AKP 3-0 Yaparsa Rize Kaybeder

AKP 3-0 Yaparsa Rize Kaybeder
"Ak Parti Rize'de 3-0 yaparsa Rize çok şeyler kaybedecektir ve hizmet alamayacaktır", "Paketlemeleri Rize'ye taşıyacağız" sözünü sarfeden ama geçen sürede hiçbir paketlemenin Rize'ye...

"Ak Parti Rize'de 3-0 yaparsa Rize çok şeyler kaybedecektir ve hizmet alamayacaktır", "Paketlemeleri Rize'ye taşıyacağız" sözünü sarfeden ama "geçen sürede hiçbir paketlemenin Rize'ye taşınmamasına rağmen Rizeli'den gelen tepkiler üzerine Çaykur'un özelleşmeyeceğini söyleyen Ak Parti Rize Milletvekili adayının sözlerine nasıl inanacağız?" İşte Saadet Partisi Rize Milletvekili Adayı Cemil Çolak ile görüşmemizin ayrıntıları:

Saadet Partisi Rize Milletvekili Adayı Cemil Çolak, olay53 okuyucusundan gelen soruları cevaplandırdı.

Haber muhabirimiz İbrahim Köroğlu'nun Saadet Partisi Rize İl başkanlığı Binasında Cemil Çolak ile gerçekleştirdiği görüşmede Köroğlu, olay53 okuyucusunun sorularını Çolak'a sordu. Çolak ise soruları cevaplandırırken Saadet Partisi'nin kesinlikle baraj sorunu olmadığını dile getirerek Rize'nin ve Türkiye'nin tekrar Saadet Partisi iktidarına ihtiyaç duyduğunu belirterek Ak Parti'nin Rize'de 3-0 yapması halinde Çaykur'un özelleşeceğini ve Rize'nin Ak Partili iktidarla birlikte hizmet alamayacağını ve büyük yara alacağını savundu.

ibrahim-koroglu-cemil-colak-roportaj.jpg

İşte o görüşmede Saadet Partisi Rize 1. Sıra Milletvekili Adayı Cemil Çolak'a sorulan sorularla Çolak'ın sorulara verdiği cevaplar:

Neden milletvekili adayısınız?

Teşkilatımla, bazı sivil toplum kuruluşlarımızla yapılan çalışmalar neticesinde aday olmam istendi ve istişareler sonucunda Rize'de yaşamış olmam, Rize'yi ve Rize'nin sorunlarıyla bu sorunların çözümlerini ilçe ve il başkanlığı yaptığım dönemlerden dolayı çok iyi bilmem benim Rize'den milletvekili adayı olmamda etkili oldu. Bu vesileyle Rize'den milletvekili adayı oldum.

Rize ile ilgili projeleriniz nelerdir?

Öncelikle hedeflerimiz Çaykur'un özelleştirme kapsamından çıkarılmasıyla beraber organize sanayi bölgesi ve tersane.

Mecliste olmamız halinde Çaykur'un özelleştirmemesi ve özelleştirme kapsamından çıkarılması için elimizden gelen en üst çabayı sarfedeceğimize söz veriyorum. Bizim için Çaykur, Rize'nin olmazsa olmazıdır. Mecliste gerek iktidarda gerekse muhalefette olursak Rize'de yapılacak yatırımları teşvik ederek takipçisi olacağımıza söz veriyorum. Mecliste Rize'den muhalefet olmuş olsaydı komşu illerimizin almış olduğu organize sanayi bölgesi ile tersane bugün Rize'de olurdu. Biz mecliste olsaydık masaya yumruğumuzu vura vura iktidarın Rize'ye kazandıramadığı bu yatırımları Rize'ye kazandırmak için en üst çabayı sarfeder ve bu yatırımları Rize'ye kazandırırdık.

Bugün şayet Rize'de AKP lehine 3-0'lık bir sonuç çıkacak olur ve çaykur özelleşirse Rize'ye bir yatırım alınmazsa bizi, çayımızı ve Rize'ye yatırımları savunacak bir milletvekili dahi bulamayacak. Bu noktada muhalefet çok önemlidir.

