Cumhurbaşkanı Erdoğan RTEÜ'nün Akademik Yıl Açılışında Konuştu VİDEO İZLE

Cumhurbaşkanı Erdoğan RTEÜ'nün Akademik Yıl Açılışında Konuştu VİDEO İZLE
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi akademik yılı açılış töreninde konuştu.

Rize'de kendini adını taşıyan  Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin akademik yılı açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1. Dünya Savaşı'nın 100 yıl dönümünde olduklarını ve bu savaşın çıkış sepepleri ve sonuçlarının çok iyi aniz edilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, pazartesi Marmara Üniveristesi'nde yapacağı konuşmada 1. Dünya Savaşı ile ilgili önemli açıklamalar yapacağını da kaydetti.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi 2014-2015 akademik yılı açılış törenine katılarak bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını belirterek, “Burası muz cumhuriyeti değil, dışarıdan talimat alacaksın gelip burada huzuru bozmaya kalkışacaksın, bizim huzurumuz bozulmaz ama bunu yapanların da onların maşalarının da huzuru çok kötü bozulacak” dedi.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİNİN BAŞARISI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Karadeniz Teknik Üniversitesi yeni akademik yıl açılış törenine katıldığını, orada sadece cumhurbaşkanı olarak değil, KTÜ'den fahri doktora unvanı almış, üniversiteye gönül bağı olan biri olarak konuşma yaptığını, bugün ise hem cumhurbaşkanı hem Rize'nin bir evladı olarak hem ismini taşıyan hem de fahri doktora unvanını gururla taşıdığı bir üniversitede hitap etmenin heyecanının yaşadığını söyledi.

erdogan-recep-tayyip-erdogan-universitesinde-3.jpg

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nde sadece isminin bulunmadığını, üniversitenin kuruluş kararında imzasının yer aldığını ve bundan dolayı ayrıca iftihar ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2006 yılında kurulun üniversitenin 8 yılda Karadeniz Bölgesi ve Türkiye'nin önemli eğitim kurumlarından biri haline geldiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitenin şu anda 11 fakülte, 3 enstitü, 7 yüksekokul, 7 meslek yüksekokulu ve 9 araştırma uygulama merkeziyle sadece Karadeniz Bölgesi'nde, Türkiye'den değil dünyanın pek çok ülkesinden öğrenci çeken bir üniversite haline geldiğini belirtti. Üniversitenin Orta Asya ve Kafkasya'da sağlık ve ilahiyat alanında iddia sahibi bir üniversite olmasını da takdirle karşıladığını, desteklediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakalanan ivme, hız ve değişimin devam edeceğini ve üniversitenin sadece Türkiye'ye değil, başta bölge ülkeleri olmak üzere dünyaya bir başarı öyküsü olarak ismini yazdıracağına inandığını, 15 bin 550 öğrenci kapasitesiyle yüzde 95'lik doluluk oranına ulaşmasından da ayrıca mutlu olduğunu dile getirdi.

erdogan-rteude.20141011200633.jpg

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde Akademik Yıl Açılışı’na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, burada bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitelerimizde tarihle bugünü, bugünle yarını inşa etmeye mecbur olduğumuzu belirterek “Çünkü biz inşa ve ihya ile mecburuz ve bunu yapacak kalitedeyiz” dedi.

Türkiye'nin üzerinde ameliyat, operasyon yapılacak bir ülke olmadığını  vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye terör örgütlerinin, sokak serserilerinin gösterileriyle istikametini değiştirecek bir ülke hiç değil. Uluslararası odakların maşası olarak Kobani bahanesiyle polisimize, askerimize, kamu ve özel mülke saldıran her kim olursa olsun, misliyle karşılığını alır, bundan sonra daha da sert olarak alacaktır, bunu da bilmenizi istiyorum" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burası muz cumhuriyeti değil, dışarıdan talimat alacaksın gelip burada huzuru bozmaya kalkışacaksın, bizim huzurumuz bozulmaz ama bunu yapanların da onların maşalarının da huzuru çok kötü bozulacak. Egemenliğimize, bayrağımıza, gördüğünüz gibi, birçok yerde Atatürk büstlerini kırdılar, yıktılar, toprağımıza en önemlisi de kardeşliğimize ve birliğimize yönelik hiçbir saldırı bütün bunların karşısında asla müsamahakar davranmayız. Şunu da buradan açık açık ifade ediyorum; sokaktaki bu teröristlerin, şımarık serserilerin Kürt kardeşlerimizle, Kürt vatandaşlarımızla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu sokak serserilerine bakıp, tüm Kürt kardeşlerimizi itham etmek, insanen, vicdanen ve imanen yanlıştır. Bakın bir kaç gündür çok önemli bir nokta gözden kaçırılıyor, bu vandallar, bu yağmacılar kimlere saldırıyor? Sakallı vatandaşlarımıza, başörtülü kardeşlerimize, hatta Suriye'den, Suudi Arabistan'dan gelmiş sakallı misafirlere, başörtülü kadınlara... Kürtçe bilmiyorsa yandı. Kutsal ve İslami değerlerimize saldırıyorlar. Benim Kürt kardeşim, Kürt vatandaşım böyle bir alçaklığa asla prim vermez, bu hainlerin yanında asla durmaz."

