Yüzyılın projesi: Siyer-i Nebî Külliyesi-2

Yusuf KAPLAN

Sivas'ta ülkemizin çehresini hatta kaderini değiştirecek büyük bir ruh atılımının temelleri atılıyor: Siyer-i Nebî Külliyesi. Tartışmasız, yüzyılın en büyük ve en köklü projesi bu.

Önceki yazıda bu muazzez girişimin teknik bilgilerini sizlerle paylaşmıştım. Bu yazıda bu projenin anlamı ve ülkemize katacağı manevî ve kültürel zenginliği mercek altına almak niyetindeyim.

BİR RUH ATILIMI

Bu proje, dünyada bir benzeri olmayan ve bizim gelişimizi dünya âleme gösterecek sembolik ve tarihî değeri çok büyük ve anlamlı bir atılım: Bir ruh atılımı.

Projenin gerekli hazırlıkları tamamlandığında Cumhurbaşkanı'mız Sayın Erdoğan'a sunulacak: Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Tayyip Bey'in yaptığı en büyük “iş” olacak bu: Böylelikle, Türkiye'nin dalga kırma sürecinden sonra dalga kurma sürecine geçişinin sembolü olarak bir milat işlevi görecek.

Bunun daha makro ölçekteki anlamı çok hayatî: Türkiye, tarihin yeniden yapılmakta olduğu kritik bir dönemeçte, yeniden İslâm dünyasının toparlanışının ve dirilişinin öncülüğünü yapacak.
Böylelikle 100 yıllık tarihte tatil sona erecek ve biz tarih yapan, yeniden tarihin akışını şekillendiren kurucu aktör konumuna yerleşmiş olacağız. Bu proje, bu tarihî yolculuğun başlangıcı, miladı olacak Allah'ın izni ve inayetiyle.

HZ. PEYGAMBER'E SALDIRIYI DURDURACAK

Bu muazzam girişim, Hz. Peygamber'in (sav) konumunun yaklaşık yarım asırdır sarsılmaya çalışıldığı çok tehlikeli saldırıya, “dur!” diyecek. Ve Selçuklu mayasının kardığı, Osmanlı ruhunun kurduğu bin yıllık medeniyet yolculuğunun yeniden insanlığın son adası Anadolu kıtası'ndan başlatılabileceğinin sembolik göstergesi olarak tarihe geçecek.

Bu projeyle Anadolu'nun kalbinde Konya'dan sonra ikinci büyük manevî merkez neşvünemâ bulacak, kök salacak, Anadolu insanını Peygamber aşkı ve sevgisiyle yeniden ayağa kaldıracak. İngilizlerin iki asırdır tezgâhladıkları ve tam anlamıyla selefsizlik demek olan hâricî mantığına taş çıkartan neo-selefî saldırı, bu topraklarda ekilen bu maya ve yeşertilen ruhla püskürtülmüş olacak.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz'in manevî şahsiyeti, bizim taze bir medeniyet hamlesi gerçekleştirme gayretlerimizin yapı taşlarının döşenmesinde kilit rol oynayacak. Siyer-i Nebî Külliyesi, tam da bu nedenle, bizim yeniden tarihe girişimizin, insanlığa yeniden adalet, hakkaniyet, silm, selâmet hediye edişimizin adı ve adresi hakikat medeniyeti yolculuğumuzun itici gücünü ve kurucu ruhunu oluşturacak.

DEVLET RİCALİNİN DESTEĞİ

Arifan Külliyesi'nin “mimar”ı Ömer Faruk Hoca'nın bu en büyük rüyası, nihayet gerçek olmak üzere.
Ömer Faruk Hoca, Selçuklu'nun muhkem bir şekilde kardığı maya'yı, Osmanlı'nın muhteşem bir şekilde ruha, büyük ruh atılımına dönüştürdüğü Anadolu'nun yeniden dirilişinin, toparlanışının ve kendine gelişinin kilometre taşlarından biri olacağı umuduyla bu muazzez proje ile yatıp kalkıyor.

Sonunda önceki Şehircilik Bakanı'mız İdris Güllüce'ye projeyi anlattığımızda, Anadolu'nun bu ruh atılımına ben de üzerime düşen katkıda bulunmaktan şeref duyarım, diyor. Ve bakanlığının son günlerinde “bu proje akîm kalırsa ben rahat uyuyamam! Yaptığım en önemli iş bu olacak” diyerek projenin resmî prosedürlerini bitirecek imzayı atıyor.

İdris Bey'e projeyi telefonda anlattığımda ne kadar heyecanlandığını anlatmaya satırların kifâyet etmeyeceğini söyleyeyim, gerisini siz düşünün artık.

Projenin altında Savunma Bakanı'mız İsmet Yılmaz ile Kültür Bakanı'mız Mahir Ünal beylerin de imzası var. Onların da en az İdris Bey kadar bu projeden heyecan duyduklarını biliyorum.

Son olarak, parlak hattatlarımızdan Ahmet Zeki Yavaş Beyefendinin de başından itibaren projenin lojistik ve medya ayağının hazırlanmasında çok büyük emekleri olduğunu da hatırlatmak bir kadirşinaslık olarak değerlendirilmeli.
Projeye, Sivas milletvekillerimizden Hilmi Bilgin, Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın, Sivas Valisi Alim Barut ve Başsavcı Murat İrcal de çeşitli aşamalarda desteklerini esirgemeyen diğer bazı devlet ricalimiz.

“PARALELCİ” YAFTASI, ÜRPERTİCİ!

Bu muazzam ve muazzez tarihî atılımın maddî kaynağının %70'ini Sivas'ın ve ülkemizin önde gelen iş adamlarından Emmioğlu Mermer, Emco Dış Ticaret ve Fimar Holding'in sahipleri Mustafa, Musa, Mehmet ve İbrahim Emmioğlu kardeşler sağlıyor. Çimen, Kartal Kundura, Ethemoğlu Kundura, Sivas Ticaret Merkezi, Kadir Şeker ve Malatya'dan Şampiyon AŞ de maddî bakımdan projeye gönülden destek veren şirketler.

Burada, böylesine tarihî ve manevî bir projeye destek veren, yüzlerce cami, okul, Kur'ân kursu yaptıran Emmioğlu kardeşlerin, “paralelci” damgasıyla bizzat paralel şebekenin tezgâhıyla yıpratılmaya çalışıldığını öğrendim ve iğrendim.
Bu olmaz arkadaş!

Maddî birikimlerini bu ülkenin İslâmî kurumları için seferber eden bu güzide insanlara yapılan bu muameleyi şiddetle kınıyor, ilgili devlet kurumlarını da Allah'tan korkun, diyerek uyarmakla yetiniyorum burada.

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.