Rize İl Başkanı Feyyaz Şentürk, yaptığı basın açıklamasında doğru sendikacılığın üye sayısıyla değil, sorunlara çözüm üretme ve mücadele kararlılığıyla ölçüldüğünü vurguladı.
Şentürk, sendikaların üyelerinden topladığı aidatların kullanımına dair de önemli eleştirilerde bulundu. Aidatların promosyonlarla aklanamayacağını, her kuruşun şeffaf bir şekilde ve emek mücadelesine yönelik harcanması gerektiğini belirtti. Ayrıca, sendikal gücün tayin ve terfi mekanizmalarına müdahale için kullanılmasının liyakati zedelediğini ve bu durumun çalışma barışını bozduğunu söyledi.
Eğitim alanında yerel sorunlara karşı duyarsız kalan sendika yöneticilerini de eleştiren Şentürk, "Sadece genel merkezden gelen açıklamaları tekrarlayan il yöneticileri, eğitimin niteliğine dair tek bir söz söyleyemez duruma gelmiştir" dedi.
Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası Rize İl Başkanı Şentürk, Türkiye'deki sendikaların siyasallaşmasının emek mücadelesine zarar verdiğini belirterek, siyasal sendikacılıkla bağımsız sendikacılık arasındaki farklara dikkat çekti ve sendikacılık anlayışına dair önemli eleştirilerde bulundu. Şentürk, açıklamasında, sendikaların üye sayısının çokluğundan ziyade, doğru sorun tespiti ve çözüm üretme kapasitesiyle değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Başkan Şentürk, sendikaların üyelerden topladığı aidatların şeffaf bir şekilde ve gerçek bir hak mücadelesine yönelik kullanılması gerektiğini savundu. "Aidatlar promosyonlarla aklanamaz; üyelerin alın teriyle toplanan her kuruş, emek mücadelesine yönelik kullanılmalıdır," dedi.
Ayrıca, sendikal gücün atama ve terfi mekanizmalarına müdahale için kullanılmasının liyakati ortadan kaldırdığını belirten Şentürk, bu durumun hem adaleti hem de çalışma barışını zedelediğini ifade etti.
Sendika, Çalışanın Hakkının Temsilcisidir; Siyasi Partilerin Değil
"Sendikalar, işçinin, memurun ve öğretmenin sesidir," diyen Şentürk, günümüzde sendikal mücadelenin siyasete eklemlendiğini belirtti. Şentürk, çalışanların hak ve çıkarlarını savunmak yerine, belirli siyasi partilerin arka bahçesi haline gelen sendikaların, emek mücadelesine olan güveni zedelediğini ve çalışanlar arasında ayrım yarattığını vurguladı.
Kimisi İktidara Yanaşıyor, Kimisi Muhalefete
Sendikaların siyasallaşmasını eleştiren Şentürk, "Ne yazık ki bazı sendikalar mevcut iktidara yanaşarak güç devşirmeye çalışırken, bazıları da geleceğin iktidar adayı olarak görülen muhalif partilerle yan yana anılmaktadır" dedi.
Seçim dönemlerinde sendika üye sayılarının artıp azalmasının, sendikal tercihin ne kadar siyasallaştığının bir göstergesi olduğunu belirten Şentürk, bu durumun sendikaları asıl görevlerinden uzaklaştırdığını ve çalışanların siyasi kamplaşmalar üzerinden konumlanmasına neden olduğunu ifade etti. "Oysa sendika, siyasetin değil, emeğin tarafı olmalıdır" diye konuştu.
Liyakat Yerine Sendikal Ayrıcalık
Şentürk, sendikaların liyakat yerine ayrıcalık yarattığını belirtti. Şentürk, "Sendikal gücün tayin ve terfi mekanizmasına müdahale için kullanılması eğitim sisteminde liyakati ortadan kaldırıyor" dedi.
