İbrahim KARAGÜL

İbrahim KARAGÜL

Terör ihalesi, entelektüel katiller, ‘Acımasız direniş’

Terör ihalesi, entelektüel katiller, ‘Acımasız direniş’

Türkiye dün yeni ve acı bir terör saldırısına daha muhatap oldu. “Terör" kavramının bütün unsurlarını taşıyan, tamamen sivilleri hedef alan saldırının amacı Türkiye'nin canını acıtmaktı. Masum insanlarımız, hiçbir şeyden habersiz misafirlerimizi hayatını kaybetti.

İntihar saldırganı Suriye'liymiş. IŞİD'ci, PKK'lı, MLKP'li, Esed'ci ya da her neyse. Hangi örgüte bağlı olduğunun çok da anlamı yok. Pimi kim çekti, anlamı yok. Ortada terör var bu örgütlerin hepsi Türkiye'ye saldırıyor. Doğrudan Türkiye'yi hedef alıyor. Ülkemizi, insanlarımızı vuruyor ve sadece kendileri için değil, başkaları adına da Türkiye'ye bedel ödetmeye çalışıyor. Üstelik birbirleriyle ilişkileri de gayet iyi.

İhale kime düşerse saldırıyı o yapıyor. Aynı ihale bazen PKK'ya, bazen IŞİD'e, bazen MLKP veya DHKP-C'ye veriliyor. İhaleyi verenler bazen Esed oluyor, bazen Avrupalı müttefiklerimiz, bazen Kuzey komşumuz bazen de Atlantik ötesi güç çevreleri.

PKK ve IŞİD'e terör ihalesini kim veriyor?

Bu yüzden Sultanahmet'te pimi çeken kişinin kimliği gözlerimizi kör etmesin. Tetiği çektirenin kim olduğu önemli bizim için. O intihar yeleklerini kimlerin hazırladığı, onları kimlerin silahlandırdığı hatta bu örgütleri kimlerin kurduğu, kimlerin topraklarımıza sürdüğü, kimlerin coğrafyamızın başına bela ettiği önemli.

Ankara'da patlayan, Sultanahmet'te patlayan bombalar, Güneydoğu'da ilçelerimize, köylerimize, şehir merkezlerimize yönelen “işgal girişimleri"nden, İstanbul'daki iş merkezlerini terör karargahlarına dönüştüren “iç işgalciler"den bağımsız değil. İhale dağıtanlarla ihale kapanlar, aracılar hep aynı dairenin içinde yer alıyor. Hepsinin farklı gerekçesi var ama ortak hedefi Türkiye.

Bu yüzden Cizre'de, Silopi ya da Sur'da işgali sona erdirmeye dönük mücadele ile Türkiye genelinde teröre karşı verilen mücadele aynı mücadeledir. Bu, Türkiye'nin millet olma, devlet olma, egemen olma, yarınını güvence altına alma mücadelesidir. Bu, yüz yıl sonra coğrafyamız yeniden biçimlendirilirken, haritalar yeniden şekillendirilirken, bize harita dayatanlara verilen kararlı bir cevaptır.

Çok büyük hayal kırıklığı yaşayacaklar

Türkiye'nin başka da seçeneği yoktur. Bu yüzden, terörle terbiye edilecek, dize getirilecek ülke değildir. Birinci Dünya Savaşı ve ardından Anadolu'yu kurtarmak için verilen mücadele ile aynıdır. Saldırılar bazen Sultanahmet'teki terör gibi gelir, bazen PKK üzerinden işgal girişimi olarak gelir, bazen YPG üzerinden Türkiye'yi çevreleme üzerinden gelir, ama hepsi, canımızı acıtıp bizi içeride boğma stratejisinin parçasıdır.

Ama biz Birinci Dünya Savaşı'nda Anadolu'da boğulmamışsak, o yüzyıllık parantezi kapatmaya azmettiğimiz, buna güç yetirdiğimiz dönemde asla boğulmayacağız. Çok büyük hayal kırıklığı yaşayacaklar.

IŞİD'in de, diğer örgütlerin de bu büyük paylaşımın Truva Atları olduğunun, tetikçileri olduğunun farkındayız ve hesaplaşma bu gerçek üzerine yürümektedir. Öyleyse, canımız acısa da Türkiye'yi bu yoldan döndürmeye, terör üzerinden diz çöktürmeye kimse muktedir olamayacaktır.

Entelektüel terör şebekesine dikkat!

Saldırıdan bir gün önce binden fazla akademisyen doğrudan Türkiye'yi hedef alan ortak bildiri yayınladı. PKK terörüne arka çıkan, teröre karşı tek cümle etmeyen bu kişiler, doğrudan Türkiye'yi hedef aldı; ülkemizi dünyaya, bir yerlere şikayet etmek istercesine çirkin cümlelere imza attı.

Terörle ortaklık teşkil eden, Türkiye karşıtı ne varsa onlarla işbirliği görüntüsü veren bu kişilerin imzasıyla ülkemize sıkılan kurşunlarla, sivil insanlarımızı hedef alan bombalar arasında hiçbir fark yoktur. Onlar terörün altına imza atmışlardır, Türkiye'ye savaş ilan etmişlerdir. Onlar da bir tür terör eylemine girişmişlerdir.

