Rupert Wainwright'ın yönetmenliğini yaptığı filmde olaylar Brezilya'da bir Hazreti İsa heykelinin kan ağlamasıyla başlıyordu.
Esat Altındağoğlu'nun Paris yakınındaki evi de benzer bir nedenle ziyaretçi akınına uğruyor. Altındağoğlu'nun Paris yakınındaki evine her gün 50'yi aşkın kişi 'mucizeyi' görmek için geliyor.
İddiaya göre, Altındağoğlu'nun evindeki Meryem Ana tablosu ağlıyor. 30 santimetre boyundaki tablo, Fransa'da satıcılık yapan Altındağoğlu'nun eşi Sevim'e 2006'daki doğum gününde Lübnanlı bir rahip tarafından hediye edilmiş.
Tablo, bu yıl 12 Şubat'ta yağ şeklinde 'gözyaşı' akıtmaya başlamış ve o günden beri her gün 'ağlıyor.'
Altındağoğlu, "Bilgi yayıldıkça Fransa'nın Avrupa'nın dört bir yanından insanlar gelmeye başladı" diyor ve bir rahibin evinde ayin düzenleyeceğini belirtiyor.
Belçika ve Almanya'dan gelen ziyaretçilerin tablodan akan yağdan pamukla bir parça aldıkları ve yağın iyileştirici güce sahip olduğuna inandıkları belirtiliyor.
Sevim, şubat ortasında bir kadının geldiğini ve çocuk sahibi olamadığını söylediğini anlatıyor ve "Kadın bir mendille yağdan bir parça aldı ve bunu karnına koydu. İki gün önce beni aradı ve artık çocuk sahibi olabildiğini söyledi" diyor.
Altındağoğlu'na göre bir sonraki adım, mucizenin kilise tarafından resmen kabul edilmesi.