“Peygamberimizi Yezidilerden Koruyalım!”
Allah (c.c), sonumuzu hayırlı kılsın. İçimizdeki beyinsizler, sefihler ve azgınlar yüzünden bizi helak etmesin! Başımıza, büyük felaket ve belaların gelmesinden çok korkuyorum çok! Dün, Haçlılar Danimarka’da Peygamberimize hakaret içeren karikatürü dergilerinde yayınladıklarında dünya Müslümanları olarak ayağa kalkıp imani tepkimizi göstermiştik!
Bugün ise, içimizdeki Yezidiler peygamberler ve veliler şehri Diyar-ı Bekirimizde alenen dev afişlerle Sevgili Peygamberimize çok çirkin iftira ve hakareti pervasızca ve alçakça yaptılar!
Ama Müslümanların çoğu suskun! Tepkisiz ve etkisiz!
Kerbela’nın yiğidi İmamımız Hz.Hüseyin’in Dedesi, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize günümüzün bir avuç Yezidileri ve Zerdüştleri asırlarca yapılamayan saldırıyı yapabildiler!
Kerbela’da zalim Yezit ve ordusuna karşı direnen Hz. Hüseyin’in direniş ruhu, bugün ümmette çok zayıf!
Sadece Diyarbakır Ulu Cami’nin, Selahaddin Eyyubi’nin torunu Said hocamız imani tepkisini ortaya koydu ve bir avuç mustaz’af, mücahid yiğitler!
Hepsine kalbi tebrikler!
Nerede, Diyanet’in yüz binlik imam vaiz ve müftü kadrosu?
Nerede İmam Hatib okulları?
Nerede ilahiyat kadroları?
Nerde Peygamber varisi âlimlerimiz?
Nerede STK’larımız?
Nerede hukukçularımız?
Nerede savcı ve yargıçlarımız?
Nerede milli medyamız?
Nerede yazarlarımız ve yorumcularımız?
Nerede, biz, Ümmet-i Muhammed nerde?
Hukuki ve siyasi tepkilerimizi neden ortaya koymuyoruz?
Neden!?
Hain Dinsiz Parti’nin peygamberler şehri Diyarbakır’da afişlerle Sevgili Peygamberimize alçakça ve şerefsizce hakaretamiz ve ihanetine niçin susuyoruz?
Niçin halkımızı uyarmıyoruz?
Niçin mitingler yapmıyoruz?
Niçin Peygamberimize hakaret eden şerefsizlere mahkemelerde dava açmıyoruz?
Allah’ın başımıza çok daha büyük bir bela ve azap göndermesini mi bekliyoruz?
Hani Sevgili Peygamberimiz Can Muhammedimizi, ana-babamızdan, malımızdan, canımızdan ve çocuklarımızdan daha çok seviyorduk!
Bize, ana-babamıza ve eşimize o iftira atılsaydı! Bize çocuk sapığı denseydi ne yapardık acaba!
Peygamber Efendimizi rahatsız etmemek için Medine-i Münevvere’ye gelen treni Medine istasyonuna 7 kilo metre kala durdurup, raylara keçe döşeten Osmanlı’nın torunları, bizlere ne oldu!
Peygamberimizi rüyada gördüğünü iddia edene ve edenlere ne oldu!
Neredeler?
Peygamberimize hakaret eden alçak ve şerefsizlerle din, vatan düşmanlarıyla kol kola girip okullarımıza Peygamberimizin hayatını ders olarak koyan, Peygamber aşığı Cumhurbaşkanımızı devirmekle meşguller!
Delireceğim!
Çıldıracağım!
Aklıma ve imanıma mukayyet ol Allah’ım!
Ey Allahım! Sen ki;
Peygamberimizle alay ve hakaret edenler ve onlara destek olanları için;
“Allah ve Resulünü incitenlere, Kur’an ve sünnete dil uzatanlara, onlara eziyet edenlere Allah, dünyada ve ahirette, yani ebedî yurtta lânet etmiştir. Onları zillet içinde bırakan, alçaltıcı bir azap hazırlamıştır. (Ahzab Suresi 57.Ayet)
“Allah’ın ayetlerinin ret ve inkâr edilip, onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, bunu yapanlar başka bir söze dalıp gidinceye kadar onların yanında oturmayın. Eğer (yaptıklarına katılmadığınızı ortaya koyacak en basit bir tavır olarak oradan kalkıp gitmez de, onlarla) oturmaya devam ederseniz, siz de o kâfirler gibisiniz demektir. Şüphesiz Allah, münafıkların ve kâfirlerin tamamını Cehennem’de bir araya getirecektir. (Nisa Suresi 140 )” âyet-i kerimelerinle tüm kullarını uyardın!
