Kalkavan'dan Dobra Açıklamalar

Ç.Rizespor Kulüp Başkanı Metin Kalkavan, dün akşam KanaL T'de katıldığı canlı yayında önemli açıklamalarda bulundu.

Kanal T’de yayınlanan “Futbolun İçinden” programında eski futbolculardan Aydın Yelken,  Ogün Altıparmak, Sanlı Sarıalioğlu ve eski hakemlerden Ertuğrul Dilek’in katıldığı canlı yayın programına konuk olan ve bir birinden önemli açıklamalarda bulunan Kalkavan; “Maçlardan sonra rakiplerin soyunma odasına daha fazla gidiyorum, Rize gibi bir yerde bunu yapmak kolay değil, ama alışıyorlar” dedi.

İşte Başkan Metin Kalkavan’ın açıklamalarından bazı satır başları:

Rize, Dünyada değil, Uzayda ki en zor şehirlerden biri. Herkes teknik direktör, herkes Başkan..

UEFA kulüp lisansını son dört sene art arta alan tek takımız. Üç sene PTT 1.Ligde, bu senede Süper ligde.

Futbola bakış açımız biraz farklı. Bir kere sloganları değiştirmeye çalışıyoruz. “Vur, kır, parçala” bunlardan vazgeçtik, kazanmasan da olur. Önce rakibe saygı, sevgi. Kaybederken de mutlu olmayı bileceksin. Çok mesafe kaydettik. Eskiden korkulan bir deplasmandı Rize, şimdi tam tersi oldu. Buradan seyircilerime de teşekkür ederim.

Bu sezon hiç ceza almadık. Bir tek G.Saray maçında ceju gol attı, gitti bizim taraftarın önüne ateş etti. Tabi Karadenizliye silah çektin mi, soncuna katlanacaksın. Burak’a atılan çakmakla para cezası aldık. Bir tek kırmızı kartımız yok. Çok yol katettik, gerçekten futbolu sadece bir futbol olarak görmüyoruz.

Yaklaşık 55 Milyon tl bütçeyle oynadı. Kasamıza 30 Milyon girdi. Sponsorlarımızla bütçemizi deng getirdik. Stattı biz yaptık. Türkiye’de ilk defa devlete yaptırılmayan bir stat varsa, o da Rize stadıdır. Anadolu’ya örnek olacak işler başardık.

200 Bin Lira ile 2 Milyon arası futbolculara transfer bedeli ödedik. Bizim en zor senemiz bu sene idi. Bu Sezon çok fazla transfer yaptık. 24 transfer çok fazla. Futbolcularımıza yaklaşık yüzde beş borcumuz var. Bizim mali disiplinimiz çok farklı. 15 hafta maç kazanamadık, o haftalarda biraz bocaladık.

Bizim futbola bakışımız farklı. Rize’ye sosyal bir proje olarak geldik. Son beş yıl içinde bayağı yol aldık diyebilirim.

3-4 bin seyirci ortalaması ile oynuyoruz. Üç büyüklerle boy ölçüşmesi bizim gibi Anadolu kulüpler için mümkün değil.

A2 Türkiye üçüncüsü oldu. Yukarı çıkan futbolcular oldum dediği zaman, geri vuruyorlar. 275 futbolcu var alt yapıda. Onun için alt yapıdan futbolcu çıkmıyor.

Seyircinin gelip, gelmemesinden çok, doğru seyircinin gelmesi önemli.

E- Bilet konusunda tam destek veriyoruz. İyi ile kötünün ayrılması şart. Birkaç kişinin yaptığı hatayı ben niye ödeyeyim. Biz yaparsak bize ceza verin. Seyircisiz futbolun tadı, tuzu olmaz. E – Bilet olayı doğru bir uygulamadır. Bu uygulamada ciddi bir kamera sistemi olacak. Olayı yapan tespit edilecek.

Yeminim var. Kulübe ceza veren kişiden bende davacı olacağım, geçenlerde Rize’de yayın yapan yerel bir televizyon programında bu açıklamayı da yaptım.

Soyunma odasına tebrik veya teskin için maçtan sonra girerim. Rakiplerin soyunma odasına daha fazla girerim. Rize gibi bir yerde bunu yaparsan çok fazla normal karşılanmaz. Ama alışıyorlar. Bu tip olayların kabahati birazda yöneticilerde. Sağlam durursanız, seyircinizde yapmaz. Onun için ben ve yönetimim önce kurumsallaşma dedik.

