Tarihi şan ve şerefle dolu Müslüman bir toplum olarak çağımızda siyasi kin, bilgisizlik ve dini taassubun hücumlarına hedef olmuş iki muhteşem kavram vardır değerli okuyucularım: TÜRKLÜK ve İSLÂMİYET!..
Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği asil Türk gençliğinin en büyük amacı, Türklük ve İslâmiyet hakkında yapılan iftiraların, gerçeklerden ne kadar uzak olup, yabancıların dini taassup ve siyasi kinlerinin bir neticesi olduğunu bugün ve yarın bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkartıp topluma gösterebilmek olmalıdır!...
Dikkat edecek olursak, bazı Avrupalı ve onların yardakçıları Türkiye de yaşayan sözde ilim adamları bile, ananevi taassuplarının tesirlerinden kendilerini henüz kurtaramamışlardır. Bunlar; Türklerle ve İslamiyet’le ilgili meselelerde, yazılarını gerçeklerin ve ilmin ışığında değil, kilise kandillerinin loş aydınlığında yazarak, gülünç duruma düşmelerine rağmen yine gerçeğe inadına da olsa yaklaşmamaktadırlar ve ekinlerini imkân bulduklarında utanmadan kusmaya devam etmektedirler!...
İlim adamlarının zihniyeti bu olduktan sonra, Türkü ve İslamiyeti başkalarının sözleriyle tanıyan batılıların Türklerle ilgili meselelerde daha kötü iftiralarda bulunmasına şaşmamak gerekir ama göğüs germek için hazır olmak da gerekir değil mi!..
Bugün dahi on bir ayın Sultanı mübarek Ramazan ayını ihya etmeye başlarken, on bir ay ülkemizde ne yazık ki Müslümanlara saldıran basın ve yayının bir kısmının, Ramazan ayının başlamasıyla Müslüman gözükmelerine de şaşmamak gerekir ama, Müslümanlar olarak uyanık olmamız gerektiğine inanıyorum!...Batılılar böyle olursa, onların kara sevdalıları işte böyle bukalemun gibi renk değiştirmekten her nedense mutlu oluyorlar sanırım!... Ama bu necip millet çoktan uyanmıştır, günaydın!..
Açık konuşmak gerekirse, Türk milletinin bu şekilde iftiralara ve saldırılara uğramasının sebebi, Türk’ün İslâm olması ve islâmiyeti temsil etmesidir…Zira Türkler, asırlarca bu ulu dinin bayraktarlığını yapmış, ona en samimi ve candan bağlılığını her vesile ile göstermiştir. Türklük ve İslamiyet, biri biriyle o derece kaynaşmıştır ki, adeta ruhla beden ve etle tırnak konumunu andırmaktadırlar!..Hatta, bu yüzden Avrupa’da: İslâmiyet, bazıları tarafından yanlış olarak “Türk dini” olarak da tanımlanmıştır. Ünlü Alman Filozoflarından Reimarus, İslamiyet’e yapılan iftiraların çürüklüğünü “Türk dinini-yani Müslümanlığı” şu veya bu suretle itham edenlerin büyük bir ekseriyetinin Kuran-ı Kerim-i okumamış olduğundan eminim… Satırlarıyla belirtirken, bunu da ortaya koymuştur. Bugün bile batılılar arasında İslâm olanlara Türk dendiğini duyuyoruz. Bu bakımdan batının Türklere duyduğu siyasi kine, dini taassuplarının verdiği bir kin de eklenmiştir. Haçlı zihniyeti ile hareket eden Avrupalılar, Türklere çoğu bu yüzden ateş püskürtmekledirler, lütfen uyanık olalım!..
Türk milletini tanıyan muhakkak ki Türk milletini sevecektir. Alman profesörü Yaşke: ”Mondros mütarekesinden sonra Türkiye ye ön fikirlerle, Türk’’e düşman olarak gelmiş olan, Rum ve Ermenilerin menfi propagandalarının tesiri altındaki Amerikalıların ve İngilizlerin büyük kısmının Türk dostu olarak ayrıldıklarını belgelerle belirtiyor.
Açıktan ve gizli yollarla Türklere değişik iftiralarla saldıranlar bir kısım şer güçlerin ellerini Kuran-ı Kerimin üzerine koyarak: BU KİTAP KALKMADIKÇA BİZE RAHAT YOKTUR!. Diyen Avrupalı liderlerle aynı zihniyette olduklarını kabul etmemiz gerekir ve bu sebeple inançlı Müslümanlar olarak Kurana ve hükümlerine sımsıkı sarılmamızın gerektiğini iyi bilelim.
Son söz olarak şunu söylemek icap eder ki, Türk medeniyeti ilkçağdan beri bütün insanlığa örnek olmuştur. Bugün de örnek olabilecek niteliktedir. Bugün,bazı devletlerle aramızda sadece teknik fark vardır, bu farkı kapatmak her an elimizdedir!..
Teknik bakımından geri kalmamızı, haşmetli tarihimizden aldığımız güçle çalışmakla telafi etmek mümkünüdür. Bu da er geç ve muhakkak olacaktır. Bir kısım KELAYNAK kuşlarının bunu engellemeye kalkması ise asla mümkün değildir!..Allah aşkına tarihe baktığımızda 4-5 asır evvel teknikte ve ekonomide otorite değil miydik!..
Değerli okuyucularım,
Vatanın aziz toprağı fertlerinden iki şey ister; bunlardan biri KAN’dır, diğeri de TER!..Bizden önceki nesillerden KAN istedi ve şanlı ecdadımız bu kanı mertçe dökerek bu toprakları bize vatan yaptılar. Bugün ise bu aziz vatan bizden TER bekliyor TER!...Bu teri her sahada akıttığımız müddetçe, görevlerimizi bizatihi Allah rızası ,vatanın ve milletin al-i menfaatleri uğrunda yaptığımız, çalıp çırpmadığımız müddetçe gemileri karadan yürüten bu necip milletin eski güçlü konumuna ulaşması, güçlü Silâhlı kuvvetleriyle de bölgesinde bölgesel güç olması pek de fazla uzakta olmasa gerek!...Çocuklarımızı da bu şuurla yetiştirelim lütfen..
Fransız yazarı Pierre Loti’nin dediği gibi: “Türk, asillerin asilidir. Yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüksek asalet ona, tabitanın bir hediyesidir..” İşte Türk’ün mayası değerli okuyucularım!...
Bu asaleti yaşamak ve kaybettiğimiz güçlü konumlara en kısa zamanda ulaşmak dileğiyle on bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayımızın Türk-İslâm âlemine ve tüm insanlığa huzur ve mutluluk getirmesi, aç insanların olmaması, garip-gurabalara sahip çıkılması dileğiyle lütfen ellerimizi ve gönüllerimizi açalım ve bu aziz kardeşinizi de dualarınızdan eksik etmezsiniz dileğiyle…
Saygılarımla…