Saadet Partisi'nin iktidar olmasıyla Çaykur özelleştirilmeyecek, öğrenci harçları kaldırılacak, asgari ücretten vergi alınmayacak, yeni istihdam alanları oluşturmanın gayreti içerisinde olacağız. Rize herşeyin en iyisini hak ediyor. Coğrafi olarak küçük bir vilayet olsa da Rize sosyoloji anlamda büyük anlam ifade ediyor.

Çaya en iyi fiyatı Saadet Partisi iktidarı vermesine rağmen Saadet Partisi'nin Rize'de neden oyları yükselmiyor?

Bu seçimde böyle olmayacak. İnsanımız Tayyip Erdoğan'ın Erbakan Hocamızın talebesi olduğundan Refahyol'un devamı olduğu düşüncesi içerisindeydi. Ama gelinen noktada çayda 1 TL.'nin yakalanamamış olmasıyla Hocamızın talebesi olmadığı görülmüştür. Çünkü çaya yüzde yüzün üzerinde bir zam vere bir Erbakan Hocamız ve talebesi olduğu iddia edilen insanın bunun yarısını dahi Rize'ye verememesi düşündürücüdür. İnsanımızda bu sefer verir, bu sene verir düşüncesiyle AKP'den yana tavır koyuyorlardı. Ama bu sefer göreceksiniz bu seçimde böyle olmayacak. Rize'de oylarımız yükselecek ve milletvekili çıkaracağımıza inanıyorum.

Saadet Partisi barajı aşabilecek mi?

Saadet Partisi'nin baraj sorunu yoktu. Şu anda sınırdayız ve barajı aşacağız. Bugün Habertürk kanalında yapılan anketlerde oy oranımız yüzde 7,1 gösterildi. Türkiye'de anketler nasıl yapılıyor biliniyor. Yapılan anketler inandırıcı ve objektif değil. Mesela Rize'de ailemiz sokakta yürürken bir bayan anketör olduğunu söyleyerek ankete tabi tutarak hangi partiye oy vereceklerini sorduğunda aile bireylerimiz Saadet Partisi'ne oy vereceklerini söylüyor ama anketörler burada Saadet Partisi'ni işaretlemiyor. Biz bunları 3-4 farklı noktada aynı şekilde yakaladık. Neden size verilen cevapları işaretlemiyor diye sorduğumuzda ise "Biz hangi partiyi işaretleyeceğimizi biliyoruz" diyorlar. Anketler bu şekilde yapılıyor. Buu tür anketler sağlıklı olmadığından şu anda sınırda olan partimizin bu seçimde barajı aşacağına ve mecliste yerimizi alacağımıza inanıyorum.

Bizler Çaykur'da çalışan 2007 girişli Meslek Yüksek Okulu mezunu çay eksperleriyiz. 2007 yılında yürürlüğe giren 5620 sayılı yasa gereği 120 gün çalışıp dışarı çıkarılıyoruz. Bizden öncekiler gibi projelerde yer alıp daimi çalışmak istiyoruz. Rize siyasilerine ve sivil toplum örgütleriyle çaykur Genel Müdürlüğü'ne sunduğumuz projelerimiz var. Bu bağlamda bir projeye dahil olmak istiyor, almış olduğumuz mesleki eğitimin karşılığı olan sürekli çalışma statüsüne yükselmek istiyoruz. Sizin bizlerin bu sorununu çözecek bir çalışmanız var mı?

Bu soruyu yönelten arkadaşlarımızla daha önce özel görüşmeler yaptık ve bu sorunun çözülmesi için Çaykur Genel Müdürü'nden randevu alarak çaba sarfettik. Bunu bu arkadaşlarımız da biliyor. Bu arkadaşlarımızın bu yöndeki her türlü mağduriyetlerinin ve yapılan ayrımcılığın giderilmesi için elimden gelen çabayı göstereceğim. Toplamda 280 kişi olan bu arkadaşlarımızın sorunu çözülemeyecek bir sorun olmadığından daha önce de göstermiş olduğum ilgiyi yine göstereceğimin ve sorunun takipçisi olacağımın sözünü veriyorum.