erdogan-rteunun-akademik-yil-acilisina-katildi.jpg

“BİZİM ŞAH DAMARIMIZ KESİLDİ”

Bölgedeki Irak ve Suriye Meseleleri’nde olduğu gibi İsrail-Filistin Meselesi’ni dünyada bizim kadar anlayabilecek (Osmanlı’nın varisi olarak söylüyorum) başka bir millet olmadığını ifade eden Erdoğan “Bu meselinin tüm belgeleri bizim arşivlerimizde ve kütüphanelerimizde vardır. Ancak ! Bizim şah damarımız kesildi. Biz o arşivin dilini anlamıyoruz. O arşivin dilini bilmiyoruz, arşivlere girdiğimizde orada Geroge var ama Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin yok. Bizim bunu halletmemiz lazım” diye konuştu.

Bir ülkenin önemli bir liderinin kendisine yıllardır Osmanlı Devlet Arşivleri’nin almak istediği yönünde teklifte bulunduğunu kaydeden Erdoğan “Dedim ki biz hepsini bunların veremeyiz. Replika olarak bile veremeyiz. Niye bunların devlet sırrı özelliği var. Bazıları noktasında bazı konularda çalışma yapabiliriz. Ecdad bize öyle bilgiler belgeler bırakmış ki bunların birçoğunu maalesef bizden önce gelen birileri hassasiyetini bilmeden bunları maalesef satmışlar. Zaman zaman bunları bazı yerlerde buluyoruz ve alıyoruz. Kardeşlerim, sevgili öğrenciler üzerimizde, üzerinizde şunu unutmayın tarihi bir sorumluluk var” dedi.

Lübnan sorunlarını yaşarken Lübnan’a bir seyahati olduğunu ve orada yaşadığı bir anısını anlatan Erdoğan “Oradaki muhalefet liderlerinde bir tanesi bana orada bir ifade kullandı, çok manidardır. Yaşadığım için söylüyorum ‘Biz’ dedi ‘Aslında sizin bu arabuluculuklarınızı pek anlamıyoruz’ Niye dedim. Dedi ki ‘Bu işin tek çözümü var. Siz dedeleriniz gibi yapmanız lazım. Osmanlı gibi geleceksiniz, buralardan şöyle bir gelip geçeceksiniz bu işi çözeceksiniz. Bu zat şimdi yine Lübnan’da önemli bir mevkide olan bir zat.Yani şuanda biz böyle olalım havasında değilim ama o siyasi temsilcinin hadiselere, olaylara bakışını anlatmak istiyorum. Şuanda bu asırda bulunduğumuz yıllar içerisinde bu işi yapanlar yok mu ? Afrika’da olanlara bakın,son dönemlerde Ruanda’da, Orta Afrika Cmhuriyeti’nde olanlara bakın. Yaşananları görüyorsunuz, Kırım’da olanları görüyorsunuz. Birçok şeyler yaşanıyor. Kardeşlerim şunun altını çizerek ifade ediyorum; biz bu üniversitelerimizde tarihle bugünü, bugünle yarını inşa etmeye mecburuz. Çünkü biz inşa ve ihya ile mecburuz ve bunu yapacak kalitedeyiz. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi inşallah bunu başarmalıdır diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.

KOBANİ TAMAMEN BAHANEDİR; ASIL AMAÇ AÇIK SÖYLÜYORUM; TÜRKİYE’Yİ DİZE GETİRME, BOYUN EĞDİRME VE TÜRKİYE’YE İSTİKAMET ÇİZME GAYRETİDİR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de son yaşanan olaylarda Kobani’nin tamamen bahane olarak gösterildiğini belirterek “Asıl amaç açık söylüyorum; Türkiye’yi dize getirme, boyun eğdirme ve Türkiye’ye istikamet çizme gayretidir” dedi.