Sendikaların kendi üyeleri arasında bile "eski üye-yeni üye" veya "bize yakın-bize uzak" gibi ayrımlar yaptığını vurgulayan Şentürk, bu anlayışın hem adaleti hem de çalışma barışını zedelediğini söyledi.
Aidatlar Nerede Kullanılıyor?
Sendikaların aidat gelirlerinin amacına uygun kullanılmadığını savunan Şentürk, "Sendikalar üyelerinden her ay düzenli olarak aidat topluyor. Fakat bu aidatların çalışanlara geri dönüşü nerede?" diye sorarak, bu gelirlerin çoğu zaman gerçek bir hak mücadelesi yerine kullanılmadığını belirtti. Şentürk, bu gerçeğin birkaç ajanda veya eşantiyonla örtülemeyeceğini vurguladı.
Çoğunluğun Olduğu Yer Güvenilir Görünse de
Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası Rize İl Başkanı Feyyaz Şentürk, sendikacılıkta sayısal çoğunluğun bir yanılgı olduğunu söyledi.
Şentürk, çalışanların genellikle "Üye sayısı yüksek olan sendika daha etkilidir" düşüncesiyle hareket ettiğini belirterek, bu yaklaşımın yanlış olduğunu vurguladı. Gerçek etkinliğin kaynağının sayı değil, sorunları doğru tespit edip çözüm üretebilmek, koltuk kaygısı olmadan mücadele etmek olduğunu ifade etti. Şentürk, "Gerçek sendikacılık, sayıya değil niteliğe dayanır" şeklinde konuşarak şunları kaydetti: “Çalışanlarımız çoğu zaman ‘Üye sayısı yüksek olan sendika daha etkilidir, ben de orada olayım’ anlayışıyla hareket ediyor. Bu yanlış bir bakıştır. Etkinin kaynağı sayısal çoğunluk değil; sorunları doğru tespit etmek, çözüm üretmek ve yasalar çerçevesinde koltuk kaygısı olmadan mücadele etmektir. Gerçek sendikacılık, sayıya değil niteliğe dayanır.”
Yerel Sorunlara Gözlerini Kapayan İl Yöneticileri
Bazı sendika yöneticilerini yerel sorunlara karşı duyarsız olmakla eleştiren Şentürk, konuşmasını şe şekilde tamamladı: “Aman yanlış bir şey söyleriz, sendikamızın siyasal duruşunu zora sokarız korkusuyla sadece genel merkezlerinden gelen basın açıklamalarını paylaşan il yöneticileri var. Bu anlayış, yerelde yaşanan sorunları görmezden geliyor. Oysa sendika, sadece merkezi açıklamaları tekrarlamakla değil; bulunduğu yerde eğitimin niteliğine dair söz söylemekle, çözüm önermekle sorumludur. Bugün birçok il yöneticisi bu sorumluluğu yerine getiremez durumdadır.
Yöneticiler Üyelerinden Farklı Gelir Düzeyine Sahip
Emekçilerin geçim sıkıntısı çektiği bir dönemde sendika yöneticilerinin yüksek gelirlerle ayrıcalıklı bir hayat sürmesi kabul edilemez. Sendikacı, üyelerinin yaşadığı koşulları birebir yaşamalı, aynı kaderi paylaşmalıdır.”
Siyasal Sendikacılık ve Bağımsız Sendikacılık Arasındaki Fark
Siyasal sendikacılık gücünü siyasi partilerden alır, bağımsız sendikacılık ise gücünü yalnızca üyelerinden alır. Birinde üyeler siyasi hesapların parçası haline gelir; diğerinde tüm enerji emek mücadelesine odaklanır. Bizim yolumuz bağımsız ve ilkeli sendikacılıktır.
Bizim Yolumuz Bağımsız ve İlke Mücadeledir
Bizim tek bağlılığımız üyelerimize ve emek mücadelesine. Siyasi iktidarlardan bağımsız, adaletli ve demokratik bliir sendikacılığı savunuyoruz. Çalışanların güvenini kazanmanın tek yolu da budur.”