2007 yılında Çaykur'a ikinci bir sendikanın sokulması ile sendikalar mahkemelik olmuş, 4 yıldır işçiler hiçbir şekilde sendikal haktan yararlanamaz olmuştur. İşçiler arasında yüksek miktarda ücret farkı oluşmuş ve çaykur işçileri savunmasız bırakılmıştır. Bu sorunun çözümü için bir projeniz var mı?

Sendikalar bağımsız bir şekilde hareket ederse çalışanın, işçinin yanında yer alırlarsa faydalı olurlar. Bir siyasi partinin güdümünde sendikacılık anlayışı bu ülkeye fayda getirmez. Burada yapılmak istenen sendikacılık anlayışı bir siyasi partinin güdümündeydi. Bunu aşırı ve açık bir şekilde o siyasi partinin gölgesinde olduklarını itiraf etmişlerdi. Yapılan çalışmalarda da şu anda o siyasi partinin yanında yer aldıklarından bu sendika tarafsızlığını yitirmiştir. Burada eşit hak ve eşit ücret olmak zorundadır. Aynı işi yapanların farklı ücretler alması haksızlıktır. Bu konuda Çaykur Genel Müdürlüğü ve bakanlıklar nezdinde çalışmalar yapabileceğimi ve gerekirse bu sorunu meclise taşıyacağımın sözünü veriyorum.

Rize'nin size göre en önemli sorunu nedir? Bu sorunun çözümü için projeniz var mı?

Rize ile Türkiye'nin en büyük sorunu işsizliktir. Şayet şu anki milletvekili adaylarımız ortalama 5 bin kişiye istihdam sağlayacak organize sanayi bölgesi ile 15-20 kişiye istihdam alanı oluşturabilecek tersaneyi Rize'ye kazandırmış olsaydı şu anda Rize'nin işsizlik sorunu gibi bir sorunu olmayacaktı. Hatta bu yatırımların Rize'ye kazandırılmasıyla birlikte Rize dışında yaşayan Rizelilerin tekrar Rize'ye dönmeleri sağlanabilirdi. Bu şekilde Rize göç veren değil göç alan bir il konumuna geleceğinden Rize'nin nüfusu artacak, Rize'ye ek ödeneklerin gelmesi, bütçeden alınacak payın yükselmesi ve Rize'nin milletvekili sayısının tekrar artması demekti. Tersane, organize sanayi bölgesi ve çaykur'un özelleştirilmemesi bu sorunu çözecektir.

Saadet Partisi'nde Necmettin Erbakan'dan sonra liderlik sorunu var mı?

Partimizin böyle bir sorunu yoktur. Genel Başkanımız anayasa hukuk profesörüyle birlikte iki dalda profesördür. Mecliste deneyimi ve tecrübesi olan bir insandır. Biz genel başkanımızdan son derece memnunuz. Kısacası Saadet partisi'nin liderlik sorunu gibi bir sorunu yoktur.

Çaykur'daki sendika olaylarını nasıl görüyorsunuz?

Demokraside çoğulcu olsun. Ama sendikalar, siyasi partinin güdümünde olmamalı. Siyasi parti güdümünde olursa sorun daha büyür, taraflı olur. Bundan dolayıdır ki siyasi partilerin ellerini sendikadan çekmesi, sendikacılık yapan insanların da siyasi partilerin ve iktidarın hegomanyası altına girmemeleri gerekir.

Saadet Partisi barajı aşamazsa siz Rize ile ilgili projelerinizi iktidar partisiyle paylaşacak mısınız?

Öncelikle şunu birkez daha belirteyim. Saadet Partisi'nin kesinlikle baraj sorunu yoktur. Yalnız bu soruda istenildiği gibi cevap verecek olursam söylediklerimiz, projelerimiz ortada olup bizim yaptığımız muhalefet Rize için olduğundan tabiki paylaşacağız. Bizim muhalefetimiz ve çalışmalarımız şahıslar yada siyasi partiler için değil Rize içindir.

