Aydan ÜSTKANAT

Aydan ÜSTKANAT

Vejetaryenlik bir diyet mi?

Vejetaryenlik bir diyet mi?

Herhangi bir gıda grubunu tüketmek; alkali beslenmek, kan grubuna göre beslenmek... Tüm bunlar kendi sağlığımız için seçtiğimiz beslenme biçimleri. Vejetaryenlik ise doğaya ve hayvanlara saygı, fedakârlık ve misyon gerektiren bir tavır.

Sayıların babası matematikçi Yunanlı filozof Pisagor, insanın hayvan soyundan geldiğini ve et yememesini öğütlediğinde tarih sayfaları MÖ 530’u gösteriyordu. Yazılı bir kaynak yok ama et yememe durumunun yaygınlaşması Pisagor’a atfedilmekte. Bu dönemden sonra birçok ünlü filozof ve din adamı et yememeyi tercih etti. Budistler herhangi bir hayvana zarar vermeme ilkesiyle, Hindular bazı hayvanları yemeyerek, Brahman rahipleri ise ineği kutsal kabul ederek “hayvan yemek” konusunda farklı akımlara sahip. Aslında diyet, tüketmeyi veya tüketmemeyi tercih ettiğimiz gıdaların tümünü tanımlayan bir kelime, beslenme biçimlerinin tümü. Yani vejetaryenlik de böyle bakarsak bir tür diyet. Öte yandan toplumsal bir duruşu temsil eden, nedenleri hayvan sevmekten doğaya saygıya, dini inançlara veya eski Roma’da olduğu gibi pahalı olduğu için eti reddetmeye kadar uzanan ve bu anlamda temel ilkeleri olan bir beslenme şekli. Üstelik bir çok çeşidi var, hatta bugün vejetaryenlikle kavga eden veganlık bile onun bir uzantısı.

YEMEK YEMENİN ADABI OLMALI

Benim işim gücüm yemekle ilgili ama şu çılgın yeme halleri var ya beni çok yoruyor. Kendini kaybederek yemek yiyenleri görünce iştahım kapanıyor. Elbette kimse açken kendisi gibi değil biliyorum; kan şekeri düşüyor, sinir tavan yapıyor, mide doysa göz doymuyor. Ama biraz kendine ve yediğine saygı... İştahla yemek yenmesine bayılırım, hatta bu insanlarla aynı masaya oturmaktan, sohbet etmekten ve onlara yemek hazırlamaktan ayrı bir keyif alırım. Ancak; Tabaklar dolup taşıyorsa, yemediğin, yiyemediğin yemeklerinüst üste yığılı tabakları garson tarafından toplanıp çöpe gidiyorsa, tam da bu sırada; Viyana’da, Paris’te yediğin yemeklerin muhabbeti başlıyorsa, iştahım kapanıyor. Yemek masasında yanıma oturanların biri aşırı yemek yediğinde “Amma çok yedin” lafı ağızımdan çıkabiliyor. Tabağında bir dolu et bırakana “Bu hayvan da boşa öldü yazık” diye söylenebilirim. Çünkü yemek yemek ahlaki bir mesele. Anlayacağınız bu israf ve şımarıklık durumu beni her an vejetaryen yapabilir.

Şu soruyu yıllardır kendime soruyorum; Doğaya ve kendine saygılı yemek yemek için vejetaryen olmaya gerek var mı? Bu uzun tartışabileceğimiz bir konu, kesin bir karar veremiyorum. Et yiyorum ama belli bir disiplinle. Acı çektiğini bildiğim ördeklerin ciğer patesini yemeyerek, et kullanımını en aza indirgeyerek, barbarca kesimi bekleyen hayvanların tüketimine destek olmayarak, tercihlerimi bilinçli yaparak, kesilen bir hayvanın hiç bir lokmasını çöpe atmayarak, doğanın dengesine saygılı, tüm canlıların farkında olarak kendimce bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Bunun sonu nereye gider, gerçekten vejetaryen olur muyum bilmiyorum. Bildiğim şey her gün en az üç kez tekrarladığımız yemek ritüelinin bir adabı olması. Vejetaryen olalım olmayalım, yiyecekler saygıyı hak ediyor. Bu anlamda sizin de kafanız karışıksa hadi birlikte tüm bu disiplinler ne “yemiyor” bir bakalım...

Vejetaryen kelimesinin anlamı: Kökeni ‘vegetus’ tan geliyor.

Vegatus; sağlıklı, hayat dolu anlamında.

Vejetaryen kelimesi ilk ne zaman litarüre geçti? 1842’de tüm hayvan eti, süt ve süt ürünlerinin de isteğe bağlı tüketilmediği bir beslenme biçimi olarak sözlüklere geçti.

Semi Vejetaryen: Bu grubu oldukça esnek bir diyetle kişisel nedenlerle bazı besinleri yiyip, bazılarını yemeyenler oluşturmakta. Genellikle hayvansal gıdaları yemiyorlar ancak balık tüketebiliyorlar. Hayvani gıdaları minimumda tüketip, sebze ve meyve ağırlıklı beslenenler yani vejetaryenliğin ilk basamağı.

Pasketaryan: Balık yiyorlar. Bunun dışında hiç bir eti yemiyorlar. Süt ve süt ürünleri, yumurta yiyorlar.

Lakto Vejetaryen: Et ve yumurta tüketmiyorlar ama bu gruptakiler tüm süt ve süt ürünlerini tüketiyor.

Lakto-Ova Vejetaryen: Et yemiyorlar, bu grup yumurta yiyor ancak süt ve süt ürünlerini reddediyor.

Veganlar: Vejetaryenliğin en üst noktası olan veganlık temel olarak her türlü hayvansal ürünü reddediyor. Veganlık sadece yemek diyeti değil. Onlar hayvan üzerinde deney yapan tüm makyaj malzemesi ve giyim sanayideki markalara tavır alıp bu ürünleri kullanmıyorlar. Hayvanlara yapılan eziyeti ve sömürüye karşı net bir duruş sergileyen veganların sayıları gün geçtikçe çoğalıyor.

Ünlü Vejetaryenler

Konfüçyüs, Plato, Pisagor, Sokrates, Leonardo Da Vinci, Thomas Edison, Mart Twain, Leo Tolstoy, Albert Einstein, Peter Singer, Poal Mc Cartney, Gnahdi, Steve Jobes, Jhon Lenon, Murathan Mungan, Martina Navrotilava, Brigitte Bardot, Zülfü Livaneli.

En ünlü Veganlar

Leonardo Di Capio, Al Gore, Ellen Degeneres, Mike Tyson, Bill Clinton, Natalie Portman, Carl Lewis, Russel Brand, Sertap Erener, Güven Kıraç, Harun Kolçak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Aydan ÜSTKANAT Arşivi