Bedava bileti durdurmak için kale arkasını 1 TL yaptık. Çözümü bu yolla bulduk. Bu sene kale arkasını kombine yaptık. Sponsorlar aracılığı ile 1300 kombine verdik. Biz bir şey beklemiyoruz. Tek şartımız küfür etmeyeceksiniz, rakibe saygılı olacaksınız.

Hocamızın istemediği hiçbir transferi yapmayız. Ama hocamızın istediği her transferi de yapmayız. Transferleri iki veya üç kişi karar verir. Hiçbir transferi imza atmadan duyurmayız. Geçen sezon 24 transferin ikisini biz, diğer 22’sini Rıza hoca yapmıştır.

Bu sene futbolcularıma ilk talimatım, rakip takım da mücadele eden meslektaşlarına kasti tekme atmayacaksın.

Ufak bir şehir Rize. Kışın akşam 5’de hava kararıyor. Evliysen ideal bir şehir Rize. Rize’de gece kulübü, sabahlara kadar eğlenilecek bir yer yok.

Trabzon ile Rize arası çok iyi. Ofspor pilot takımlarımızdan biri. Alttan gelen iki oyuncum şuanda Ofspor’da forma giyiyor.

Yönetim kadro istikrarı ver ama, teknik kadro istikrarımız olmadı.

Emeğe saygı, rakibe saygı olacak. Bunu yapmayan yöneticileri sistem dışlayacak.

Türk futbolunun kurtuluşu şirketleşmede. Yöneticinin aslı görevi herkesi memnun etmek değil. Bunu yaparsanız kuralları uygulayamazsınız.

SOMA hadisesi inanılmaz. Ciddi kanunlar var, fakat uygulanmadı.

Futbola siyaset karışmadan kendi birimleri yönetmek zorunda. Özerk Futbol Federasyonunu destekliyorum. Bu yolda çok katettik. 

Tribün liderleri seni tehdit ediyor. “Para vermesen, sahanı kapatırız” diyor. Bu sene federasyonumuz bunun önlemini alacak. Özellikle E – Bilet konusu çok yararlı olacak.

Taraftarımız Giresun deplasmanı sonrası, bir dükkanı bastı. Bu olayı gerekçe göstererek deplasman organizesini kaldırdık. Futbol seyretmek istiyorlarsa tribüne gelsin, başka seyirci istemiyoruz.

Futbol büyük bir endüstriyel olay oldu. Soma’da yapılacak en güzel şey futbol akademisi kurmak. TFF bunu o bölgede yaparsa orada yaşayan ailelerin çocukları için yeni bir gelir oluşur.

Biz şuanda Türkler olarak, Avrupa’nın aptalları olarak gözüküyoruz. Transferde Avrupa’ya gittiğimizde “ A bir Türk geldi, para babaları geldi” gözüyle bize bakılıyor. Bizim yabancı futbolculara ödediğimiz para Avrupa’nın çok çok üstünde. Onun için mali disiplin şart.

Engin Baytar’a teşekkür ediyorum, fakat yararlanamadık bir maç hariç. Hurşut’den de sezon boyunca yararlanamadık. Esas maliyet futbolcu alırken değil, futbolcu gönderirken karşımıza çıkıyor. Mali disiplin Türk futbolunun kurtuluşu olacak.

Bazı teknik adamlar gardını alıyor, kendisine pozisyon yaratıyor. Tutmayabilir. Ben hiçbir hocayı kendim göndermedim. Son beş senede 11 hoca ile çalıştım. En son Rıza hoca 15 maç kazanamadı ve bana” Ben ayrılıyorum Başkanım” dedi. Uğur hoca ile kontratımız bitti, anlaşamadık. Burada önemli olan istikrar, ben istikrardan yanayım. Bir hocanın değişimi korkunç maliyet yaşatıyor.

Süper ligde 4-5 takım hariç, diğer takımların mali sıkıntısı var. Avrupa takımları Afrika’yı çok önceden taradı. Küçük yaşta oyuncuları alıyorlar, daha sonra bunları parlatıp, satarak para kazanıyorlar. Biz bunda geç kaldık. 76 Milyon ’da kaç futbolcumuz var? Kamuoyu baskısı, taraftar baskısı, hoca baskısı transfere zorluyor sizi. Oysa ki bir transfer yapmasanız, o futbolcuya ödeyeceğiniz parayla koca bir sezon alt yapı kalkınır.

Haber: Selim Denizalp - İbrahim Köroğlu