Saadet Partisi belediyelerde ve belediyecilik anlayışında öncü bir parti iken neden milletvekilliği seçimlerinde bu başarıyı yakalayamıyor?

Ülkemizde insanlarımıza iki parti gösterilerek şöyle deniliyor: "Bakın oylarınız boşa gidecek" Bu sözlerle insanlarımızın düşünceleriyle oynuyorlar. Halbuki sen bu partinin başarılı olabileceğine inanarak bir oy verirsen ve verdiğin oyun sorumluluğunu bilebilsen sorun yok. Bizi bu insanlara "barajın altında kalacaklar sizin onlara verdiğiniz oylar boşa gidecek" diye lanse ettirip basın da bu şekilde yansıtarak çalışma yaptı. Oysaki bunlar sağlıklı bilgiler değildir. yapılan anket çalışmaları da sağlıklı değildir. Ne olursa olsun diyoruz ki bizim baraj sorunumuz gibi bir sorunumuz yok ve 13 Haziran sabahında Saadet Partisi adını tekrar meclise yazdıracaktır.

Saadet Partisi Rize'de Şevki Yılmaz'dan sonra neden aynı başarıyı gösteremiyor?

Şevki Yılmaz'ın gerçekten bir katkısı vardı. Bunu yok sayamayız. Yılmaz, siyasi tecrübesi olan bir insandır. O dönemin şartları ve zeminlerin uygun olduğu söylemleriyle beraber siyasi boşluktan da faydalanıldığı bir dönemdi. O dönemdeki Refah Partisi ile bu döneme bakıldığında Refah Partisi'nin bire değil ikiye bölünmüş olduğunu görüyoruz. O dönemin meşhur yazarlarından birisinin Refah Partisi'nin yükselişini ve başarısını engellemek için "Refah Partisi'ni bire değil ikiye hatta üçe bölmek gerekir" diye bir yazısı vardı. Bu dış güçlerin istediği bir istekle beraber onların emeliydi. Çünkü Refah Partisi bu toprakların özü, milli duruşun simgesiydi. Erbakan Hocamız rantiyecilerin gelirlerine çomak soktuğundan o dış güçler ""ne yapalım bu partiyi bölelim dediler" şu anda iktidarda olan parti ile daha sonra bir parti daha bizden ayrıldı. O dönemde böyle bir ayrımcılık olmadığından o günkü başarımızda bununda etkisi vardır.

Şevki Yılmaz'a milletvekilliği adaylık teklifiniz oldu mu?

Hayır, olmadı. Yılmaz'a adaylık teklifini de düşünmedim. Kendisinin de bize böyle bir talebi olmadı.

Ak Parti'nin Rize adaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dışardan gelen bakanımızın Rize'yi ve nüfusu ne kadar bildiği tartışılır. Rizelinin bakanımıza sorunlarını paylaşmak noktasında ulaşabileceğine inanmıyorum. 3. sıra adayı da İstanbul bölgesinden gelen bir aday. Bunların içerisinde her ne kadar halk arasında kendisine tepki olsa da insanımızın ulaşabileceği insan Hasan Karal'dır. İçlerinde bir tek onu yerli görüyorum.

AKP'nin Rize'deki temayül yoklamasına giren 15 aday arasından hiçkimseyi aday göstermemesi başbakanın demokratik bir seçimi olmadığını, kendi teşkilatlarının görüşüne saygı duymadığının göstergesidir. Bu AKP'nin kendi iç meselesi olmakla birlikte Rize ile ilgili projeleribunların yapacağına inancım yok. Çünkü iktidarda olmalarının yanında aynı başbakan vardı. Şu anki Rize adaylarının biri devlet bakanı diğeri il başkanıydı. O dönemde bu projeleri hayata geçiremeyen bu ekibin bu dönemde de bu projeleri hayata geçireceklerine inanmıyorum.

