan bu kişilere de hesap sorulmalıdır.

Bu olağanüstü dönemde sağduyulu ve akılcı davranılması, uzun soluklu bir mücadele yürütülmesi gerekmektedir. Burada Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde ve kontrolünde üst düzey devlet memurları dışında, mutlaka akil insanların da bulunduğu bir üst kurul bünyesinde itirazlar ilmik ilmik değerlendirilmeli, bir iftiraya ve karalamaya imkan vermemek için gereken önlemler alınmalıdır.

Buradan belirtelim ki, her kim FETÖ’nün emellerine alet olmuşsa, elinde 15 Temmuz şehitlerimizin kanı vardır. FETÖ’cülere acımak veya onları affetmek 15 Temmuz şehitlerimize yapılacak en büyük ihanettir.

Bilirkişi listelerinde FETÖ’ ye geçit olmamalı

Çözümü; uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde oy ve görüşünü sözlü ya da yazılı olarak vermesi için başvurulan kişi veya kuruluşlar bilirkişi olarak adlandırılmaktadır.

Bilirkişiler görevlerini yaparken aşağıdaki etik ilkelere uygun davranmak zorundadırlar:

a) Bağımsızlık,

b) Tarafsızlık,

c) Dürüst davranma ve doğruyu söyleme,

ç) Görevini bizzat yerine getirme,

d) Sır saklama,

e) Eşitlik ilkesine uygun davranma,

f) Mesleki davranış ilkelerine ve meslek etiğine uygun davranma,

g) Ehliyet ve liyakatla hareket etme,

ğ) Temel yargılama ilkelerine uygun davranma.

Uyuşmazlıkların çözüm yeri, hukuk devletinde, mahkemelerdir. Mahkemeler tarafsızlığını ve adaleti sağladığı gibi, bilirkişiler de özel ve teknik bilgiler ve meseleler hakkında görüş beyan ederken, bu ilkelere sahip çıkmalıdır. Bu sebeple, belli bir terör örgütüne mensup kişilerin, bilirkişi olarak atanması tuzağına dikkat edilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Resul KURT Arşivi