Dün, Peygamberimize saldıran amcası Ebu Leheb’i ve hanımını kıyamete kadar lanetleyen Allah’ımız, günümüz Ebu Leheb ve Ebu Cehillerine mi torpil edeceksin! Asla!
Ve bizlere de;
“Allah ve melekler elçim Muhammed’e değer ve önem veriyor! Ey iman edenler sizde elçim Muhammed’e değer ve önem veriniz! Onu hainlerin saldırılarından koruyunuz. (Ahzab S. 56)” ilahi talimatınla Peygamberimizi, malımızla ve gerekirse canımızla koruma görevini verdin Allah’ım!
Nisa Sûresi’nin 56. âyetinde “Müminler, kendi aralarındaki sorun ve ihtilaflarında Sevgili Peygamberimizin hakem kabul edip verdiği karara gönül rızasıyla uymadıkça asla mü’min kabul etmezken” ya oylarıyla, mallarıyla, medyasıyla Peygamber Düşmanlarını destekleyenlerin hali nice olur Allahım!
Vay Onların haline vay!
Ve veyl!
Ana hayat yasamız Kur’an-ı Kerim, geçmiş kavimlerin Peygamberlerine eziyet ve hakaret etmeleri sebebiyle belalarla helak edildiğini haber vermiyor mu?
Korkuyorum! Ama çok korkuyorum!
Maaşlarımıza yüz lira zam yapmadı diye iktidara kıyamet koparan bizlerin, Peygamberimize hakaret karşısındaki suskunluğuna korkuyorum!
Hatta Allah’ımızın, Peygamberimizin, dinimizin, vatanımızın, birliğimizin, kalkınmamızın, kardeşliğimizin ve örtümüzün düşmanı CHP ve HDP’nin ve sözcüsü alçak medyanın yalan ve iftiralara kanarak destekleyenlerin yüzünden büyük bela ve felaketlere duçar olacağımızdan korkuyorum! Korkuyorum!
Dün, Kerbela Meydanı’nda torunu Hz. Hüseyin (r.a) ve ailesini Yezidilere terkedenler gibi, bugün dedesi Sevgili Peygamberimizi Yezidilerin saldırılarına karşı yalnız mı bırakacağız?
Günümüz, Alileri, Ebubekirleri, Osmanları, Ömerleri, Hamzaları, Hanzalaları, Haticeleri, Fatımaları, Nesibeleri ve Zeynepleri neredeler!
Selahaddin Yusuf Eyyubi’nin Peygamber aşığı torunları neredeler!
Hain Dinsiz Parti’yi, 1 Kasım’da barajın altına bırakarak tarihin çöp sepetine atmaları, vallahi, hepimizin imani, insani ve vicdani bir görevi değil mi?!
Bu Muharrem ayının Aşure ve mübarek Cuma günün de Allah’ımdan dileğim;
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize saldıran ve hakaret eden şerefsizlerin elleri kırılsın! Dilleri tutulsun! Ocakları, odakları ve locaları sönsün!
1 Kasım’da hepsi AK oylarımızla yerle yeksan olsunlar inşallah!
Unutmayalım ki;
Dünyada Peygamberimizi korumayanlar, ahirette asla korunmayacaklar!
1437. Hicri yeni yılımızda Peygamberimizle beraber olan günümüz muhacir ve ensarlarına selam olsun!
Kerbela’nın, kahraman yiğitleri ve şehitleri İmam Hüseyin (r.a) Efendimize, ailesine, yarenlerine ve gerçek sevenlerine selam olsun!
“Müjdecim, önderim, Peygamberim! Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim!” diyenlere sadece Peygamberimizin izinden gidenlere selam olsun!
Selam, sevgi ve duayla.