Ne güzel söylemiş atalarımız dimi. Nerde görülmüş taşınan suyla değirmenin döndüğü. Maalesef eğitimde ülkemizde çok önemli hatalar yapılmaktadır. Bunlardan bir tanesi de taşımalı eğitimdir. Altı yaşındaki bir çocuğu sabahın erken saatinde köyünden alıp merkezde, okula getirmek akıl işi midir? Gelişim evresinde olan bu çocuklarımıza bu zulmü neden yapıyoruz.

Ülkemizde eğitimdeki en önemli sorun milli bir eğitim politikamızın olmayışıdır. Sürekli sistemi değiştiriyoruz. Ama ihmal ettiğimiz en önemli nokta, yapılan her değişiklikte her seferinde yeniden başlıyoruz. Ve bu nedenden dolayı maalesef ülke olarak eğitimde yol katedemiyoruz.

Birçok gelişmiş ülkede birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılmaktadır. Birleştirilmiş sınıf uygulaması, coğrafi olarak dağınık yerleşimden kaynaklanan bir uygulamadır. Önemli olan bu uygulamayı vatandaşa doğru anlatmaktır. Başarıya ulaşabilmek içinde bu sistemi hayata geçirebilecek donanımlı öğretmenler yetiştirmeliyiz.

Üç yıl birleştirilmiş sınıf öğretmenliği yapmış bir eğitimci olarak; bu uygulamada en kritik noktanın öğretmenlerin ve vatandaşın ön yargıları olduğu düşüncesindeyim. 2004 yılıydı. Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü son sınıf öğrencisiyken; birleştirilmiş sınıflarda öğretim dersini Öğretim Görevlisi Sayın Kemal CİVELEK hocamızdan aldık. İlk dersinde kullanmış olduğu bir ifadeyi sizinle paylaşmak istiyorum. “Evlatlarım, öğretmenlik üniversitede otururken öğrenilmez. Hele birleştirilmiş sınıf öğretmenliği hiç öğrenilmez. Sizler ülkemizin doğu bölgelerine atanacaksınız. Gittiğiniz okullarda müdür yetkili öğretmen olarak görev yapacaksınız. Bundan dolayı haftanın bir günü dönüşümlü olarak ilçede ki bütün birleştirilmiş sınıfları ziyaret edip, bu okullarda ders anlatıp tecrübe kazanmalısınız.”

Hocamın tam on dört yıl önce söylemiş olduğu bu sözleri hiçbir zaman aklımdan çıkarmadım. Bizim eğitimimiz aşırı teorik, işte bu yüzden uygulamada başarısız oluyoruz. Aslında tam tersini yapmamız gerekirken alt kademelerde olduğu gibi üniversitede öğretmen yetiştirirken de yine teorik bilgiye yoğunlaşıyoruz. Bir yıl boyunca ilçede ki bütün birleştirilmiş sınıfları gezip hepsinde ders anlattık. Aynı öğretim dönem de Van ilinin Çatak ilçesine birleştirilmiş sınıf öğretmeni olarak atandım. Okulun ilk günü ellerimi açıp hocama dua ettim. Allah’ım iyi ki böylesine donanımlı bir hocadan ders almayı bize nasip ettin, dedim. Çünkü anlattığı her şeyi yaşıyordum. Daha önceden okulları gezerek o işleri yapmış olduğum için inanınki hiç zorlanmadım.

Sözlerimden de anlaşılacağı üzere birleştirilmiş sınıf öğretmenliğinde başarılı olabilmemiz için, bu sınıflarda görev yapacak donanımlı öğretmenler yetiştirmeliyiz. Taşıma suyuyla değirmen dönmez. Öğrenciyi değil bilgiyi taşımalıyız. Hem de öyle ezberleyerek değil, çocuklarımızın zihinlerini geliştirmeli yani onlara balık tutmayı öğretmeliyiz. Kısacası öğrenmeyi öğretmeliyiz.

Vakit geç olmadan bir nesil daha taşıma sistemiyle heba olmadan bir an önce bu yanlış yoldan dönmeliyiz. Köy okullarımızı açıp, köylerimizi şenlendirmeliyiz. Köyde okul olması, o okulun bacasının tütmesi demek bu ülkenin lokomotifinin ilerlemesi demektir. Ülke olarak gelişebilmemiz için, gelişimin köylerimizden başlaması gerekir. Rahmetli dedem doksan yedi yaşında vefat etti. Neredeyse bir asır yaşadı. Dedemin bana söylediği çok anlamlı bir söz var. “Çarşıya gidenlerin hepsi, bir gün köye geri dönecekler .”

Dönüp dolaşacağımız yer yine köyümüzdür.