Öncelikle yeni yılın,başta sağlık olmak üzere bütün iyi dileklerimizi paylaşmak istiyorum.

2020 yılında yaşadığımız olumsuzları yaşamamak,yaşadıklarımızdan gereken dersleri çıkartabilme ümidiyle.

19 puan ve 12.sırada tamamladığımız 2020 yılı 15 haftası sonrası yeni yılın ilk maçını kendi sahamızda Gençlerbirliği ile oynadık. Doğrusunu isterseniz bu kadar eksik olmamıza rağmen, güle eğlene çok rahat bir maç oluyordu. Helede henüz 7.dakikada Skoda`nın golünden sonra rahat kazanabileceğimiz bir maç gibi geldi.

Çünkü karşımızda direnç göstermeyen, oyunun hiçbir yerinde kendini hissettirmeyen bir rakip vardı. Maşallah orta alanda Tunay Torun'un liderliğinde ileride sağda Samudıo, solda Fernando ile kanatları kullanıyor ve Skoda'ya güzel pozisyonlar ve fırsatlar yaratılıyordu. Skoda bugün yorgun gözüküyor ve gelen fırsatları cömertçe harcıyordu. İlk yarı sonunda araya giderken inşallah bu kaçırdıklarımızı aramayız diye düşündük.

2.devre Gençlerbirliği 3 oyuncu değiştirerek temaslı oyuna geçti. Biz kaldığımız yerden devam ediyorduk. Samudıo sözleşmenin sonuna geldik ben buradayım dercesine resmen resital yapıyordu.Tunay Torun`da oyun liderliğini eline almış maç eksiği olmasına rağmen takımı oynatıyordu. Tabiki böyle gitmeyeceği belliydi. Neticede süper lig maçı ve puanlar önemli. Bizler fırsatlar kaçırdıkça oyun disiplininden uzaklaşıyor aksine Gençlerbirliğini oyuna ortak ediyorduk.

Yenilen golde rakipler ölü topu diriltti ve Sefa Yılmaz'ìn asistini Soner gole çevirdi.Gol topu ağlardan çıkarken defansımızın ortasındaki MERİAH hala kamera açısına girmemişti.

Oyun disiplininden uzaklaşmanın sonucu. Açıkcası anlamakta zorluk çekiyorum. Bu kadar zayıf gözüken bir takıma karşı olmayacak hatalar yapmaya başladık.

Rakip takımdan hangi futbolcuyu kendi takımınızda görmek istersiniz diye sorsalar sahadakilerden hiçbirisi derdim. Sahada olmayan eksikliklerini başka.

Yenilen gol sonrası telaş başladı. 2.golü yakalayabileceğimiz fırsatları bulduk ve cömertçe harcadık. Tabi çıkarken topu kaptırmak ve hazırlıklsız yakalanmak bizim takımda genel bir rahatsızlık. TOMAS hocanın bunu çözmesi şart. Orta alanda kaptırılan bir top sonrası önce Gökhan AKKAN, sonrasında çizgi üzerinde TALBİ`nin müdahelesiyle 1 puana tutunduk.

Kazanılan penaltımız VARìn devreye girmesiyle pozisyon öncesi topun Samudıo,nun eline değmesiyle iptali.

Evet eksikliklerimiz var. Ancak oyuna sonradan dahil olan ,Kemal RÜZGAR ve Mchalakın hiçbir katkı sağlamaması, MERİAHìn oyun kuruculuğuna soyunup sürekli pas hatası yapması, asli defansif görevinini unutup geriye gelmemesi, TALBİ,nin çizgi üzerinden çıkardığı pozisyonda Meriah ortalarda gözükmedi bile.

TOMAS hocanın oyun aklı ve bilgisi, tecrübesi elbette tartışılmaz. Ancak bizim gördüklerimiz görüyordur ve önlemlerini alacaktır. REMY`nin sakatlığı ve belirsizliği,Skodanın gol atmasına rağmen formsuzluğu alternatif arayışına sokabilir.

Kazanamıyorsan kaybetmemek elbette önemli.Ancak oyuna bu kadar hakim olduğumuz,pozisyon yakaladığımız bir maçı kendi evimizde kazanamamak iyi olmadı.Ligin sonu ne gösterecek bilinmez.Bu maçı almamız durumda aşağısıyla aramızda mesafeli olacaktık.

Ancak Covit`te bile mesafe koymamız gerekirken 1 puanı Gençlerbirliğine hediye ederek, mesafeyi koyamadık.

5 yıl aradan sonra başta yöremiz ve Rizespor olmak üzere düşüncelerimi tekrar sizlerle paylaşmak ve katkı vermek istiyorum.

ÇAYKUR RİZESPOR biz Rizelilerin ortak paydasıdır. Her ortamda destek omak zorundayız. Elbette eksik ve yanlışlar olduğunda eleştiri olacak. Ancak eleştiri olumlu olursa eleştiri olur. Yoksa küçümsemek, yok saymak, hakaret ve kötü söz eleştiri değildir. Bizede yakışmaz.

Yeni yılın başta memleketimiz, milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Sağlıcakla ve sevgiyle kalın.