CHP'nin Rize Milletvekili Adayı Kenan Bıyık'ın sürekli parti değiştirerek her seçimde farklı bir partiden aday olması siyasette kazanmak için herşey mübah mı anlayışında olduğunu gösteriyor? Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Ben bir davaya inanmışsam o dava yolunda giderim. Benim davam milli görüştür. 42 yıldır bu topraklarda bizleri hiç utandırmayan işçisi, memuru, esnafı, çiftçiyi, köylüyü, dulu, çayçıyı en çok sevindiren partidir. Milli ve manevi değerleri olan bir partidir. Önce ahlak ve maneviyat değerleriyle ağır sanayi hamlesi diyen bir partiyiz. Ben böyle bir partide olmaktan onur ve şeref duyarım. İlkelerim ve inancım doğrultusunda bu partideyim.

Bu arkadaşımızın birgün sağ partide birgün sol partide olması kendi takdiridir. Saygı duyuyorum. Rizeli arkadaşlarımıza hizmetleri olmuştur. Belki TBMM'ye giderse mdaha iyi hizmet verebilirim diye düşünüyordur. Ama çok parti değiştirmesi onun için partinin, düşüncenin ve fikrin önemli olmadığı görüşünü ortaya çıkarıyor. Sadece ve sadece TBMM'ye nasıl gidebilir, belediye başkanlığı koltuğuna nasıl oturabilirim? diye bir düşünce içerisinde olduğu görüntüsü ortaya çıkıyor. O koltuğa bir an önce hangi partiyle olursa olsun oturmalıyım düşüncesindeyse ben bu düşünceye saygı duymuyorum. Çünkü yaptığı iş ve hareket onu gösteriyor. Ben bunu kamuoyunun takdirine bırakıyor ve halkımızın en iyi kararı vereceğine inanıyorum.

Saadet Partisi tekrar iktidar partisi olabilecek mi?

Allah'ın izniyle olacak. Gidişat onu gösteriyor. Başka bir alternatif yok. Şu an ülkede tek başına iktidarlık görmüyorum. Teşkilatlarımızla görüşmelerimiz ve yaptığımız kamuoyu araştırmalarının sonucunda tekrar iktidara geleceğimize inanıyorum.

Rize'nin Rizeli bir başbakana ve iktidar partisi milletvekillerine sahip olmasına rağmen bu kaynaklardan yeterince faydalandığını düşünüyor musunuz?

Hayır, dşünmüyorum. Mesela komşu ilimizde önümüzdeki günlerde bir olimpiyat yapılacak. Günde milyonlarca para orada dönecek. Bu olimpiyatlar Rize ile ortaklaşa yapılabilirdi. Bunu yaptıracak, ağırlığını koyacak olan siyasi güçtür. Organize sanayi bölgesi sorunu 3 vatandaşımızın sıkıntısı giderilemediğinden çözülemedi. Bunu yapacak ve bu sıkıntıyı çözecek olan siyasi iradeydi. Türkiye ve dünyadaki gemi sanayisini elinde bulunduran Rizeli armatörlerimiz ve işadamlarımız olmasına rağmen tersane Rize'ye kazandırılamadı. Bu projeler başbakanımıza sunulduğu zaman başbakan Türkiye'nin 81 iliyle ilgilenmenin yanında Ortadoğu ve dünya devletleriyle de ilgilenmek zorunda olduğundan herşeyi takip edemez. Milletvekilleri, il başkanları ve örgütler bu noktada vardır. Demek ki bunlar çalışmamıştır, çalıştırılmamıştır. Diğer milletvekilimiz Mesut Yılmaz'ın da zayıf kalması, hiç muhalefet yapmaması ve özellikle çay konusunda mecliste herhangi birşey söylememesi bunları rahat ettirmiştir. O yüzden milli görüşün muhalefeti olarak mecliste olarak bunları çalıştırmak, teşvik etmek ve oturtmayız. Bu aşamada Saadet Partisi'ne verilecek her oyla başbakanın acaba ne oluyor gibilerinden daha iyi düşünmesi çok önemlidir. Eğer burada 3-0'ı alırlarsa be nnasıl olsa istediğimi herzaman alıyorum düşüncesiyle Çaykur özelleşir, çaya istedikleri fiyatı verir, o rahat ortamı bulur. Bu insanımızın, Rizemizin ve ülkemizin geleceği için başbakanımızın o rahat ortamı bulmaması gerekir. Bir muhalefet olması milli görüş muhalefeti olması Rizemiz ve ülkemiz menfaati için önemlidir.

