Rize’nin Çayeli ilçesindeki bir lisede görevli kadın müdür yardımcısına, iki veli (karı-koca) tarafından sözlü ve psikolojik şiddet saldırısında bulunuldu. Eğitim camiasında infiale yol açan bu olayla ilgili Türk Eğitim Sen Rize Şube Başkanı Mehmet Fatih Karaaslan, saldırıyı en ağır şekilde kınayarak, olayın basit bir adli vaka değil, sistematik şiddetin sonucu olduğunu vurguladı.
Karaaslan, saldırının yalnızca bir eğitimciye değil, devletin kamu otoritesine ve eğitim sisteminin bütünlüğüne yönelik bir tehdit olduğunu belirterek, bu tür olayların asla kabul edilemeyeceğini vurguladığı açıklamasında, “Eğitimciye uzanan her el, Devlete uzanan eldir! Müdür yardımcımıza, iki veli (karı-koca) tarafından gerçekleştirilen sözlü ve psikolojik şiddet içeren saldırı, asla kabul edilemez bir vandallıktır. Bu saldırı, yalnızca bir eğitim emekçisine değil, devletin kamu otoritesine, okulun dokunulmazlığına, eğitim sisteminin bütünlüğüne yönelmiş açık bir meydan okumadır. Bu alçak saldırıyı en sert ifadelerle, tavizsiz bir duruşla ve şiddetin her türüne karşı amasız-fakatsız bir kararlılıkla kınıyoruz.” Dedi.
Saldırının anlık bir öfke sonucu olmadığını belirten Karaaslan, olayı şu sözlerle nitelendirdi: “Bu saldırı planlıdır, sistematik şiddetin son halkasıdır! Son yıllarda eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin artması, saldırganların cesaret bulduğunu göstermektedir. Çayeli'nde yaşanan bu olay bir anlık öfkenin sonucu değil; eğitimciyi hedef alan çürümüş bir zihniyetin kendinde hesap sorma hakkı gören haddini bilmez bir yaklaşımın, okulu kendi çıkar ilişkilerinin alanı zanneden pervasızlığın karşılığıdır.” Diye konuştu. Ayrıca, görev başındaki kadın bir eğitimciye yönelik bu saldırının, toplumda kadın çalışanlara dönük şiddetin ne kadar normalleştiğini acı bir şekilde gösterdiğini kaydetti.
Şube Başkanı Karaaslan, Türk Eğitim Sen olarak, saldırgan veli çifti hakkında “barışma,” “şikâyetten vazgeçme” veya “uzlaştırma” gibi girişimlerin kesinlikle kabul edilmeyeceğini ilan etti. Karaaslan, sendika olarak hukuki sürecin aktif tarafı olacaklarını duyurarak, saldırganların Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerinden TCK 125 – Kamu Görevlisine Hakaret, TCK 265 – Görevi Yaptırmamak İçin Direnme, TCK 266 – Kamu Görevlisinin Etkinliğini Engelleme’den yargılanmasını talep etti.
Karaaslan, saldırının kamu görevlisine karşı işlendiği için cezanın yarı oranında artırılması gerektiğini vurgulayarak, "Bu dosya, bizim için sıradan bir adli vaka değil; sendikal bir mücadele başlığıdır" dedi.
Eğitim çalışanlarının artan şiddet olayları nedeniyle korku altında çalıştığını ve mesleki motivasyon kaybı yaşadığını dile getiren Karaaslan, “Okulların güvenliği tehdit altında! Devlet okullarının kapıları şiddete açık değildir! Okul; toplumun en güvenli kurumu olmak zorundadır. Fakat her geçen gün artan şiddet olayları, eğitim çalışanlarını: korku altında çalışmaya, lendini savunamaz duruma düşmeye, mesleki motivasyon kaybına, kamu hizmetinden uzaklaşmaya zorlamaktadır. Şiddet eylemlerinin bu kadar rahat gerçekleşmesi, idari ve yasal yaptırımların yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Buradan açık bir çağrıda bulunuyoruz: ‘Eğitimcinin can güvenliğini sağlayamayan hiçbir sistem ayakta kalamaz!’” ifadelerini kullandı.
Başkan Karaaslan, saldırıya uğrayan müdür yardımcısının yalnız olmadığını, sendikanın hukuki, psikolojik ve kurumsal destek sağlayacağını belirterek, “Saldırıya uğrayan müdür yardımcımız yalnız değildir! Meslektaşımızın yanındayız! Türk Eğitim Sen, hiçbir üyesini hiçbir eğitim çalışanını saldırganların insafına terk etmez. Hukuki destek, psikolojik destek, kurumsal destek, sürecin her aşamasında takip sağlanacaktır. Bu saldırıyı yapanlar, hukuk önünde mutlaka hesap verecek; bu utanç tablosunun bedelini ödeyeceklerdir.” Diye konuştu.
Türk Eğitim Sen olarak bu olayın hem Rize’de hem de ulusal düzeyde takipçisi olacaklarını ve yasal düzenleme için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) nezdinde girişimlerde bulunacaklarını sözlerine ekleyen Rize Şube Başkanı Mehmet Fatih Karaaslan, konuşmasını, şu şekilde tamamladı: “Artık yeter! Eğitimciye şiddet toplumsal bir yaradır, Kanunlar güçlendirilsin! Millî Eğitim Bakanlığı’nı ve tüm devlet kurumlarını göreve çağırıyoruz: Okullarda güvenlik protokolleri derhâl güncellenmelidir. Eğitimcilere yönelik şiddet ‘katalog suç’ kapsamına alınmalıdır. Saldırganlara yönelik tutuklama tedbirleri zorunlu hâle getirilmelidir. Şiddete karşı caydırıcı düzenlemeler acilen yapılmalıdır. Sendika olarak, bu olayın hem yerelde hem ulusal düzeyde takipçisi olacağımızı, gerekirse yasal düzenleme için TBMM nezdinde girişimlerde bulunacağımızı beyan ediyoruz.”