İnsanları vahşi hayvanlardan, hayvanları da vahşi insanlardan korumak

Ali Osman AYDIN

Tekirdağ’ın Kapaklı ilçesinde, parkta oynayan 12 yaşında ki bir kız çocuğuna bir pit bull saldırmış.

Yüzüne atılan tam 52 dikişle canını ancak kurtarabilmiş zavallı çocuk.

Bu pit bull cinsi vahşi köpeklerin ilk saldırısı değil.

Daha önce yapılmış sayısız saldırıdan yalnızca biri…

Hayvanları Koruma Kanunu’nun 14. maddesi; “pit bull terrier, Japanese tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; sergilemek ve hediye etmek yasaktır” diyor…

Demek ki değil satış, bu hayvanları sergilemek bile yasak.

O halde soralım...

Nasıl oluyor da 2004’de çıkmış mezkur kanun’a rağmen söz konusu hayvanlar hala satılabiliyor veya sokaklarda rahatlıkla dolaştırılabiliyor?

Petshoplarda, internette pit bull’lar kendilerini dövüştürmek için sabırsızlanan apaçilere peynir ekmek gibi satılıyorlar.

İşin gizli kapaklı bir tarafı da yok!

Her şey devletin gözü önünde oluveriyor.

Satanlar fatura kesiyorlar…

Alanlar sokaklarda gezdiriyorlar… 

Peki bu nasıl olabiliyor?

Çünkü kanun, hiç kimsenin umurunda değil…

Hayatını ne idüğü belirsiz bir kişi tarafından sokağa salınmış köpeğin, yüzüne açtığı 52 dikişli yara iziyle geçirmek zorunda olan kızcağız da öyle…

Bu memlekette çok ucuz bir şey var…

O da insan hayatı…

Bu kanunlar, ilgili kurumların keyfi gelince uygulanmak için mi yapılıyorlar, yoksa vatandaşın can güvenliğini, huzurunu sağlamak için mi?

Merak ediyorum…

Bu olay sonrasında bölgenin belediye başkanı, veteriner işleri müdürünün savunmasını istemiş midir acaba?

Hiç sanmıyorum.

Veteriner müdürlüklerinde çalışanların bir kısmının, kanunu nasıl uygulayacaklarını bildiklerinden bile emin değilim.

“Joker” gibi yüzü paramparça olan o küçük kızın hayatı ne olacak?

O kız büyüyecek, kısmetse evlenmek isteyecek…

Belki bir ömür, yüzündeki o 52 dikişin acısını dindirmeye çalışacak…

Kabahati ne peki?

Bir parkta, olanca saflığı ve masumiyetiyle oyun oynamak mı?

Bu kanunları uygulamakla yükümlü olan idareciler…

Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin…

Saldırıya uğrayan o çocuk sizin çocuğunuz olsaydı, yine böyle kayıtsız kalabilir miydiniz?

Yoksa bu kadar tehlikeli bir hayvanın sokaklarda başıboş dolaşmasında ihmali olan kim varsa hepsinden hesap mı sorardınız?

Söyleyin, ne yapardınız?

HAYVANLARI KORUYACAK KANUNLAR NEREDE ?

Antalya’da korkunç bir olay yaşandı.

Bir kedi arka ayaklarından sırtına kadar derisi yüzülmüş bir halde bulundu.

Üstelik kedi hala yaşıyordu.

Yani canlı canlı yapılmıştı ne yapıldıysa…

Kedi, derisi yüzüldükten saatler sonra korkunç acılar içinde öldü.

Geçmişte böyle sadistik gösterileri ancak korku filmlerinde izler ve günlük hayatımızda hiçbir karşılığı olmadığını düşünerek rahatlardık.

Yazık ki artık sokaklarımız korku filmlerinin doğal platosu haline geldi.

Gözü çıkarılan, organları yakılan, uzuvları koparılan, tecavüze uğrayan hayvan haberlerine her gün rastlar olduk…

Durup düşünün lütfen, bu gaddarlığı neyle açıklayabilirsiniz?

Bürokrasimiz, maalesef insanları hayvanlardan koruyacak kanunlarla ilgili sergilediği kayıtsız ve esnek tavrı hayvanları insanlardan koruması gerekirken de sergiliyor.

Kanun orada öylece duruyor ama, bürokrasi; ne savunmasız çocukları, ne de savunmasız hayvanları sadistik şiddetten koruyacak önlemleri alıyor.

Ancak bir ülkenin güvenliğinin en zayıfların güvenliği ve huzuru ile ölçüldüğünü unutmayalım.

Sokaklarımız, hayvanlar ve çocuklar için tehlikeli hale geldiyse, çocuklar ve hayvanlar ya da savunmasız insanlar sırf sokakta oldukları için şiddet mağduru oluyorlarsa bu ülkede yaşayan herkesin bu durumu ciddi ciddi düşünmesinin vakti geçmiştir bile.

Müslümanların yaşadığı bir toplumda, bir kedinin canlı canlı derisinin yüzülmesini, bir diğerinin gözünün çıkarılmasını, bir başkasının keyif için benzinle yakılmasını izah edebilir misiniz?

Peki, canlı canlı derisi yüzülen kedi için yetkililere birkaç mail atmak suretiyle bile olsa tepki göstermekten kaçınmayı nasıl tevil edersiniz?

Bu canlılar Allah’ın emanetleri değil mi?

O halde bu vurdumduymazlık da neyin nesi?

Herkes elini vicdanına koyup düşünsün…

Hayvanların derisini canlı canlı yüzebilen insanları ne ara, hangi kültürle yetiştirdik biz?

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.