Çıkmayan Candan Ümit Kesilmez

Sabri TOPAL

Malum, iki yılı aşkın bir süredir devam eden pandemi süreci sonlarındayız. En azından kısıtlamaların kaldırıldığı vakaların ve ölümlerin azaldığı süreçlerdeyiz. Çok uzun süre yoğun bakımlarda kalarak hayata tutunabilenlerin yanında, fazla belirti göstermeden hastalığa yakalanan ve hayatını kaybedenlerimiz oldu.

Sezon başından beri Çaykur Rizespor Süper Lig’de tabiri caizse yoğun bakımda duruyor gibi. En donanımlı hastanelerde ve uzman hekimlerin elinde ama vakada iyileşme yok. Neden acaba?

Sakın ola teşhis yanlış konulmasın.

Akla başka bir şey gelmiyor.

Ligin boyu iyice kısaldı. Son düzlüğe girilirken puan cetvelinin en altındakilerle tehlikeli bölge üzerindekilerin mesafesi iyice arttı. Bu durumda, Çaykur Rizespor’un kurtuluşu mucizelere kaldı. Kalan maçların çoğunu veya tamamını kazansa bile ligde kalma garantisi yok. Üsteki takımların kayıplarını ve puan alamamalarını bekleyecek.

Bu durumda kendi evindeki son 4 maçı kaybeden Kayserispor karşısında deplasmanda alınabilecek bir galibiyet ümitlerin yeşermesini sağlayabilirdi. Maalesef onu da gerçekleştiremedi. Ligin başından beri en çok eleştirilen defans bloğu, en az bireysel hata ile tamamladığı bir maçı bir anlık dalgınlık ve kaleci Tarık Çetin’in zamanlama hatasıyla berabere bitirdi.

Bundan sonraki süreç zor bir süreç.

Taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışılan bir ortam.

Her türlü imkanın olduğu, ancak bu imkanların kullanılamadığı bir süreç.

Futbol, eleştirinin en çok olduğu bir spor dalı.

Sonuca odaklı, meşin yuvarlağın 3 direk arası ağlarla buluşmasıyla tarafları sevince boğan sonuca endeksli bir spor dalı. Sadece spor dalı demek yetmez. Bacasız endüstri.

Bu arenada menajerlerin ve futbol simsarlarının eline bakarak futbolcu transferleriyle sonuca ulaşılmaz.

Geçmişte Süper Lig şampiyonluğu yaşamış, kupalar kazanmış ve Avrupa’da ülkemizi temsil etmiş birçok takımın bugün bulundukları durum ortada.

Bu kadar negatif örnek varken, aynı davranışlarda bulunmak, yapıcı hiçbir eleştiriyi dikkate almamak ta neyin nesi?

Ben yaptım oldu, en doğrusunu ben bilirim mantığı doğru bir mantık değil.

Üretmeden olmaz.

Öz kaynak düzenini devreye sokmadan, yetiştirmeden olmaz.

Bu kadar altyapıdan kopuk, tamamıyla transfere göre başarma içgüdüsüyle olmaz. Olamaz. Döviz kurlarının bu kadar yüksek olduğu bir durumda takım omurgasını tamamen yabancı futbolcular üzerinden görmek, kurmak ve başarı beklemek..

Başarı derken uluslararası başarıdan bahsetmiyorum.

Kendi liginde tutunmak. Evet bu ortamda bu imkanlarla ligde kalabilmeyi bile başarı olarak görebilecek bir anlayışa yönlendiriliyoruz.

Bu memleketin, bu yörenin çocuklarını oynayamadığı bir takım.

Sahi, bu yörenin gençleri, çocukları bu kadar yeteneksiz mi.? Yoksa bunları bulmak, yetiştirmek ve üst yapıya kazandırmak zor mu?

Öz kaynak düzeninin getirisi mi yok.? O zaman kapatalım.

Uzun yıllardır öz kaynaktan yetişip A takımda oynayabilen futbolcumuz olamadı. Olduysa da şans verilmedi.

Kafamda deli saçması sorular.

Ancak öz kaynak düzenini devreye sokarak takım oluşturulamazsa bir süre sonra bu takım daha alt liglerde mücadele etmek zorunda kalacak.

Biline.

Hep söylüyoruz.

Çaykur Rizespor’un bir hafızası, bir futbol aklı yok.

Yönetenlerin bireysel tasarruflarıyla bir yerlere gelmeye çalışılıyor.

Yönetenler bir süre sonra gidiyor. Sonra onları seyirci olarak bile göremiyoruz.

Hep aynı terane.

Sözü veya yazıyı uzatmadan, sezon sonuna geldik. Çok transfer ettik. Çok para harcadık diye övünmek olmaz. Minimum bütçeyle maksimum başarı elde edilebilen, sürdürülebilir bir sistemi kurabiliyorsak, öz kaynak düzeninden her yıl A takıma 1-2 oyuncu katıp oynatabiliyorsak başarıya ulaşabiliriz.

Bunlar için zaman yetmezse, ülke içindeki 53 numara forma giyen futbolcular taranarak başlanabilir.

Bunları yapmadan ligde kalmak bile başarı değildir.

Umarım önümüzdeki maçlarda elde edeceğimiz sonuçlarla ligi istediğimiz durumda bitirebiliriz.

Sağlıcakla kalın.

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.