Rektör Aydın: Bağımlılığa karşı en güçlü kale aile
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü (OMÜ) Prof.Dr. Fatma Aydın, “Hiç kuşku yok ki yaşadığımız çağda nesillerimizin karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlikelerden biri madde bağımlılığıdır. İstatistikler ve yürütülen saha araştırmaları, madde bağımlılığının özellikle gençlerimiz arasında gitgide yaygınlaştığını ortaya koymaktadır. Bu ciddi tehdit karşısında sahip olduğumuz en stratejik ve en güçlü kale, hiç şüphesiz aile kurumudur” dedi.
OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen sempozyuma Samsun Vali Yardımcısı Mustafa Yıldız, OMÜ Rektörü Prof.Dr. Fatma Aydın, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan OMÜ Rektörü Prof.Dr. Fatma Aydın, “Günümüzde teknoloji, insanlığa madde planında önemli kazanımlar sağlasa da onun ruh dünyasında dikkat çeken değişimlere yol açmıştır. Toplumsal yaşamın dinginliğini sarsan değişimler, fertlerde zaman zaman savrulmalara neden olabilmektedir. Hızla dönüşen dünyaya ayak uydurmaya çalışan birey, hayatını doğru istikamete konumlandıramadığında benliği, arayışların cazibesine kapılabilmektedir. Bu süreçte fert, tutunacak dal, avunacak vesileler olarak gördüğü pek çok çeldiricinin de doğal çekim alanına girebilmektedir. Özellikle gençlik çağları, kısa süreli hazların istismarına açık bir dönem olarak hayatın ilerleyen dönemlerine de yön verebilmektedir. Başlangıçta masum gelen küçük deneyimler, zamanla çığ etkisi oluşturarak insanı bitmez tükenmez bir karanlığın girdabına sokabilmektedir” diye konuştu.
BAĞIMLILIĞA KARŞI EN GÜÇLÜ KALE AİLE
Toplumların geleceğini tehdit eden sorunların başında gelen bağımlılığın yalnızca bireysel bir zaaf olmadığını belirten Rektör Aydın, “Deneyimler alışkanlığa; alışkanlıklar bağımlılığa dönüştüğünde, insanın cevheri ile bedeni arasındaki uçurum günden güne derinleşir. Dolayısıyla her türden bağımlılık, aynı zamanda ruhumuzu esir alan birer tuzak olarak ömrümüzü heba etme riski taşımaktadır. Hiç kuşku yok ki yaşadığımız çağda nesillerimizin karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlikelerden biri madde bağımlılığıdır. İstatistikler ve yürütülen saha araştırmaları, madde bağımlılığının özellikle gençlerimiz arasında gitgide yaygınlaştığını ortaya koymaktadır. Bu ciddi tehdit karşısında sahip olduğumuz en stratejik ve en güçlü kale, hiç şüphesiz aile kurumudur. Zira bağımlılıkla mücadele, sadece bir güvenlik ya da sağlık meselesi değil; özünde bir eğitim, bir aidiyet ve değer aktarımı sürecidir. Sevgiyle, şefkatle ve farkındalıkla güçlendirilmiş aile yapısı, gençlerimiz için her türlü bağımlılığa karşı en sağlam ve en aşılmaz kalkandır. Milletimizin yarınlarını tehdit eden bağımlılık olgusu, şikayet mevzu olmaktan çıkarılıp üzerinde ciddiyet ve kararlılıkla durulması gereken toplumsal bir sorundur. Meseleyi yalnızca sonuçları üzerinden tartışmak, bizleri nihai çözüme götürmeyecektir. Elbette hukuki ve güvenlik önlemleri önemlidir. Ancak nedenleri ortadan kaldıramadıkça, alınacak tedbirler sınırlı bir çerçevenin dışına çıkamayacaktır. O yüzden gençlerimizi bağımlılık bataklığına sürükleyen bileşenlerin ortadan kaldırılması şarttır” dedi.
BAĞIMLILIKLA MÜCADELE BİLİMSEL VE KURUMSAL İŞ BİRLİĞİ ZORUNLU KILIYOR
Bağımlılıkla mücadelenin yalnızca akademik bir faaliyet olarak görülemeyeceğini ifade eden Aydın, “Bugün burada yalnızca akademik bir etkinlik vesilesiyle toplanmadık. Ortak hassasiyetlerimizi paylaşmak, millet varlığımızı sinsice kemiren tehditlere birlikte çözüm üretebilme irademizi somutlaştırmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bağımlılık bireyi aşan çok yönlü bir halk sağlığı sorunudur. Sorunun psikolojik, sosyolojik ve çevresel boyutları yanında ekonomi, güvenlik gibi farklı alanlarda yansımaları da söz konusudur. O nedenle bağımlılıkla mücadelede bilimsel veriye dayalı yaklaşımların, güçlü kurumsal iş birlikleriyle desteklenmesi bir tercih değil, kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiştir. OMÜ olarak, başta Bağımlılıkla Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezimiz olmak üzere, tüm birimlerimiz aracılığıyla bağımlılıkla mücadelede aktif olarak çaba göstermekteyiz. Bu süreci yalnızca bir tedavi faaliyeti olarak değil; aynı zamanda koruyucu, önleyici ve rehabilite edici boyutlarıyla bir bütün olarak ele alıyoruz. Üniversitemiz bünyesinde, değerli akademisyenlerimizin katkılarıyla pek çok saha araştırması yürütülmekte; elde edilen bilimsel veriler, somut ve uygulanabilir çözüm önerilerine dönüştürülmektedir” diye konuştu.
Konuşmaların ardından akademisyenler ‘Kamu Alanında Bağımlılıkla Mücadelede Aile Odaklı Çalışmalar’ konulu söyleşi yaptı.
Kaynak:DHA
