Kazmaz Türk Eğitim-Sen Üyesi Milliyetçi ve Vatansever Okul Müdürlerinin kıyıma uğradıklarını, Rize Genelinde Okul Müdürlerinin %44’nün, Türkiye Genelinde ise 76.000’den fazla Okul Müdürünün hak ettikleri puanları alamayarak tasfiye edildiklerini belirterek Eğitim Camiasının Anayasal haklarının ihlal edildiğini öne sürdü.
Geçtiğimiz günlerde Rize’de bu anlamda tam bir rezalet yaşandığını iddia eden Kazmaz Türk Eğitim-Sen’in basın açıklamasını izleyicilere göstererek bu rezalet olayda Rize İl Milli Eğitim Müdürlüğü asli işlerini bir kenara bırakarak bir sendikanın Genel Kurul organizasyonunu yapmaya soyunmuştur, söz konusu sendikanın il temsilcisi de sendikasının yapacağı Genel Kurul organizasyonun ilanını kendi yapmak yerine İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yaptırmış, İl Milli Eğitim Müdürlüğü de Genel Kurulun ilanını tüm çalışanlara duyurmak üzere bütün okullara göndermiştir dedi. Geçmişte sarı sendikacılığın değişik versiyonlarını sergileyen bu sendika, devletin tüm eğitim çalışanlarına eşit mesafede durması gereken ve hepsine hizmet etmesi gereken makamları kullanmaktan çekinmemekte, bu makamlara yandaş oldukları için getirilenler de tam bir emir eri gibi bunlara hizmet etmektedirler şeklinde açıklamalarına devam eden Kazmaz Milli Eğitim kimlere emanet edilmiştir, bu tablo gerçekten ibret vericidir diyerek
sözlerini bitirdi.
Daha sonra Çayeli Lisesi ile ilgili çarpıcı resimler gösteren Kazmaz, Eğitim ve Öğretime başlanmasının üzerinden üç gün geçmesine rağmen Çayeli Lise’sinin katledilmişliğinin devam ettiğini, öğrencilere temizlik yaptırıldığını, akıllı tahtalarının, sıralarının ellerinden alındığını, 6 katlı, yangın merdivensiz, tek girişli, yarı inşaat halinde ki kifayetsiz bir binada eğitime daha doğrusu kayıtlarını alıp gitmeye zorlandıklarını ekledi.
ÇAY KANUNU NEREDE?
12 yıllık AKP İktidarında Çay Kanunu çıkarılmadığını, AKP’li Vekillerin görevlerini yapmadıklarını iddia eden Kazmaz, tek Çay Kanunu girişimin Çaykur’u ortadan kaldırmaya yönelik bir çalışma olduğunu, bunu hazırlayan AKP Milletvekilinin çay kaçakçılığından ceza aldığını, hatta hapse girdiğini söyledi. Çayın başına bir isim getiriyorsunuz, Çay kanunu hazırlıyor, Çaykur’u ortadan kaldırmak için göstermelik borsa planları yapıyor, Sri Lanka Gezileri ile Broker yapma vaatleri ile kandırıyor, yandaş topluyor, çaya bu suikast bu girişimini MHP TBMM Grubu, MHP Milletvekilleri, Ortadoğu Gazetesi engelliyor ve bu şahıs daha sonra kaçak çaydan ceza alıyor, bu trajikomik olay dünyanın hiçbir ülkesinde yaşanmaz. Bunun sorumluluğu tamamen AKP hükümetinindir dedi.
Bir ara program sunucusuna sitem eden Kazmaz, “Geçen hafta Hayati Yazıcı’yı programa çıkarttınız neden çayla ilgili soru sormadınız. Doğudaki paketleme fabrikalarının iznini kim verdi, buralarda PKK kaçak çay paketlemeden vergi alıyormuş, bunları neden sormadınız ” dedi.
Rize’nin tek geçim kaynağının çay olduğunu belirten Kazmaz, Çay kanununu çıkartamayan bir Bakan Rize’den nasıl milletvekili olabilir diye sordu. Kendi iktidarlarında çayın yetiştiği bölgeler dışındaki paketleme fabrikalarına ruhsat vermeyeceğiz dedi.
AKP ÇAYA KAFA YORMAZ
Destekleme priminin 45 kuruş olması gerektiğini üstüne basarak tekrar belirten Kazmaz.” Destekleme primi 45 kuruş olursa buda toplamda 200 milyon dolar yapar. Bu para evlerde sıfırlanan paranın 5 de 1i bile değil. Bunu Rizeliye çok görenden Rizeli hesap sormalıdır Dedi. Ayrıca AKP Hükümetinin çaya kafa yormaya niyeti yok. Onların derdi İmralı canisini nasıl serbest bırakırız. Nasıl olsa Rizeli bize oy veriyor.
Dövsek de oy veriyor sövsek de oy veriyor anlayışı içerisindeler. Biz bu anlayışı yıkacağız. Rizeli bu anlayışı yıkmalıdır.Köy köy mahalle mahalle dolaşıp bunları hemşerilerimize anlatacağız dedi.
