Orhan YAZICILAR

Orhan YAZICILAR

En İyisi Sen Yapabileceğin işin Peşinden Koş!...

En İyisi Sen Yapabileceğin işin Peşinden Koş!...

Hani çok söylenen; bir o kadar da olumlu ya da,  daha çok toplumda güven vermeyen bir söz. ‘’Ben her şeyi yaparım’’ sözü. Aslında bu söz iş dünyasında pek ciddiye alınmaz.

Malum: İnsanlar sayısız işlerde çalışır.

Kimini severek, kimini sevmeyerek, mecburiyetten yapar.

Mesele ekmek parası olunca, yaptığın işi sevip sevmemen, o kadar büyük bir önem arz etmiyor. Yeter ki ailenin geçimini sağlayarak, çoluk çocuğunun nafakasını çıkarmaya yetsin.

İster daimi, ister geçici olsun, yapılan her işi sevmesek de, hayalimizdeki, meslek/iş olmasa da mecburiyetten çalışıyoruz.

Çoğu insan gittiği, çalıştığı işin ne olduğunu?  Ya da ne olacağını merak etmeden, akşam edip parasını alma derdindedir.

Aslında büyüklerimiz, ‘’Yaptığınız işin ne olduğunu, nasıl olduğunu, yapıp, yapamayacağınızın derdinde değilseniz, merak etmiyorsanız, yapmayın’’ derler.

Derler demesine de, iş bulmanın, ekmeği aslanın ağzının içinden, midesine girdiği bir zamanda, iş bulabilmek, ekmek parası kazanmak hayli zor olmaktadır.

Şimdi işini merak etmeyen, ne olduğuna, nasıl olduğuna bakmadan, kafa yormayan, her konuda az buçuk bilgi sahibi olan sayısız insan vardır.

Bu yüzden, belki her konuda bilgi sahibiyiz; ama çalıştığımız işte hiç bilgi sahibi değiliz.

Şimdi hiç kimse kalkıp ta, ‘’Hayır canım, ben çalıştığım işte, işimle ilgili her konuda bilgi sahibiyim’’ demesin.

Peki, sebep ne deşiniz?

Ancak merakımız yok, merak etmiyoruz, soruşturmuyoruz.

Merak olmayınca sonuçta öğrenmiyoruz, öğrenemiyoruz.

Çalışıyoruz, ama sevdiğimiz bir işi yapmayı da hep hayal ediyoruz.

Hayal ederek ömür tüketiyoruz, bir de bakıyoruz ki ölüm denen mutlak son yakamıza yapışmış.

Yaptığımız en güzel şey galiba hayal kurmaktır.

Belki, hep hayallerimizin peşinde koşarız, ama nafile!

Hayal kurmasını çok iyi beceriyoruz.

Çabuk büyüyoruz, Üniversite okuyoruz, askere gidiyoruz, en iyi işte çalışıyoruz zannediyoruz, evleniyoruz, çoluk çocuğa karışıyoruz, dede olup ihtiyarlıyoruz..

Sonra?...

Bir uyanıyoruz ki her şey yalan..

Evet, birçoğumuz çalıştığımız iş yeri kime ait, nasıl biri, neyi amaçlıyor, hedefleri nelerdir, vizyonu nedir?...gibisinden birçok soruya cevap verebileceğini düşünemiyorum.

Hangi iş olursa olsun, mademki çalışıyoruz, o halde kimin yanında, nerede, ne için çalıştığımızı bilmemiz gerekmez mi?
Merak etmeliyiz, öğrenmeliyiz, değil mi ama!

Sevsek de, sevmesek de, hayatımızın büyük bir bölümünü geçirdiğimiz işyerimizi ve hakkındaki bilgileri neden, niye merak etmiyoruz ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Orhan YAZICILAR Arşivi