İbrahim KARAGÜL

İbrahim KARAGÜL

Korona virüs salgını Asya’dan çıktı, ABD ve Avrupa’yı kırıyor

Korona virüs salgını Asya’dan çıktı, ABD ve Avrupa’yı kırıyor

Dünya düzenini;

ABD-Çin rekabeti, nükleer güç rekabeti, uzay savunması ve keşfi rekabeti, dünya nüfusunun yüzde 1’ine çalışan finans sistemi ve ekonomik düzen, kaynakları ve pazarları yönetenler, askeri ve ekonomik gücü zirvede olanlar, Soğuk Savaş sonrasını dizayn edenler, ülkelerin ve milletlerin kaderine müdahale etmeye çalışanlar değil…

Korona (COVID-19) değiştirdi.

Batı’nın yönettiği, yüzyıllardır devam eden dünya düzeni, değer yargıları, yaşam tarzı, güç anlayışı, dünya haritası, hayatı algılama biçimi çöktü. Bu bir slogan değil, bu zaten bekleniyordu. Salgın bunu hızlandırdı, belki de tamamladı.

Salgın hepimizi, dünyayı, Birinci ve İkinci dünya savaşları ile kıyaslanamayacak ölçüde değiştirdi, değiştirecek. Bildiğimiz, ezberlediğimiz, alışık olduğumuz dünya belki de bir daha hiç olmayacak.

Yeni bir dünyaya uyanacağız Hayatımızda neler değişecek?

Yeni tür yaşama tarzı, yeni alışkanlıklar, yeni gelenekler, yeni insan ilişkileri, yeni toplumsal hayat, yeni ekonomik düzen, yeni üretim ve tüketim formatları, yeni tür yerleşim ve şehirleşme felsefesi, yeni devlet algısı, yeni siyasi söylem ve ideolojiler, yeni örgütlenme biçimleri gelişecek.

Yaşam tarzımızı ve kültürümüzü, alışkanlıklarımızı, birbirimizle ilişkimizi, sosyal alanla bağımızı, üretim ve tüketim karakterimizi, hayata bakışımızı, çok şeyi değiştireceğiz.

Salgından sonra, istisnasız hepimiz, yepyeni bir dünyaya uyanacağız. Nelerin değiştiğini, değişeceğini işte asıl o zaman göreceğiz.

İnsanlık tarihinin en hızlı yayılan, en bulaşıcı virüsü

Şimdi hastalıkla, salgınla savaşıyoruz.

Bir virüsün nasıl bu kadar hızla yayıldığını, nasıl bu kadar bulaşıcı olduğunu, nasıl hâlâ aşı ve ilacının bulunamadığını, nasıl yavaşlatılamadığını, en erken ne zaman kontrol altına alınabileceğini anlamaya çalışıyoruz.

İnsanlar evlerine kapandı. Şehirler kapandı. Ülkeler kapandı. Tarihin hiçbir döneminde görülmedik ölçüde, dünyanın tamamını içeren önlemler alındı.

ABD gibi bazı ülkeler paniğe teslim oluyor..

ABD gibi bazı ülkeler, soğukkanlılığını kaybedip yüzbinlerce kayıptan söz eder hale geldi. Yine ABD ve Avrupa ülkeleri gibi birçok yerde sağlık sistemleri, tedarikleri çökme tehlikesi gösterdi.

Bilim insanları, sağlık sektörü, kurumlar canla başla çalışıyor. Kimi tedavi etmeye, kimi ilacını bulmaya, kimi toplumsal düzeni ayakta tutmaya, kimi sosyal dayanışmayı yaygınlaştırmaya çalışıyor.

Bazı ülkeler sıkıyönetim ilan ediyor, bazı ülkeler evde kalma yönünde toplumsal bilinci diri tutmaya çalışıyor. Milyarlarca insan, virüse karşı en güçlü silahı kullanıyor, bu görünmez düşmanı yenmeye çalışıyor.

Aşı ve ilaç haberleri neden Asya ülkelerinden geliyor? Verem aşısı umut olabilir mi?

Bilinen bütün ilaçlar taranıyor. Hangisi kullanılabilir, bakılıyor. Salgının ilacı henüz keşfedilemedi ama bazı ilaçların ikincil derecede tedavi edebilirliği üzerinde duruluyor, bu yönde denemeler yapılıyor.

