Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Almanya, İngiltere, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerin çay üretmedikleri halde ihracatta ilk sıralarda yer aldığını söyledi. Üretilen çaya rağmen çay ihracatında çay üretmeyen ülkelerin gerisinde kalan ve Türkiye'de yaş çay alımında pazarın büyük bir çoğunluğunu elinde bulunduran Çaykur'un milyonlarca dolar harcadığı reklamların ne derece etkili olduğu gün yüzüne çıktı.
Türkiye’de çay çeşitliliğinin az olduğunu kaydeden Gürdoğan, Hong Kong'da Uluslararası Çay Fuarı'na yaptıkları ziyareti anlattı. Gürdoğan, Türkiye'de artık sütlü çay üretimine başladıklarını da kaydederek "Dünya çay ihracatının yaklaşık yüzde 40’ı üretici ülkeler tarafından gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla Dünya çay ihracatında üretimle paralellik gösterecek şekilde Sri Lanka, Kenya, Çin ve Hindistan ilk sıralarda yer almakta olup, Almanya, İngiltere, Hollanda ve Belçika gibi ülkeler çay üretmedikleri halde ithal ettikleri çayları işlemekte veya doğrudan ihraç edebilmektedir” dedi.
“ÇAY ÜRETİMİNDE 5. SIRADA YER ALAN ÜLKEMİZ İHRACATTA PAY ALAMAMAKTADIR”
Türkiye’nin Avrupa’ya Birliği’ne üye olması halinde çay üretiminde birinci sırada yer alacağını vurgulayan Gürdoğan, “Dünya çay üretiminde 5’inci sırada yer alan ülkemiz, aynı zamanda Avrupa’ya da en yakın çay üreticisi ülke konumunda olmasına karşın Dünya çay ihracatından potansiyeli ölçeğinde pay alamamaktadır. Oysa Türk çayının tarım ve sanayisinde kimyasal ilaç ve katkı maddesi kullanılmadan üretilmesi ihracatta önemli bir avantajdır. Ancak bu avantaj iç ve dış pazarda yeterince kullanılamamaktadır. Ülkemiz, AB'ne üye olunması halinde, AB ülkeleri içinde çay üreten tek ülke konumunda olacaktır. Günümüzden bir örnek verecek olursak, Çay üretimi bulunmayan Dubai’nin tanıtım ve promosyon faaliyetlerinin teşvik edici itici gücü ile 'Dubai Trade Center' aracılığıyla çayı pazarlama konusundaki manevra kabiliyeti, ihracat ve pazarlama stratejisi arasındaki hedeflenen başarı ilişkisine bir diğer iyi örneği gözler önüne sermektedir” şeklinde konuştu.
Çay ihracatında reklam ve pazarlamanın önemli olduğunu belirten Gürdoğan, “Çayın bu kadar değerli olduğu bir ülkede farklılaşma, ambalaj, kalite gibi konularla rekabet sağlanması ve çayın değerinin korunması ve bu değerin uluslararası piyasalara taşınması gerekmektedir. Artık çay dünyada tıbbi ve aromatik bitkilerle harmanlarak ve katma değer katılarak adaçayı, ardıç meyvesi, bamya çiçeği (hibisküs), kuşburnu, ıhlamur, rezene, ginkgo biloba, ginseng, vb diğer bir çok bitkinin yaprak, çiçek, tohum, kök ve kabuk gibi kısımlarından elde edilen çaylarda dünyamızda gittikçe artan bir miktarda tüketilmektedir” diye konuştu.
DÜNYA ÜZERİNDE YENİ TREND “YEŞİL ÇAY”
Dünya’de yeşil çaya olan talebin her geçen gün arttığını söyleyen DKİB Yönetim Kurulu Başkanı Gürdoğan, yeşil çayın öneminin artmasının sağlığa iyi geldiğini için olduğunu belirtti.