ORTADOĞU HEP BİR ÖCÜ, KARANLIK BİR DÜNYA GİBİ GÖSTERİLDİ”

Osmanlı arşiv belgelerini, kütüphanelerdeki kitapları okuma imkanının Türkiye'deki öğrencilerin ve akademisyenlerin elinden alındığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Statüko tarafından özellikle Ortadoğu hep bir öcü, karanlık bir dünya gibi hatta bataklık gibi gösterildi. Bağlar koparıldı" dedi. Osmanlı belgelerinin çürümesini istemediklerini, bu nedenle de Kağıthane'de Osmanlı Milli Arşiv Sitesi'nin inşa edildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, dijital ortamda Osmanlı belgelerinin kaliteli ve modern bir şekilde saklandığını ifade etti.

Konuşmasında, "Bundan sonra çok daha farklı bir şekilde bu mesafeyi almamız, adımları atmamız gerekiyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'den, İngiltere'den, Fransa ve Almanya'dan sadece askerler ve tüccarlar değil, aynı zamanda akademisyenlerin de bölge üzerinde çalışmalar yaptığını, Türkiye'deki akademisyenlerin ise bölgeye bile gitmeden sadece İstanbul'da çalışarak dahi önemli eserler çıkarabilecekken, bunu yapamadığını söyledi.

“GEÇMİŞİMİZLE ÇOK CESUR BİR ŞEKİLDE TANIŞMAK, YÜZLEŞMEK ZORUNDAYIZ”

Yaklaşık 100 yıldır, "Araplar bizi sırtımızdan vurdu" dendiğini, sokakta dolaşan köpeklerin "Arap" diye çağrıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Köpeğe o ismi niye veriyor? Hep bağları koparmak. Ortadoğu'yu hep karanlık, hep bataklık olarak gördük, gösterdiler. Aslında niçin oraların sevki, idaresinde biz önemli rol oynamadık? Biz büyük bir devlettik, o zaman büyük olaylara talip olmaya mecburduk. Bu ülkenin yaklaşık 100 yaşındaki bir siyasi partisi dahi, bugün bile çıkıp Ortadoğu'yu 'bataklık' olarak tanımlayabiliyor. Çünkü Birinci Dünya Savaşı'nın Türkiye'ye çizdiği sınırlardan biri de, bu dildir. Bunun çok önemle kavranması lazım. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Türkiye'de statükoya, Ortadoğu'ya sırtını dönme vazifesi verilmiştir ve statüko da sorgusuz sualsiz bu vazifeyi taşımıştır. Bunu iyi yakalamamız lazım. Aradan 100 yıl geçti, hala bu vazifeyi taşıyanlar var. Hala Ortadoğu'ya bataklık diyenler, hala 'Türkiye yüzünü sadece Batı'ya dönsün, Ortadoğu'ya da tam olarak sırtını dönsün' diyenler var. Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları öncülüğünde 1923'te yeni bir cumhuriyet kurulmuşken, Gazi Mustafa Kemal tarafından bu millete sürekli özgüven aşılanmışken, birileri maalesef hala Birinci Dünya Savaşı yenilgisinin ezikliğini üzerinde taşıyor. Artık zihinlerde üretilen bu yapay sınırları aşmak zorundayız. Geçmişimizle çok cesur bir şekilde tanışmak, yüzleşmek, geçmişimizi çok cesur ve özgüvenli şekilde analiz etmek zorundayız. Birinci Dünya Savaşı'nı bilmeyen bugünü anlayamaz. Türkiye'nin misyonunu ve vizyonunu asla anlayamaz" dedi.

"Gençliğimiz ile geçmişimiz arasındaki o karanlık dönemi ortadan kaldıralım, aydınlatalım ve nasıl bir millet, nasıl devlet olduğumuzu tüm dünyaya bir kez daha gösterelim" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitelerden bu mesele üzerinde çalışmalarını istedi.

