İnsanlık Batı’yı durdurmalı. “Toplu yokoluş” yaşanabilir.

İbrahim KARAGÜL

Dünya; ABD ve Avrupa’dan baktığımızda gördüklerimizden çok daha büyüktür.

İnsanlık; Batı’nın zihin dünyamızda kodladığı algılardan, sınırlardan çok daha geniştir, güçlüdür, engindir.

Dünyanın geleceği; Atlantik’ten uzaklaşınca çok daha aydınlık, üretkendir. Çok daha insandır.

İster coğrafya ölçekli bakın, ister insan kaynağına bakın, ister medeniyet/tarih eksenli bakın, ister tarihsel güçler mücadelesi açısından bakın, ister bugüne isterseniz geleceğe bakın..

ABD ve Avrupa’nın dışında zengin bir geçmişi, ezici bir dünyanın yeniden yükselişi’ni göreceksiniz.

İNSANLIK YÜZYLLARDIR BATI’NIN KÖLESİDİR… BATI ŞEYTANİ BİR “DİN”DİR

İnsanlık yüzyıllardır Batı’nın sömürgesidir. Kandırılmış, rehin alınmıştır. Milletler yüzyıllardır Batı’nın kölesidir: Zihnen, yaşam tarzı olarak, dünya görüşü olarak, insanlığa bakışı olarak, ekonomik refah ve siyasi kimlik olarak, değerler olarak Batı’nın ağır baskıları altındadır.

Dünyalarımız onların rengiyle boyandığı için, zihinlerimiz onların doğruları ile kodlandığı için, bütün değerlerimiz onların kriterleriyle formatlandığı için, iradelerimiz onların gücüyle kırıldığı için bu kölelik düzeninden kurtulup özgür zihinlere ulaşmak çok zordur.

Batı şeytani bir “din”dir, “inanç”tır, mecbur bırakılan, mahkum olunan bir hayattır, yaşam formatıdır.

YÜZ MİLYONLAR ÖLEBİLİR. TOPLU YOKOLUŞ YAŞANIR.

Bizler bir daha Batı’nın iç savaşlarına mahkum olmamalıyız. Milletler Batı’nın çıkar ve saltanatları için ülkelerini, kendilerini kurban vermekten vazgeçmeli.

Birinci ve İkinci dünya savaşlarında 90 milyon insan öldü. ABD ve Avrupa’nın hırsından, açgözlülüğünden, güce tapınmasından insanlık böyle bir bedel ödedi.

Yeni bir dünya savaşı çıkarsa belki yüz milyonlarca insan hayatını kaybedecek. Yeryüzünün büyük bölümü yaşanmaz hale gelecek. İnsanlık toplu yok oluşa sürüklenecek.

Eğer böyle bir gelecek varsa önümüzde bu yine Batı’nın açgözlülüğü ve doyumsuzluğundan, güce tapınmasından, insana ve dünyaya bakışındaki vahşiliğinden kaynaklanacak.

İNSANLIK BATI’YI DURDURMALI

Dünya Batı için yeni bir felakete sürüklenmemeli. Çıkar ve refahı için, imtiyazlarının devamı için, “seçkin insan” hastalığı için, kendisini yeryüzünün sahibi sandığı için, başka ulusların canı ve kanı üzerinden yürüttüğü tuzakları için yok oluşa razı gelmemeli.

İnsanlık Batı’yı artık durdurmalı. Başka milletlerin kanı üzerinden sahip olduklarını kaybetmemek için teşebbüs edeceği çılgınlıkları engellemeyi bilmeli.

Doğu yükselmeli. Güney yükselmeli. Baskı altındaki medeniyetler ayağa kalkmalı, geri dönmeli. İnsanlığın ezici çoğunluğu, yeryüzünün büyük bölümü harekete geçmeli.

“Büyük Yokoluş”u durdurmalı.

HARİTAYI MASAYA KOYUN. O SAVAŞ ÇOKTAN BAŞLADI.

Bu sadece Müslüman dünyanın üstesinden gelebileceği bir şey değil. Yeryüzünde dengenin kurulması için insanlık hep birlikte Batı’yı “kendi payına razı” etmeli.

Yeryüzünün ana eksenini oluşturan bizler, Müslümanlar, bu uyanışı çoktan başlattık. “İslam’la savaş” doktrinleri, “İslamcı terör” palavraları, “küresel terörle mücadele merkezleri” daha 1990’larda bu uyanışı durdurmak için keşfedildi.

Atlas Okyanusu’ndan Büyük Okyanus’a uzanan yeryüzünün orta kuşağına bir bakın. Haritayı önünüze alıp bir bakın. Bu “İmparatorluklar kuşağına, medeniyetler kuşağına” bir bakın.