Hemen her gün bir ilacın umut olabileceğine dair haberler yayılıyor. İnsanlık, tıp alanında bütün bilgilerini seferber ediyor. Bütün birikimlerini sahaya sürüyor.

Avustralya verem (tüberküloz) aşısı ve ilaçlarını test edeceğini açıklarken Japonya kaynaklı haberlerde de verem aşısı (BÇG) üzerinde duruluyor. Verem aşısının kullanıldığı ülkelere göre haritalar çıkarılıyor, verem aşısının zorunlu olduğu ülkelerde ölü sayısının daha az olduğu iddia ediliyor.

Ama gariptir; aşı ve ilaç haberleri Doğu’dan, Asya ülkelerinden gelirken ABD ve Avrupa’da bu yönde hiçbir hareket yok. ABD ve Avrupa, ilaçtan çok hastalığı yavaşlatmaya, daha da önemlisi sağlık sistemini ayakta tutmaya çalışıyor.

Sadece bir gün: ABD/1047, İspanya/950, İngiltere/569Ne oluyor bu ülkelere?

Her sabah Asya’dan, her akşamüzeri Avrupa ve ABD’den sonuçları, istatistik bilgilerini takip eder olduk. Dün ABD’den 1047 kayıp haberi, İspanya’dan 950, İngiltere’den de 569 kayıp haberi gelince facia ve endişe daha da korkutucu bir hal aldı.

Virüs Çin’de, Doğu’da ortaya çıktı ama ABD ve Avrupa’yı kırıp geçiriyor! Bunun sebebi bilinmeli. Batı ülkeleri bu kadar mı çaresiz ya da bilmediğimiz başka bir şey mi var?

Çin’in salgını nasıl kontrol altına aldığı, Japonya ve Güney Kore’nin nasıl yavaşlattığı, Singapur ve Hong Kong gibi ülkelerde ölüm oranının neden düşük olduğu, Avrupa’da sadece Almanya’da vaka sayısı fazlayken ölüm oranının düşük tutulabildiği ciddi merak konusu.

Zor coğrafyada mucizevi başarı: Türkiye; ABD ve Avrupa’ya değil, Japonya, Güney Kore’ye benziyor.

Türkiye, coğrafi olarak, İngiltere, Japonya, Güney Kore, ABD gibi korunaklı değil. Çok komşusu var, etrafında yoğun nüfus hareketlilikleri var. Kıtalararası geçiş güzergâhında bir ülke.

Ama Türkiye, salgını şu ana kadar belli oranda kontrol altında tutan bir ülke oldu. Vaka sayısı, kayıp sayısı bakımından Avrupa ülkelerine ve ABD’ye hiç benzemiyor. Daha çok Japonya, Güney Kore ayarında seyrediyor. Tedavi ve sağlık müdahalesi bakımından Almanya ile benzeşiyor.

Tabi ki bu, güçlü bir merkezi koordinasyon, hızlı karar alabilme, sağlık sisteminin ve altyapısının güçlü olması, soğukkanlı yönetim sayesinde büyük oranda. Coğrafya ölçekli değerlendirildiğinde Türkiye mucizevi bir mücadele yürütüyor.

Hiçbir ülkede böylesi yok. Bizdekiler virüsten daha tehlikeli, daha bulaşıcı..

Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan, milletimizin direncini kırmaya ve psikolojisini çökertmeye çalışan, salgını bile siyasi öç alma malzemesi yapan virüsten daha tehlikeli bir çevrenin bütün kötülüklerine rağmen yapabiliyor bunu.

Elbette önümüzü göremiyoruz. Hiçbir ülke göremiyor. Ama şu anki görünüm ve yürütülen mücadele yöntemi bize umut veriyor. Dünyanın umut bağladığı ABD ve Avrupa resmen çöktü. Umudun yeşerdiği ülkelerden birinin de Türkiye olmasına inancımız var ve bunu bütün insanlık için istiyoruz.

Bütün insanlık aynı gemide, aynı seferberliği yürütüyor. Kurtuluşu arıyor. Bulacak da. Bazı ülkeler çok bazı ülkeler az yara alacak. Ama gerçekten de dünya hiçbir şekilde eski haline dönmeyecek.

Umudumuz, en güçlü silahımızdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
İbrahim KARAGÜL Arşivi