Dr. A. Serdar TELLİOĞLU

Dr. A. Serdar TELLİOĞLU

Müziğin Tıpta Kullanımı ve Tarihçesi

Müziğin Tıpta Kullanımı ve Tarihçesi

"Tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini artırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, hastanın çevresini daha güzel ve hoşuna gider hale getirmek, ona en iyi musikiyi dinletmek ve sevdiği insanlarla bir araya getirmektir...’

İbn-i Sina

İbn-i Sina'nın bunu belirttiği yıllarda günümüz teknolojisi şu anda kullandığımız ilaçları üretmemekte idi. O yıllarda elbette aktarlar vasıtası ile ilaçlar üretilmekte olsa da yetersiz kalmakta ve başka tedavi arayışları olmaktaydı. Su tedavisi, kaplıca tedavisi vs gibi tedaviler yanında müzik etkin bir tedavi yöntemi olarak kabul görmekte idi. Esasında hala müzik etkin bir tedavi yöntemi olabilmektedir. Yaşanan acıların üstüne arabesk, uyumak için ninni, klasik müzik, canlılık katmak için hareketli şarkılar dinlemek de farkında olmadan kullandığımız bir tedavi yöntemi olabilmektedir 

Esasında tam verileri olmasa da müzik ile tedavinin M.Ö. 12.-13. Yüzyıla kadar gittiği düşünülmektedir. Ses uyumu ile ortaya çıkan müziğin tedavide kullanımına Hipokrat çok önem verirdi. Bir çok M.Ö. yaşamış Platon, Pisagor gibi ünlü düşünürler de dahil olmak üzere o zamanın bilim adamları tedavide müziğin önemini anlatmaya çalışmışlar ve tedavide kullanmışlardır. 

Türklerde müzik ile tedavinin 6000-7000 yıllık bir geçmişi var olduğu düşünülmektedir. Ramazan aylarının geleneği olan davul, Türklerde en yaygın müzik aletidir. Ayrıca üflemeli, vurmalı, yaylı çalgılarda kullanılmıştır. Halen Orta Asya'da Türk kökenli gruplarda da kullanılarak gelişen müzik anlayışı, İslamiyet'e geçişle daha da güçlenmiş ve tasavvuf musikisi ortaya çıkmıştır. İlk kurulan darüşşifa Kayseri'de olup daha sonra kurulan başta Amasya olmak üzere, Sivas, Fatih ve Edirne Darüşşifalarında müzik ile tedavi çok önemli idi. Türk müziği makamlarının her birinin başka bir hastalığa iyi geldiği olduğunu belirten yazılar günümüze kadar gelmiştir. Bu makamların etkilerinin ortaya çıkmasında gezegenlerin duruşu(astroloji), haftanın günleri ve saati, hastanın kişiliği ve hatta milliyetinin bile öneminin var olduğu düşünülmüştü. 

Osmanlı İmparatorluğunun yayılması ile klasik Osmanlı Hastaneleri Osmanlı topraklarında iyice yayılmış ve müziğin etkisini daha çok yerde kullanmaya başlamışlardır. Hatta Macaristan'da kaplıcalarda bu müzik tedavisi de önemli yer tutmaktaydı. Çocukların zeka gelişimini arttırmak, konstrasyonlarını üst düzeye çekmek, bazı akıl hastalıklarında  ruhu dinlendirmek için kullanılmaktaydı. 

Müzik tedavisi ile temelde kişinin bilişsel düzeyinin, becerilerin, duygusal gelişiminin, davranışlarının olumlu yönde belirginleşmesi, sosyal yeteneklerin gelişmesi ile yaşam kalitesinin arttırılması hedeflenmektedir. Müzik dinlemeye beyin zamanla yanıt verebilir, hatta uzun süre dinlemek beyin yapı ve fonsiyonunda değişiklikler yapabilmektedir. Esasında müzik sadece işitme üstünden işlev yapmaz, görsel, dokunma ve duygudurumunda da etki gösterir. Öyle ki bu şekilde beynin bir çok bölgesinde hormonal değişiklikler oluşmaktadır. Mesela yeni doğmuş bir bebekte ortaya çıkan kolik ağrılarının vantilatör, saç kurutma makinesi, elektrik süpürgesi gibi yanıt vermesi anne karnında alıştığı sese benzerlik gösterdiği içindir. Yeni doğan bebeğin bildiği müzik bu çünkü... Anne karnında klasik müzik dinletilmiş bebeklerin çoğunda koliğin daha az olduğu da belirtilmektedir. Demans, unutkanlık, duygudurum bozukluğu gibi psikolojik durumlarda müzik tedavisinin etkisi olabilmektedir. Bazı epilepsi(sara) hastalarında Mozart'ın K448 piyano sonatının dinletilmesinin nöbet sıklığını azalttığı gösterilmiştir. Aksine bazı müzik tipleri de nöbeti arttırmıştır. Bazı Mozart eserlerinin matematik işlemlerini çözme hızını arttırdığını savunanlar da vardır. Bazı şarkıların alışveriş isteği uyandırdığındab, bazı şarkıların iştahı arttırdığından profesyonel destek alan yerler bu tür şarkıları çalmaktadırlar. Çizgi filmler, filmler de müzik desteği ile korku, sevinç, hüzün, komediyi aktarırken daha fazla hissedilmesini sağlamaya çalışırlar. 

Müzik tedavisi, asıl bir tedavi olmamakla beraber bilimsel ve etkin tedavinin yanında kullanılabilen bir tedavidir. Hastaya ve hastalığa uygun doğru ritim, doğru enstrüman, doğru şarkı olması tedavinin en önemli ayağıdır. Yıllar önce darüşşifalarda da bu yüzden hastalıklar için ayrı makamlar ayrı enstrümanlar kullanmışlardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
1 Yorum
Dr. A. Serdar TELLİOĞLU Arşivi