ŞEHİRLER UYANMALI. KILCAL DAMARLARA KAN VERİLMELİ.

Hangi ülkeler, hangi milletler var? Ne tür zenginlikler, ne tür kaynaklar var? Deniz ticaret yollarından kara ticaret koridorlarına, enerji kaynaklarından enerji güzergahlarına, insanlık tarihi kadar eski şehirlerden bütün jeopolitik güvenlik teorilerine kadar bu kuşak her şeyin merkezidir.

Bu eksenin gücünün nasıl küresel düzen kurucu olabileceğini, insanlığa neler verebileceğini, yeryüzünün mazlum milletlerine nasıl bir koruma sağlayabileceğini o zaman görün.

Bu yüzden bu kuşak ayağa kalkmalı. Bu şehirler uyanmalı. İstanbul; Şam, Bağdat, Kahire, Buhara, İsfahan, Mekke… Türkiye, Afrika, Orta Asya, Güney Asya, Basra Körfezi, Kızıldeniz…

Kılcal damarlarımıza yeniden kan verilmeli.

BİZ UYANIRSAK İNSANLIK UYANIR. HİÇ BİR MİLLET YALNIZ KALMASIN.

Savaş, fakirlik, kaos bir kader değil. Her ülke için, her toprak parçası için, her millet için ayrı ayrı dizayn edilmiş birer projedir. Bizim iç kavgalarımızın üstüne kurulmuş büyük hesaplardır. Zenginliklerimizi talan eden, iradelerimize vaziyet eden, onur ve haysiyetimizi yerle bir eden bir şeytani akıldır.

Bu “Kuşak” uyanırsa dünya uyanacaktır. Bu imparatorluklar kuşağı harekete geçerse dünyanın geri kalanı da harekete geçecektir. Biz uyanırsak insanlık uyanır. Hiçbir millet, hiçbir ülke, Batılı Düzen’den bağımsız olma yönündeki mücadelesinde yalnız bırakılmamalı.

BATI DÜNYANIN SADECE KÜÇÜK BİR BÖLÜMÜDÜR VE O KÖLELER ORDUSU..

Biz hep buradan baktık. Dünyayı buradan algıladık. Gördük ki, Batı aslında dünyanın küçük bir bölümü. Gördük ki, kendisinden çok daha büyük medeniyetleri, güçleri dizginleyerek, yükselen her ülkeyi kanla bastırarak bu saltanatı sürdürüyor.

Milyonların açlığı üzerinden refah düzenini devam ettiriyor. Bu amaçla yeryüzünden acı çektirmediği tek bir millet yoktur. Ama o milletlerden bile kendine köleler ordusu oluşturmuş.

Batı’nın vahşi dünya düzenini ayakta tutan işte bu köleler ordusudur.

SÖMÜRGECİ PATRONLARA ÖFKE VAR ‘KURUCU MİLLETLER’ GERİ DÖNÜYOR.

İşte şuan bunun işaretlerini görüyoruz. Ülkeler kendilerini yeniden keşfediyor. Milletler özgüvenini yeniden kazanıyor. Batı’yı kendi coğrafyasına itiyor. Bu bir intikam değil, yeryüzünde adalet mücadelesidir.

Bütün sömürge ülkeleri, eski patronlarına kafa tutuyor. Onları topraklarından, havasından, suyundan, zenginliklerinden uzaklaştırmaya çalışıyor.

Tarihi yapıcı milletler yeniden sahne alıyor. Kurucu milletler 21. yüzyıla dönüyor. Yok edildiği sanılan medeniyetler canlanıyor. Yüz yıl önce tarihten ve coğrafyadan sürülmek istenen Türkiye gibi ülkeler merkezi güçlere dönüşüyor.

BÜYÜK YOKOLUŞ ENGELLENMELİ BATI ÇILGINLIĞI DURDURULMALI.

Acil olarak, 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan düzen tamamen ve çok hızlı bir şekilde değiştirilmeli. Batılı finans, siyasi düzen çok acil olarak paylaşılmalı, paylaşıma zorlanmalı.

Gıdadan güvenliğe her alanda çok radikal ve hızlı “düzenleyici adımlar” atılmalı.

Bunlar; Batı’dan intikam almak için değil. Sadece daha dengeli, paylaşımlı bir dünya kurmak için. ABD ve Avrupa’nın elindekileri kaybedince nasıl çılgınlaşacağını ve yeryüzünü ateşe vereceğini biliyoruz.

Bunlar, “Büyük Yokoluş”un önüne geçilmek için yapılmalı. Dünya, bütün insanlık her pirlikte Batı’yı durdurmalı. Yeryüzünün sadece onlara ait vatan olmadığı öğretilmeli.

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.