Yusuf KAPLAN

Yusuf KAPLAN

Terör örgütlerini kullanarak İslâm’la savaşıyorlar!

Terör örgütlerini kullanarak İslâm’la savaşıyorlar!

Fransa'da aynı anda 7 noktada ürpertici bir terör saldırısı gerçekleştirildi önceki gece! İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en büyük katliama sahne oldu Fransa.
O yüzden bütün sınırlarını kapattı Fransız yönetimi. Sıkıyönetim ilan etti. Fransız güvenlik güçleri sabaha kadar teröristlerle savaştı Paris sokaklarında!
Benzer sert güvenlik önlemleri İngiltere başta olmak üzere belli başlı Avrupa ülkelerinde de alındı.
Yazının başındayken çok açık, net ve sert bir dille Fransa'daki terör saldırısını kınıyorum. Nereden ve kimden gelirse gelsin, lanet olsun teröre, diyorum.
Burada sorulması ve mutlaka cevaplandırılması gereken hayatî sorular var:
Birinci soru: Terör sorunu nereden çıktı? Ne oldu da, 1989'da, Soğuk Savaş'ın bitirilmesinden hemen sonra dünya bir anda terör sorununun eşiğine yuvarlandı?
İkinci soru: Terör sorunu, neden İslâm dünyasında yaşanıyor yalnızca, dünyayı kana buluyor ve özellikle de Batı başkentlerini vuruyor acaba?
Terör örgütlerini icat edenler, Müslümanlar değil! Batılılar!

POSTMODERN “PORNOGRAFİK” SAVAŞ!

Son yazımda, “Batılılar, son çeyrek asırdır, bütün stratejilerini yalnızca İslam'ın yeniden tarih sahnesine çıkmasını durdurmak için geliştiriyorlar,” demiş ve hemen ardından: “Görebiliyor muyuz bunu, peki?” diye sormuştum.
Bu sorunun cevabı cevabını da net bir şekilde “Hayır!” diyerek vermiş ve sonra da “Niçin?” diye sormuştum.
Evet, niçin göremiyoruz peki?
İçinde yaşadığımız çağı anlamakta zorlandığımız için.
Yaklaşık çeyrek asırdır bambaşka bir dünyada yaşıyoruz: Postmodern bir dünya bu: Wallenstein'ın ifadesiyle, “bildiğimiz dünyanın sonu”.
Düzensizlikten düzen çıkarmaya ve böylelikle dünya üzerindeki hegemonyalarını ve sömürü düzenlerini postmodern yöntemlerle sürdürmeye çalışıyor Batılılar.
Postmodern küresel kapitalist hegemonya biçimini şöyle sürdürme savaşı veriyor Batılı hegenonlar: Birincisi, artık kendileri savaşmıyorlar; “proxy” / vekalet savaşları yürütüyorlar. Bu vekalet savaşlarını da terör örgütlerini kullanarak yapıyorlar!
İkincisi, birinci stratejiyle eşgüdümlü ve eşzamanlı olarak bütün medyalan kullanıyorlar: Medyada algı operasyonları yaparak, kitlelerin beyinlerini yıkıyor, zihinlerini körleştiriyor ve terör örgütleri üzerinden yaptıkları bütün operasyonları meşrulaştırıyorlar!
Bunun adı, “pornografik” savaştır: Burada parnografi'yi algı kapılarının kapanması, kitlelerin medyalar üzerinden ayartılması, uyutulması ve yutulması olarak tarif ediyorum.
İşte bunu göremiyor kitleler: Çünkü medyalar, sadece kukla örgütler üzerine odaklanıyor, kuklacı'yı ustaca saklıyor; böylece kitleleri ayrıntı'nın ayartılsıyla aptallaştırıyorlar!
Modernliğin geliştirdiği dört asırlık meydan okumanın sonucunda bütün dinleri, medeniyetleri ya yok ederek ya da fosilleştirerek dize getirdiler ve bitirdiler Batılılar. Yalnızca İslâm'ı dize getiremediler ve bitiremediler.
Bu yüzden yalnızca İslâm'ın insanlığın önünü açacak, insanca bir dünyanın kurulmasına imkân tanıyacak muhkem kaynaklara, hakikatten sistemen bir tarihî derinliğe ve herkese hayat hakkı tanıyan tek cihanşümul medeniyet tecrübesine sahip “güç” olduğunu çok iyi biliyorlar. O yüzden çeyrek asırdır yalnızca bizim üzerimize geliyorlar!