Çaykur'un özelleştirme kapsamında olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çaykur, 2013 yılında özelleşecek kamu kurumları arasına alınan bir kamu kuruluşudur. Özelleştirme kararı alınmış altına imzalar atılmıştır. Bu yönde Rize milletvekili adayı Devlet Bakanının "bugün olmazsa yarın mutlaka olacaktır" söylemine yakın sözleri vardı. Çok tepki gelince 2. sıra adayı "Çaykur özelleştirilmeyecek. Bunun sözünü veriyoruz" dedi. Bizde diyoruz ki madem Çaykur özelleştirilmeyecek bunu kanuna bağlayın. Çaykur'u özelleştirilecek kamu kuruluşları listesinden çıkarın ve bunu kanunla gösterin. Şimdi Çaykur özelleştirilmeyecek diyen o milletvekili adayı 2002 seçimleri öncesinde o zamanda il başkanıydı ve Rize dışındaki paketlemelerin hepsinin Rize'ye alınacaklarının sözünü vermişti. Henüz o paketlemelerin bir tanesi bile Rize'ye alınmadı. Şimdi biz sizin "Çaykur özelleştirilmeyecek" sözünüze nasıl inanalım, sizin sözünüzde duracağınıza nasıl inanacağız. Kimseye iftira atmıyor doğruları söylüyoruz. Bir milyonu aşkın insanı ilgilendiren Çaykur, iki üç kanunla yönetilemez. Çaykur'un daha iyi yönetilmesi için yeni kanunlara ihtiyaç var. Çaykur'un özelleştirilmemesini istememizin ana sebepleri çayın piyasasının fiyatının yüksek tutulması, müstahsilin mağdur edilmemesi için stokların yapılması gerekir. Bunu da yapabilecek en güçlü kuruluş Çaykur'dur. Şayet Çaykur özelleşirse birkaç tane firma bunu ele geçirirse Çaykur değerini kaybeder, kaçak çayda Rize'ye girer. Bu şekilde 1 TL. maliyet de kurtarmaz ve 1 TL.'yi aşan maliyetteki çaya adam 30-40 kruuş fiyat verirse bu bizim sonumuz demektir. Çaykur özelleşirse bizi bunlara mahküm ederlerse bu Rize'de ana şalterin inmesi demektir. Ana şalter inerse şu Rize'de bir elektrik yanmaz, 3 milletvekili sayısı bire düşen bir il haline geliriz.

Çaykur'un Ak Parti iktidarı döneminde özelleştirme kapsamına alınmasına rağmen Ak Partii Rize Miletvekili adayı Hasan Karal'ın Çaykur'un özelleştirilmeyeceğini açıklamasını  nasıl  değerlendiriyorsunuz?

