Yusuf KAPLAN

Yusuf KAPLAN

Savaşların dünyası, dünyanın savaşları: İnsanı ve hakikati yok etme saldırıları!

Savaşların dünyası, dünyanın savaşları: İnsanı ve hakikati yok etme saldırıları!

İnsanlık tarihinde ender rastlanan bir salgınla karşı karşıya dünya. Genel bir salgın bu. Genel salgınların iki temel özelliği, korkusunun, kendisinden hızlı yayılması ve her yerde belirsizliğin, paniğin hükümfermâ olması.

Koronavirüsün biyolojik bir silah olup olmamasından daha etkili bu korku ve panik havası. Belki de yapılmak istenen şey, korku ve panik havasıyla dünyaya yeniden çeki düzen verecek olağanüstü bir atmosfer oluşturmak!

Dünyayı kaosa sürüklemek ve oradan da yeni bir düzen çıkarmak!

Başarabilirler mi, dersiniz?

Bu sorunun cevabını daha sonraki yazılarda vermeye gayret edeceğim. Siz bu soruyla boğuşadurun, bendeniz, biraz savaşlara bakmak, insanlık tarihi boyunca değişen savaş biçimleri ve etkileri üzerinde düşünmek istiyorum...

ÜÇ TÜR SAVAŞ: KONVANSİYONEL, ASİMETRİK VE DİJİTAL SAVAŞLAR

Üç tür savaştan söz edebiliriz...

Birincisi, simetrik, konvansiyonel savaşlar. Çağımızda bu tür savaşlara nadiren başvuruluyor artık.

İkincisi, adına literatürde Frenkçe “proxy war” denen, icat edilen uydularla, örgütlerle sürdürülen savaş. Uydu örgütler, postmodern zamanların paralı lejyonerleri; asimetrik her tür kullanıma açık güçleri, kuklaları. Deyim yerindeyse, postmodern eşkiyalar bunlar! Yeni tür çeteler!

Başkasına, bir güce, emperyalist bir güce para karşılığı hizmet eden komitacı asalaklar!

Korona öncesi döneme damgasını vuran savaş biçimi buydu.

Şimdi üçüncü bir savaş biçimi ile karşı karşıyayız: Dijital savaşlar.

Siber savaşlar değil, dijital savaşlar: Algı imparatorluğunu harekete geçirmek, önce yalan-yanlış imajlar üretmek. Dijital sosyal medyada kullanıma ve dolaşıma sokulan bu sahte algıların veya icat edilen, kasabalında ya da ekran karşısında üretilen imajların, algıların düzeltilmesi, dolaşıma sokulduktan sonra artık mümkün değil:

Savaş başlamış ve savaş bitmeden kazanılmıştır zafer!

Nedir zafer? Korku ve panik havası oluşturmak. Korku ve panik havasını, kaosa dönüştürmek!

Konvansiyonel savaşların silahları vardı; topları tüfekleri yani.

Asimetrik savaşların uyduları, her tür kullanıma açık paralı askerleri, lejyonerleri var.

Dijital savaşların ise, trolleri.

Trol deyip geçmeyin! Bütün devletlerin, belli başlı kurumlarının trol orduları hazır kıta savaşa hazırlar her ân.

Baştrol, dijital teknolojiyi bir savaş aracı olarak kullanan en etkili trol, bir devlet başkanı: Trump!

Hükümetlerin, bakanlıkların, partilerin, hatta şirketlerin trol orduları var -türlü tuhaf özelliklerle, sanal savaş teknikleriyle donatılan!

Bu trol ordularını en iyi kullananlar Ruslar: Troller, yeni Rus Çarı Putin’in paralı askerleri.

Yerlerinden kımıldamadan ama gözlerini kırpmadan ekranlardan sürdürüyorlar savaşları troller... Elle değil, parmaklarla, hatta zaman zaman tek parmakla, üstelik de!

Dijital devrim, parmak devrimidir aslında! Eli deviren parmağın zaferi!

Dünyayı troller yönetiyor, trollerle yönetiyorlar ama farkında değiliz. Ya da ciddiye almıyoruz biz.

Oysa dünyanın kaderi, trollerin parmak uçlarında şekilleniyor artık!

SAVAŞLAR, İNSANLARI NASIL ÖLDÜRÜYORLAR?

Savaşların insanla ve ölümle ilişkileri de değişiyor hâliyle...

Konvansiyonel, özellikle sanayi devrimlerinin başlangıcından itibaren gelişen modern teknolojinin araçlarıyla yapılan savaşlar, insanları kitleler hatta sürüler hâlinde katletti! Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında bu kitlesel katliamların ne kadar ürkütücü boyutlar kazandığı görüldü: İnsana insan olduğu için saygının bittiği; ruhsuz, vicdansız, zorba katillerin, katil diktatörlerin zuhuru, bunun ağır faturası insanlığa: İnsanlığın bitişi; zorbalığın, emperyalizmin zaferi!

Asimetrik savaşlarda, biyolojik savaşların hortlamasıyla, bir tuşa, düğmeye basarak yüzlerce, binlerce insanın birkaç saniyede öldürülmesi söz konusu oldu! Ölümlerin, duygusuz, hatta nârâlar atılan ölümlere dönüşmesi bu: Ölümü öldüren ölümler: İnsanın bitişi; duygusuzlaşması, ruhsuzlaşması, Makinenin zaferi!

Dijital savaşlarda kan akmıyor... Dijital savaşlar korku salarak, panik havası oluşturarak sürdürüldüğü için, insanın ölümünü amaçlamıyor; hakikatin ölümünü, yalanın, sahtenin, kurmacanın hükümranlığını, hatta üstünlüğünü, güçlülüğünü ilan ediyor!

Gerçeğin ölümü, sahtenin zaferi! Sanal gerçeğin, gerçek gerçekten daha gerçek katına yükseltilmesi!

Yani?

Yanisi şu: Bütün insanlığın epistemik kölelere dönüştürülmesi! Başka bir ifadeyle, fiilî sömürgeciliğin sona ermesi, dijital devrimle birlikte zihnî sömürgeciliğin zaferini ilan etmesi. Özetle, dünyayı, topraklarımızı işgal ederek değil, zihinlerimizi işgal ederek kontrol ediyorlar!

Zihnine sahip çık öyleyse!

Vesselâm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Yusuf KAPLAN Arşivi