Bekaroğlu’nun Hayatı Belgesel Oldu
Ünlü Yönetmen Soner Sevgili’nin çektiği “Ben Mehmet Bekaroğlu” belgeselinin ilk gösterimi Çay Tv’nin ilgi ile takip edilen Çay’da Sabah programında yapıldı.
Fotoğraflarla eski Rize’nin de gösterildiği belgeselde Bekaroğlu, hayatından bazı kesitleri Yönetmen Soner Sevgili ile paylaştı.
Hayatını anlattı
“Doğduğum gün tam bilinmese de, bildiğim o bahar gününden buyana Rize hayatımın en önemli yerinde durdu hep” sözleriyle başlayan belgesel Bekaroğlu’nun doğumunu, gençliğini, öğrencilik yıllarını, akademik ve siyasi hayatını anlatıyor.
Eski Başbakanlardan Adnan Menderes’in idamı sonrası babaannesinin ağladığını yutkunarak aktarıyor Bekaroğlu. Merhum babası İhsan Bey’in tutkularını ve babasıyla ilgili anılarını aktarırken ise duygulu anlar yaşıyor.
Gözlerinde çocukluğu ve gençliği canlanan Bekaroğlu’nun dudaklarından “Babaannem kime oy verdi bilmiyorum ama Milli Selamet Partisi kurulduktan sonra babam hep MSP’ye oy verdi. Babam Fındıklı’da Selametçi İhsan olarak bilinirdi” cümleleri dökülüyor.
Kereste çektim, çay topladım
Bekaroğlu’nun öğrencilik yıllarından kesitler sunulan belgeselde, Rize merkeze sık sık geldiklerini ve gemilerden kereste çekerek para kazandıklarını söylüyor.
Bekaroğlu, “Ben işçi bir babanın oğluyum. Rize Merkeze gelirdik, büyük gemiler iskeleye yanaşamadıkları için açıkta dururdular. Gemiden kereste çekilirdi, bende arkadaşımla beraber gemiden kereste çekerdik. Sonra kazandığımız parayla Ses Sineması ve Melek Sinemasına giderdik” derken çocukluğuna ve gençliğine kısa bir yolculuk yapıyor.
Öğrenciliğimde de ülke meseleleri ile ilgilenirdim
Lisenin bir bölümünü Kırıkkale’de okurken, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve Ahmet Arıca’nın Ankara’dan getirdiği kitaplarla Büyük Doğu ve Necip Fazıl Kısakürek ile tanıştığını söyleyen Bekaroğlu, öğrencilik yıllarında da ülke meseleleri üzerinde çalıştığını ve kafa yorduğunu belirtiyor.
Üniversite yıllarında, Mısır ve Pakistan’dan yapılan kitap tercümelerinin fikir dünyasının oluşumunda etkili olduğunu ifade eden Bekaroğlu, “Mısır ve Pakistan’dan yapılan kitap tercümelerinin fikir dünyamızın oluşumuna etkileri oldu. Mevdudi’nin ‘Dört Terim’ kitabı ile Seyyid Kutup’un ‘Yoldaki İşaretler’ kitabının fikir dünyamızın şekillenmesinde etkisi büyüktür.” diyor.
Bu tercüme kitapların fikir dünyasındaki değişimi ise, “daha adaletçi ve özgürlükçü din okumaları yaptık” ifadeleri ile belirtiyor, şuan ki siyasal düşüncelerinin oluşumunda o kitapların büyük etkisinin olduğunu söylüyor.
İşkenceye karşı çıktığımız için sürgün yedik
12 Eylül rejiminin cezaevlerinde ki siyasi tutukluları ıslah edip topluma kazandırma projesinin hayata geçirildiği dönemde Gaziantep Özel Tip Cezaevinde yaptığı zorunlu hizmeti anlatan Bekaroğlu, işkenceye karşı çıktıkları için bir arkadaşı ile birlikte sürgün edildiğini söylüyor.
28 Şubat döneminde yurt içi ve yurt dışında verdiği konferanslar ve yazdığı makalelerden dolayı kendisine davaların açıldığını ve sürgün girişimlerinde bulunduğunu anlatırken, 28 Şubat dönemine kısa bir projeksiyon yapıyor.
Mücadelelerle dolu siyasi hayatını anlatırken, aktif siyasi hayatının 1998 yılında Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan’ın danışmanlığı ile başladığını söylüyor.
Rize’nin kendisini milletvekili seçerek Türkiye’ye tanıttığının altını çizen Bekaroğlu, şimdi Rize’ye hizmete geldim diyerek “Hayde” diyor.