Çeşitli sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin destek verdiği mitinge katılanlar, hükümetin Çay Kanunu tasarısını ve bölgede yapımı devam eden hidroelektrik santrallerini protesto etti.
Of ilçesi'nde düzenlenen ve yaklaşık 500 kişinin katıldığı mitinge, Çiftçi -Sen, Çay-Sen, ÖDP, CHP, Halkevleri, KESK, TKP ve KTÜ Öğrenci Kolektifi, Derelerin Kardeşliği Platformu ve Fındık-Sen destek verdi. Ellerinde "Çayda sömürüye son", "Sözleşmeli köleliğe hayır", "Konsey yasanı al başına çal", "Enerji değil, hayat lazım" yazılı pankartlar taşıyan katılımcılar, "AKP şaşırma sabrımızı taşırma", "HES'ler yıkılsın, çay kanunu altında kalsın", "Çayına suyuna onuruna sahip çık" sloganları attı.
Mitingin açılışında konuşan Fındık-Sen Genel Başkanı Kutsi Yaşar, hükümetin çayda olduğu gibi fındıkta da üreticiyi ortadan kaldırma planı yürüttüğünü ve Fiskobirlik'i devreden çıkararak bunun ilk aşamasını başarıyla sonuçlandırdığını söyledi.
Çay Üreticileri Sendikası (Çaysen) Genel Başkanı Recep Memişoğlu ise, "İktidarlar çayımızı kökünden söktürmeye çalışıyorlar. Örgütsüz üretici aldatılmaya mahkumdur. Çaykur özerkleştirilmeli ve siyasilerin arpalığı olmaktan çıkarılmalıdır. Çay Kanunu ile planlanan bir Üst Kurul istemiyoruz. Çaykur'un yetkilendirilmesini, üreticilerin de Çaykur yönetiminde görev almasını istiyoruz. Yaptığımız maliyet hesabına göre çaya bu yıl 1.40 TL taban fiyat verilmesi sorunlarımızı bir nebze çözer" dedi.
Derelerin Kardeşliği Platforma adına konuşan Saltuk Deniz de, Türkiye'nin her yerinde derelerin adeta yağma edildiğini ifade ederek, "HES projelerine karşıyız. Bunlar temiz ve çevreci üretim kaynağı değildir. Aksine doğamızdan yaşamımızın her alanına kadar bölge insanına geri dönüşsüz zararlar vermektedir. Sayın Çevre Bakanı şunu bilsin ki; Karadeniz'in derelerinin görevi HES şirketlerinin banka hesaplarını şişirmek değil, bölgeye hayat vermektir" diye konuştu.
Mitingde son olarak söz alan Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçisen) Genel Başkanı Abdullah Aysu, "Çay Kanunu'nu hazırlayan Rize Ticaret Borsası ve Ulusal Çay Konseyi, 'Çaykur çalışmasın, fiyat belirlemesin. Fiyatları biz belirleyelim, çiftçinin alın terine el koyalım' diyor. Çay-kur şirketlerin kuklası olsun istiyorlar. Çay Kanunu Meclis'e gönderilmemelidir, meclisten çıkmamalıdır. Yakalanan kaçak çaylar ihaleye çıkarılıyor. Bu, kaçak çayı hükümet eliyle yasallaştırmak demektir. Biz kaçak çaylara el konulmasını ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na, askeri birliklere hibe edilmesini istiyoruz. İhaleye çıkarıldığında kaçakçılık yapan şirketler bunları satın alıyor ve kaçakçılık devlet eliyle yasal hale getirilmiş oluyor, kaçak çaylar yasallaştırılıyor" dedi.
Miting konuşmaların ardından olaysız şekilde dağıldı.(haberler.com)