TERÖRÜ KULLANARAK İSLÂM'LA SAVAŞIYORLAR!

Fransa Cumhurbaşkanı, “masum Fransız halkı terörize ediliyor!” demiş.Fransız Cumhurbaşkanı Hollande'a sormanın tam sırası:
Siz, Batılılar, niçin 30 yıldır masum Müslümanları terörize ediyorsunuz!
Niçin terör örgütlerini silahlandırıyor ve İslâm dünyasını kan gölüne çevirmekten çekinmiyorsunuz?
Ve sonra da niçin İslâm fobisi diye bir hayalet icat ediyorsunuz?

İSLÂM'A DİZ ÇÖKTÜREMEYECEKLER!

Artık şunu bileceksiniz: Batılılar, görünüşte terörizmle savaşıyormuş gibi yapıyorlar ama gerçekte terör örgütlerini kullanarak İslâm'la savaşıyorlar!
Yakıcı soru şu tam bu noktada: Batılılar, niçin -sinsi, postmodern yöntemlerle- İslâm'la savaşma ihtiyacı hissediyorlar?
Şunun için: Emperyalist Batılılar, 3-4 asır gibi görece kısa bir zaman dilimi içinde bütün medeniyetleri ya yok ettiler ya da fosilleştirdiler. Çin'i, Hint'i, Rusya'yı, Japonya'yı kapitalistleştirerek fosilleştirdiler ve dize getirdiler.
Yalnızca İslâm'ı dize getiremedi ve fosilleştiremediler Batılılar. O yüzden çıldırıyorlar. O yüzden İslâm'la savaşıyorlar.
Niçin peki?
Bunun iki temel nedeni var:
Birincisi, eğer İslâm durdurulamaz ve dize getirilemezse, İslâm'ın yeniden tank sahnesine çıkması önlenemez, diye düşünüyor Batılılar.
İkincisi de, ailenin çöktüğü, toplumun çöktüğü, değerlerin çöktüğü Batı toplumlarının -dolayısıyla dünyanın- belli bir süre sonra hızla Müslümanlaşmasından korkuyor Batılılar!
Benim hüsnü kuruntuyla hareket ettiğimi düşünecek bazı okuyuculara sadece bir örnek vermekle yetiniyorum burada: Fransa'da “Itaat” başlıklı Fransa'nın Müslümanlaştığını anlatan bir roman yayımlandı ve Charlie Hebdo saldırısının yapıldığı gün hem de ve bu roman aynı gün yok sattı!
Bitmedi! Bu roman bu hafta Paris saldırılarının arefesinde “Submission” başlığıyla İngilizce'ye çevrildi; bu kez dünyayı sallayacak ve bütün dünyada yok satacak. Yarınki yazıda bu romanı mercek altına alacağımı hatırlatmış olayım burada.

ALLAH, NÛRUNU TAMAMLAYACAK!

Paris'teki terör saldırısı İslâm'a saldırıdır. Bu saldırı, başka ülkelerde de tekrarlanacak! Ve Batılılar, İslâm'a açıkça saldırmaya başlayacaklar! ABD başkan adaylarından biri, şimdiden, “Müslüman biri asla ABD başkanı olamaz ve olmayacak!” dedi bile!
Özetle: Müslümanlara zor zamanlar yaşatacaklar; Budizm'i, Hinduizm'i, Şintoizm'i, Konfüçyanizm'i dize getirdiler ama İslâm'ı dize getiremeyecekler!
O yüzden şunu iyi bilelim bu tür tezgâhlarla terörizmle savaşıyormuş gibi yaparak İslâm'la savaşıyorlar ve İslâm'a diz çöktürmeye çalışıyorlar!
Ama başaramayacaklar!
Allah (CC) nûrunu tamamlayacak!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Yusuf KAPLAN Arşivi