Anahtar Parti'den Uyarı: "Faiz ve Döviz Kuru Politikaları Ekonomiyi Boğuyor!"

Anahtar Parti'den Uyarı: "Faiz ve Döviz Kuru Politikaları Ekonomiyi Boğuyor!"
Anahtar Parti Rize İl Başkanı Av. Remzi Kutanoğlu, Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durumu eleştirerek, özellikle faiz ve döviz kuru politikalarının enflasyonu körüklediğini ve halkın alım gücünü düşürdüğünü belirtti.

Anahtar Parti (A Parti) Rize İl Başkanı Av. Remzi Kutanoğlu, 2020-2023 yılları arasında uygulanan düşük faiz politikalarının ekonomik istikrarı zorlaştırdığını ve dövize olan talebi artırdığını vurguladı. Mevcut durumda enflasyonun yükseldiği, faiz oranlarının arttığı ve döviz kurunun sabit tutulmaya çalışıldığı bir ortamda Türkiye ekonomisinin kırılganlığının arttığını ifade eden Kutanoğlu, "2020-2023 yılları arasında ‘NAS’ söylemi altında enflasyonu kontrol altına almak amacıyla uygulanan düşük faiz politikaları, Türkiye’nin ekonomik istikrarını daha da zorlaştırdı. Faiz oranlarının düşürülmesi, dövize olan talebi artırırken, halkın alım gücünü de ciddi şekilde etkiledi. Bugün, enflasyonun yükseldiği, faiz oranlarının arttığı ve döviz kurunun sabit tutulmaya çalışıldığı bir ortamda, Türkiye ekonomisi ciddi bir çıkmazla karşı karşıya" dedi.

A Parti Rize İl Başkanı Av. Kutanoğlu, 2020'den bu yana artan enflasyon oranlarının özellikle dar gelirli kesimler üzerinde ağır bir yük oluşturduğunu dile getirdi. Mayıs 2023’te yapılan seçimler sırasında %39,59 olan yıllık enflasyonun 2024 ortasında %37,86'ya gerilemiş olsa da, bu düşüşün geçici olduğunu ve halkın yaşam standartlarında belirgin bir iyileşme sağlanamadığını belirtti. "Gıda, kira ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlardaki fiyat artışları, halkın büyük çoğunluğunu derinden etkiliyor" diyen Kutanoğlu, yoksulluk sınırının 81.000 TL, açlık sınırının ise 24.000 TL'ye yükseldiğine dikkat çekerek, “Halkın büyük bir kısmı geçim sıkıntısı çekiyor" dedi.

İl Başkanı Av. Remzi Kutanoğlu, “Yoksulluk ve açlık sınırının bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, enflasyonun daha da arttığını görmek, toplumun geniş kesimlerini zor durumda bırakıyor. Hükümetin enflasyonla mücadele politikasının etkisiz kalması, halkın günlük yaşamını olumsuz etkilemekte ve halkın hükümete olan güvenini zedelemektedir" şeklinde konuştu.

Kutanoğlu, döviz kurundaki artışların ve yüksek faiz oranlarının enflasyon üzerindeki etkilerine de değindi. Türkiye'nin "carry trade" (faiz farkı ticareti) cenneti haline geldiğini ve sıcak para girişinin ekonomiyi daha kırılgan yaptığını ifade eden Kutanoğlu, "Kur korumalı mevduat uygulamaları, dövizdeki artışı engellemiyor, aksine dövize olan talebi artırıyor. Bu nedenle döviz kuru sürekli olarak baskı altında ve ekonomideki dolarizasyon riski giderek büyüyor" dedi. Yüksek faiz oranlarına rağmen dövize olan talebin azalmadığını ve TL'ye olan güvenin zedelendiğini ekledi.

Döviz kuru ile faiz arasındaki geçişkenliğin Türkiye ekonomisinin geleceği açısından büyük risk taşıdığını belirterek, hükümetin döviz rezervlerini kontrol altında tutarak, faiz politikasını da daha sağlıklı bir zemine oturtması gerektiğini vurgulayan Kutanoğlu, “Yüksek faiz oranlarına rağmen, dövize olan talep azalmadığı gibi, döviz kuru sürekli artmaya devam ediyor. Bu, halkın TL’ye olan güvenini zedeliyor ve dolarizasyonun artmasına yol açıyor" diye konuştu.

Kutanoğlu, Türkiye'nin mevcut ekonomik krizden çıkabilmesi için şeffaflık, adil gelir dağılımı ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek şu çözüm önerilerini sundu:

1. Şeffaflık ve Hukukun Üstünlüğü: Enflasyonla mücadelede şeffaflık ilkesi ve hukukun üstünlüğü gereklidir. Hükümetin, uyguladığı para ve maliye politikalarını halka açık bir şekilde paylaşması ve hesap verebilir olması şarttır.

2. Faiz ve Kur Politikalarının Yeniden Düzenlenmesi: Hükümetin, döviz üzerinden kar sağlayan spekülatif hareketleri engellemesi için gerekli her tedbiri alacağının kamuoyuna duyurulması ve yüksek faiz oranları karşısında kaynak bulmakta güçlük çeken ve her geçen ay GSYİH’daki payı düşen sanayi sektörünü rahatlatmak amacıyla politika faiz oranının kademeli olarak düşürüleceğini ilan etmesi gerekiyor.

3. Vergi Adaletinin Sağlanması: Vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi ve özellikle yüksek gelir gruplarının daha adil bir şekilde vergilendirilmesi gerekmektedir. Artan vergi yükü, özellikle dar gelirli kesimlerin üzerindeki baskıyı artırıyor. Vergi adaleti sağlanmalı ve haksız vergi yükü kaldırılmalıdır. Kamu harcamalarıyla ilgili ciddi tasarruf tedbirlerinden sağlanacak fon azalan vergi kaybının telafisinde kullanılmalıdır.

4. İhracatın Artırılması ve İthalatın Azaltılması: Dış ticaret açığının daraltılması için yerli üretimin teşvik edilmesi gerekiyor. Özellikle, sanayi üretiminin artırılması ve ithalatın azaltılması için yapısal reformlara gidilmesi gerekmektedir.

5. Üretim Reformları: Türkiye’nin üretim kapasitesinin artırılması gerekmektedir. Tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde selektif üretim teşviklerinin artırılması gerekiyor Üretim çeşitliliği ve teknolojiye dayalı yapısal reformlarla Türkiye ekonomisini güçlendirebiliriz.

Kutanoğlu, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “Anahtar Parti olarak, enflasyonla mücadelede halkın yanında duracak, üretimi artıracak ve gelir dağılımını iyileştirecek adımlar atacağız. Daha iyisi mümkün diyenlerle bu yolda yürümeye kararlıyız."

rizede-hafizlara-iftar-ve-sahur-sofrasi-irsad-vakfi-hafizlarimizin-iftar-sofrasinda-bir-hisseniz-olsun-3.jpg

HABERE YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
1 Yorum