BEKAROĞLU TÜRKİYE’NİN BÖLÜNMESİ YOLUNDA BİR PROJEDİR
CHP’ye katılarak Genel Başkan Yardımcısı olan Mehmet Bekaroğlu’na ilişkin sunucunun sorularını yanıtlayan Kazmaz, biz 30.Mart Yerel Seçimleri sürecinde bu Bekaroğlu’nun ne olduğunu Hemşerilerimize anlatmaya çalışmıştık diyerek sözlerine başladı, Kazmaz resimlerini de göstererek PKK taziye çadırlarında dolaşan, Büyük Önder Atatürk’e “Kefere Kemal” diyen, HDP-BDP’lilerle kol kola Laz Enstitüleri açan, buna karşın hiçbir Şehit Cenazesinde gözükmeyen, hiçbir Şehit Mezarını ziyaret etmeyen, Şehit Aileleri için Rize’de verilen yemeklere ve düzenlenen etkinliklere dahi katılmaktan ısrarla kaçınan Mehmet Bekaroğlu’nu bu yapısının artık Atatürk’ün Partisi olduğunu iddia eden CHP’nin sorunu olduğunu belirterek biz kapı kapı dolaşarak gerekirse 240.000 bin Rizeli Seçmen için özel bilgilendirme broşürü bastırıp dağıtarak bu kişinin kim olduğunu ve neyi amaçladığını anlatacağız dedi.
Açıklamalarına Bekaroğlu’nun Diyarbakır Ajanslarında geniş yer bulan bir açıklamasını izleyicilere göstererek devam eden Kazmaz; Bekaroğlu aslen İkizdere’nin bir köyündendir, Fındıklılı değildir, soyadını değiştirdiği iddia edilmektedir, Laz değildir, Lazcayı ne amaçla belli olduğu şekilde sonradan öğrenmiştir ,buna rağmen;
'LAZCA KONUŞTUĞUM İÇİN ÖĞRETMENİMDEN TOKAT YEDİM'
demektedir, bu şekil alenen gerçek dışı beyanı ile Rizelin aklı ile alay etmekte, bölücü, yıkıcı ve Türkçeyi ortadan kaldırmaya yönelik PKK projelerine Lazcayı istismar ederek destek atmaya çalışmaktadır dedi.
Kıpçak-Saka Türkü Kökenli Lazların Büyük Türk Milleti’nin asil birer evlatları olduklarını, onların Bekaroğlu’nun bu oyununa gelmeyeceklerini ekleyen Kazmaz “ulus devletlerin tek tipleştirme politikalarının Lazlara da uygulandığını ve Lazların tek tipleştirildiğini iddia edebilen, çocukluk döneminde yaşadığı sözde bir anıyı paylaşarak "çocukken okulda tuvalete gitmek istediğimde Lazca söylediğimde öğretmenimin tokadını yedim" diye hayali ancak kötü maksatlı hikayeler anlatan Bekaroğlu’nun bu asılsız söylemler ile Türkiye’nin bölünmesi yolunda üstlendiği vazifeyi yerine getirmeye çalıştığını anlattı.
TELEFONU DEĞİL SÖZÜ DİNLENEN DEVLET
Genel politikaya da değinen Kazmaz, AKP hükümeti sürekli Türkiye büyük bir devlettir diye konuşuyor bu koskoca bir yalandır. Hiçbir büyük devlet 49 vatandaşını terör örgütünün elinde aylarca rehin bırakmaz. Vatandaşlarımız hala Işid’in elinde rehin tutuluyor. Hükümetin bu vatandaşlarımızı derhal
kurtarması gerekmektedir dedi.
Ayrıca Kazmaz; Tırlar yakalanıyor bu tırlar yardım taşıyordu masalını anlatıyorlar. Hangi yardım Tırını ülke dışına devletin istihbarat örgütü götürür, bu Kızılay’ın görevidir, MİT’in görevi bu mudur? Bu ülkede yardım örgütleri var. Neden MİT bu işe aracı oluyor. Bu masallara kargalar bile güler.Büyük devlet telefonu değil Sözü dinlenen devlettir dedi.
KAPI KAPI GEZECEĞİZ
Rize’nin sorunlarına ve yapılması gerekenlere vakıf olduklarını söyleyen Kazmaz, 7 Haziran.2015 Milletvekili seçimleri için çalışmalara şimdiden başladıklarını, Rize’de gidilmedik köşe, çalınmadık kapı bırakmayacaklarını, Rizeli Seçmenlerin karşısına çok ciddi bir Seçim Beyannamesi ve Vizyon Belgesi ile çıkacaklarını, başta Rize Havaalanı olmak üzere tüm projelerin takipçisi olduklarını, Rizelilerin hak ve hukuklarının korunmasında, yatırımların takip edilmesinde ve yeni projeler için, ama öncelikle Milli Ürün Çay Kanunu için artık MHP’ye de yetki vermeyi değerlendirmelerinin vakti geldiğini belirterek sözlerine son verdi.