Nasıl PKK ile mücadele ediliyorsa, IŞİD'le mücadele ediliyorsa, bu entelektüel terör şebekesine karşı da bir vatan savunması esastır. Hayatları boyunca Türkiye'den intikam almaya ayarlı bu insanların bazıları ahmaktır, aptaldır ama bazıları gerçekten ihanet içindedir. Onlar, terör üzerinden yürütülen saldırıların ortaklarıdır.

Parayı veren herkes onları satın alabilir

Örgütlere ihale dağıtanlar onlara da ihale dağıtmaktadır. Bugüne kadar hep bu ihalelerle ayakta kaldılar, hep bu ihaleler yüzünden ülkeye sövdüler, hep bu ihaleler yüzünden ülkeden nefret ettiler, Türkiye karşıtı kim varsa onlarla işbirliği yaptılar.

Mao'cu oldular, Sovyet'çi oldular, gizli Amerikan muhibbi oldular. Para gelsin Suudcu da olurlar, İrancı da olurlar. PKK'nın uyuşturucu paralarından pay almak için, onun PR'cısı olmak için can atarlar. Tek ortak noktaları, tek hedefleri vardır: Türkiye düşmanı olmak.

O isimlere tek tek dikkat edin, büyük çoğunluğu hayatlarını bu ihaleler üzerinden kazanmaktadır, ihaleyi verenler onları bir yerlere yerleştirmektedir. Coğrafyamıza, ülkelerimize yönelen küresel istilanın tetikçileridir onlar, terörden çok daha büyük zararlar vermektedirler.

Hayatları boyunca yanlış hesap yapan, hep kaybeden, ülkenin ana omurgasından dışlanan bu hainler, bu kirliler, bu çirkinler, her kaybedişlerinde kendilerini başka bir ülkeye, güce satmanın arsızlığını hiç hissetmediler. Nasıl olsa, böyle entelektüel katiller için küresel ölçekte bir amele pazarı vardı ve “iş" piyasası oldukça genişti.

Hesaplaşma çok büyük..

Unutmayın, mücadele bir terör mücadelesi değildir. Söz konusu örgütler de sadece terör örgütleri değil. Dar anlamda terörü tartışmak zihinlerimizi bulandırır. Hesaplaşmanın boyutlarını, taraflarını, coğrafyasını iyi belleyin. Bu, yüz yıl sonraki ikinci büyük paylaşım savaşıdır. Ülkeleri yeniden bölmeye, milletleri birbirinden koparmaya, sokakları ve zihinleri ayrıştırmaya yöneliktir.

Türkiye bu anlamda yüzyılın mücadelesini vermektedir ve bütün oyunları bozan bir iktidar gücüne, iktidar alanına sahiptir. Harita taslakları Türkiye'nin sağlam iradesine çarpıp anlamsızlaşmaktadır. Coğrafyayı ve Anadolu'yu talan etmek için önce Türkiye'yi dize getirmek zorundalar.

Ancak bunu başaracak güçleri yoktur. Belki buna inanmıyorsunuz ama gerçekten yoktur. Türkiye öyle örgütler üzerinden sarsılacak bir ülke değildir. Son yüz yılda kaybettiğimiz milyonlara, ödediğimiz ağır bedellere dikkat edin. Diz çökmedik, yok olmadık, bir şekilde ayakta kalmayı bildik.

Türkiye direnişin ana karargahıdır

Oysa bugün ayakta kalmanın çok ötesinde hedeflerimiz var. Sadece Türkiye değil, coğrafyayı harekete geçirme, dünya savaşından bu yana devam eden o uğursuz rüzgarı tersine çevirme hevesimiz ve gücümüz var. Bu ülke, işte bu tarihi mücadelenin ana karargahıdır.

Örgütler gözünüzü korkutmasın, yarın ihale dönemi kapatılır, daha büyük pazarlıklar dönemi başlar, ortada kalıverirler. Entelektüel kiralık katiller zihninizi bulandırmasın, yarın kendilerine verilen destekler kesilir, onların de sesi kesilir.

Ama büyük bir arınma dönemine giriyoruz. Terör örgütleri kadar entelektüel terör şebekeleri de bu ülkeye, bu millete hesap vermek zorunda kalacak. Onlar nasıl terör örgütleriyle iç içeyse, onlara yönelik mücadele de terörle mücadele ile iç içe olacak.

Topyekün saldırıya, “Acımasız direniş"

Yüz yıl sonra yeniden Selçuklu ruhu geri dönüyor. Bin yıl önce akın akın Anadolu'ya gelen o ruh bugün dalga dalga bu toplumda yayılıyor. Siz bu ruhun tarih değiştiremeyeceğini mi sanıyorsunuz? O ruh hep tarih değiştirmiştir. Haçlılar'a karşı, Moğol istilasına karşı, Dünya Savaşı'na karşı hep tarih yazmıştır.

İşte yeni harita taslakları, örgütler üzerinden servis edilen çözülme stratejileri, yazar-çizerler üzerinden servis edilen ezberler bu dalga tarafından bozulacak, şaşırtıcı bir harita ile karşılaşacaklar.

Topyekün saldırı altındayız. Topyekün savunma yapacağız.

PKK'ya, IŞİD'e veya entelektüel terör şebekelerine karşı.

Bu öyle bir mücadele ki, “Acımasız direniş" dışında kalanlar kaybolup gidecekler, ihanetleriyle tarihin yanlış sayfalarında silinip gideceklerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
İbrahim KARAGÜL Arşivi