Burada tam bir tutarsızlık var. Burada korkulan güdümlü, bağımlı politika yaparsanız kendi başınıza istekleriniz doğrultusunda hareket edemezsiniz. IMF, avrupa eksenli politika yaparsınız. O IMF "sen Çaykur'u ve şu şu kamu kuruluşlarını özelleştirecek, özelleştiriken de yer göstererek şu şu firmalara vereceksin" diyor. Ona bağımlı olduğun müddetçe çaya onun istediği fiyattan farklı fiyat veremezsin. Şu anda bağımlı bir politikayla Çaykur'un diz çöktürülmesi sağlanmak isteniyor. Bu aşamada Gürcistan'a sıfır faizli karşılıksız kredi verilerek Gürcistan'a çay ektirmeye çalışıyor. Türkiye'de çaylık arazilerini söktürmeye Gürcistan'da ise çay ektirmeye çalışan bir Avrupa Birliği ve IMF var. Bunlara bağımlı bir politikayla beraber inanıyorum ki hükümet IMF'nin 1 kuruştan fazla vermezsin dediği an bunu 2 kuruş yapamazlar. Böyle güdümlü politikalarla beraber halkımızdan da gelen tepkiden korktuklarından attıkları imzanın arkasında duramıyorlar. Dursalar olmuyor durmasalar olmuyor. Bir taraf İsa bir taraf Musa kimseye yaranamıyor. Bundan dolayı net olamıyorlar. İşin aslında güdümlü politika izleyen bu insanlareninde sonunda seçimden sonra göreceksiniz ki Çaykur'un altına imza atarak ellerini kaldıracaklar ve Çaykur özelleşecektir. Bunu da bizim yapacağımız birşey yok, küresel gelişen dünyada özelleştirme olmalı, parti programıdır. Rizeli başbakan var diye çaya ayrı fındığa ayrı davranamaz ve ayrımcılık yapamaz, herkese eşit davranmak zorundaydık gibi sözlerle bu işi geçiştireceklerdir. Bağımlı, güdümlü politika izleyen bu insanlar kendi özgür iradeleriyle karar veremezler ve veremiyorlardır. O yüzden vekil adaylarının Çaykur özelleştirilmeyecek söylemlerini inandırıcı bulmuyorum.

Saadet Partisi Rize Milletvekili 1. sıra adayı Cemil Çolak'a bizleri il başkanlığı binasında misafir ettiğinden dolayı teşekkürlerimizi sunuyor, girmiş olduğu seçim yarışında kendisine ve partisine başarılar dilerken başta Saadet Partisi'ne gönül verenler olmak üzere tüm okuyucularımızdan cuma günü yayımlayacağımızı duyurduğumuz bu haberimizi elimizde olmayan nedenlerden dolayı birgün gecikmeyle yayımladığımız için özür diliyor ve ekleyebilecekleri olur düşüncesiyle son sözlerini almak üzere sözü milletvekili adayı Cemil Çolak'a bırakıyoruz.

cemil-colak.20110514030417..jpg

Saadet Partisi'nin iktidar olduğu 11 aylık dönemde verilenler var. Erbakan Hocamızın 11 ayda Türkiye'ye verdiklerinin 9 yılda yarısını veremediler. Çaya yüzde 112, işçiye, memura, dula, yetime, esnafa, köylüye, bağkura ve emekliye yüzde 300'ü aşan bir zam bizim dönemimizde verildi. Bizim dönemimizde asgari ücretle 48 tüp alınırken bugün 10 tane tüp alınabiliyor. Halkımızdan bunları iyi değerlendirmesini talep ediyorum.

Asgari ücretten vergi alınmayacağını, doğuştan T.C. nüfus kağıdına sahip olan insnaın yeşil karta ihtiyaç olmadan direk S.S.K.'lı olacağını biz daha önce yaptık. Bunlar önemli projelerdir. Diğer partiler yapacaklarından bahsederken bizse yaptığımız bu projeleri yeniden yapacağımızı söylüyoruz. Aramızdaki fark budur. Bizi bu noktada değerlendirmenizi istiyoruz ve bizi bu noktada değerlendirin. İyi bir muhalefetin, milli görüş muhalefetinin mecliste olması gerektiğini, Rize'nin 3-0 AKP lehinde olması halinde Rize'nin hizmet alamayacağına inanarak Rizeli hemşehrilerimizin bizibu şekilde değerlendirmelerini ve bir kez daha bize şans vermesini istiyoruz. Bu seçimde halkımızın bizi iyi değerlendirmesi sonucunda onları utandırmayacağımızın sözünü veriyoruz.

Saadet Partisi'nin olduğu bir mecliste Rize ve Rizeli'nin hakkını savunacağımızı, orada uyumayacağımızı, koltuğa çakılı değil ayakta hizmet eden bir vekil olacağımızın sözünü veriyoruz.