ŞEFKAT KAHRAMANLARI

Mehmet Emin TOPRAK

Anneler Günü Münasebetiyle”

 


        

         Bir gün Peygamber Efendimize(a.s.m.) soruldu:”Kendisine iyilik etmeme en layık kişi kimdir?”diye.


        

         Cevap:”Annendir”


        

         “Sonra kimdir?” diye soruldu.


        

         Cevap:”Annendir”.


        

         “Ondan sonra kimdir ?” diye tekrar soruldu.


        

         Cevap: yine aynıdır:”Annendir”


        

         “Ondan sonra kimdir?” diye ısrarla sorulunca, “Babandır” buyurdular.


        

         Aslında bu hadis-i şerif üzerinde fazla söz söylemeye gerek yok.Fakat bir nebze şerh ve açıklama yapabilirsek kendimizi bahtiyar hissedeceğiz.


        

       Ben kısaca annelerin evlatlarına karşı “şefkat”ini “aşk” ile karşılaştırıp sunmak istiyorum.


        

       “Aşk” malumumuz, uğruna nice canların heder olduğu, nice ocakların söndüğü, nice haksızlıkların yaşandığı bir kavram…Tabii ki; mecazi, yani insandan insana karşı yaşanan aşklardan bahsediyoruz.


        

      Bu derece keskin, bu oranda etkileyici, bu kadar güçlü bir duygudur aşk…


        

      İşte böyle bir “aşk” duygusundan belki bin derece daha kuvvetli olan, annelerin evlatlarına karşı “Şefkat”leridir.


        

      Mesela en basitinden “aşk” mukabele, yani karşılık isterken, “şefkat” istemez.Aşk karşılık görmez ise zamanla kin ve nefrete dönüşür.Fakat “şefkat” karşılık görse de görmese de hatta daha da şiddetlenerek devam eder.


        

      Buna örnekler vermeme gerek yok sanırım. Çünkü hemen hemen herkes kendi iç dünyasında bunun bir parçasını yaşamıştır.


        

      Annenin şefkati onu, evladını kurtarmak uğruna, sonucu kesin ölüm olan herhangi bir tehlikeye attırır.Düşünmez ki, evladım öldüğü gibi bende öleceğim.


        

       Kalemim yazmaya varmıyor, fakat tarif için söylüyorum:evladından bir tokat yiyen anne, değil karşılık vermek “acaba evladımın eli acıdı mı?” diye düşünür.


        

       Birazcık anladık mı nasıl bir duygudur ŞEFKAT?


        

       Aşk nerede kaldı? Çok gerilerde…


        

       Bu şefkat duygusudur ki, hayvanların annelerinde de mevcuttur.Bu duygu ile, o parçalayıcı arslan, çalışır didinir, zorla elde ettiği yiyeceği getirip yavrusuna yedirir.Tavuk, yine o his ile yavrularını korumak için kendisinden çok çok güçlü olan köpeğe saldırır.Tabii ki, çoğunluk da başını it’e kaptırmaktan kurtulamaz.


        

      Şimdi bütün bunlardan ne hisse çıkaracağız? O, çok çok güçlü olan bu duyguyu annelerin kalbine kim koydu dersiniz?Yolda mı bulup aldılar?


        

      Evet Aziz Dostlar!


        

      İşte o duyguları biz insanlara takan yüce Yaratıcının, mahlukatına olan sevgi ve şefkati o kadar büyüktür ki, dünyada gelmiş geçmiş bütün annelerin şefkatlerini toplasak, Allah’ın biz insanlara karşı olan şefkatinin yanında sadece bir parıltı, bir yansıma gibi kalır.(Bu cümleyi tekrar okumanızı rica ediyorum)


        

      Evet “Her şeyde Allah’ın varlık ve birliğine nice deliller vardır”, ayetinin şefkat penceresinden bir açıklamasıdır bu…


        

      Şimdi gelin de annelerimizi bir güne sığdıralım.Sığar mı?


        

      Annelerimiz sığmaz da, bu duyguları bize vereni nereye sığdıracağız?İşte sonsuz olan  KALBİMİZ onun içindir ve ona layıktır.


        


      Sonuç olarak Fahr-i Kainat Efendimizin bir hadis-i şerifleriyle bitirmek istiyorum:


        

”Allah’ın rızası, anne - babamızın rızasını kazanmakla elde edilir.”

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.