“BU BÖLGENİN TARİHİ YAZILACAKSA BUNU TÜRKİYE'DEKİ TARİHÇİLERDEN DAHA İYİ HİÇ KİMSE YAZAMAZ”

Binlerce kilometre uzaktaki ülkelerin Afganistan'a, Irak'a, Suriye'ye neden geldikleri üzerinde durulması, düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çok iddialı söylüyorum, eğer bu bölgenin tarihi yazılacaksa bunu Türkiye'deki tarihçilerden daha iyi hiç kimse yazamaz. Bu bölgenin romanı, hikayesi yazılacaksa, filmi yapılacaksa bunu bu ülkenin yazarlarından, yönetmenlerinden daha iyi hiç kimse yapamaz. Bu bölge üzerine Türkiye'nin analistlerinden, uzmanlarından daha iyi hiç kimse analiz yapamaz. Uluslararası politikasını hiç kimse bizden daha iyi anlatamaz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Suriye ve Irak ile yaklaşık bin 295 kilometre sınırı olduğunu hatırlatarak, "Yüz yıldır Irak'a, Suriye'ye her milletten her ülkeden insan geldi, buralarda ticari faaliyette bulundu ama bizde hükümetler pompalanan o korku ve tehdit nedeniyle sırtlarını döndüler. İşte şu anda orada yaşanan hadiseler doğrudan doğruya bizim ülkemizi de etkiliyor. Kimi zaman insan göçü kimi zaman sınır güvenliği kimi zaman terör tehdidi açısından etkiliyor. Sınırlar öyle çizilmiş ki köyler ikiye ayrılmış, akrabalar birbirinden koparılmış, sınırın öte yanında bir köy yanarken bu tarafın seyretmesi asla mümkün değil. Bunu sadece bugünlerde gündemde olan Kobani için söylemiyorum, Halep'te, Şam'da Arap vatandaşlarımızın akrabaları var. Lazkiye'de, Musul'da, Kerkük'te Türkmen vatandaşlarımızın akrabaları var. Erbil'de, Kobani'de Kürt vatandaşlarımızın akrabaları var. Ezidi, Süryani vatandaşlarımızın oralarda akrabaları var. Bu şehirler yanarken biz sırtımızı mı döneceğiz? Bu şehirler yanarken, 'Ortadoğu bataklıktır' şeklinde cahilce ve insanlık dışı tanımlar yapıp ilgisiz mi kalacağız? Onlarca yıl, 'Ortadoğu bataklıktır, Araplar bizi sırtımızdan vuruldu' denildi, Kürtler asimile edilmek istendi, Araplar, Ermeniler, Rumlar yok sayıldı ama Türkiye o zaman büyük devlet, kucaklayıcı, şefkatli devlet olamadı. Ne acıdır ki şu anda 'Ortadoğu bataklıktır' diyenler, Ortadoğu'yu bir bataklığa çevirmek isteyen Şam rejimine karşı sonsuz muhabbet besliyorlar. Muhabbetiniz bol olsun" diye konuştu

Türkiye'ye "IŞİD'e destek verdiği" iftirası atıldığını, bu iftirayla Türkiye Cumhuriyeti'nin yaralanmak istendiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi ülkesi aleyhine uluslararası kampanyaların sözcülüğünü yapanlar, IŞİD'i besleyen, büyüten Şam rejimine karşı en küçük bir söz söyleyemiyorlar" dedi.

"KOBANİ TAMAMEN BAHANEDİR, ASIL AMAÇ TÜRKİYE'Yİ DİZE GETİRMEKDİR”

Bugün yaşanan olayları, "Yüz yıl önce Birinci Dünya Savaşı'nın tohumlarını ektiği sorunların tezahürü" olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kobani tamamen bahanedir. Asıl amaç Türkiye'yi dize getirme, Türkiye'ye boyun eğdirme, Türkiye'ye istikamet çizme gayretidir. 'Türkiye'nin ekonomisi büyüdü, çok büyüdü, yıpratalım... Türkiye'nin demokrasisi çok gelişti, geriletelim... Türkiye çok hızlı büyüyor, güçleniyor, bunu durduralım...' İşte bunu yapmak istiyorlar ve ne acıdır ki bunu yaparken Türkiye içindeki piyonlarını kullanıyorlar. Bölgedeki kanlı terör örgütlerini, bu terör örgütlerinin emrindeki siyasi yapıları, kandırılmış, istismar edilmiş gençleri, çocukları kullanıyorlar. Pensilvanya gibi ihanet şebekelerini kullanıyorlar. Yine acıdır ki Türkiye içindeki ana muhalefeti, muhalefeti, bazı medya kuruluşlarını, işte bu kirli amaç uğruna harekete geçirebiliyorlar. Türkiye'yi gerçeğe tamamen aykırı olarak, teröre destek veren bir ülke gibi göstermek ancak ve ancak Türkiye düşmanlarının yapacağı iştir ama bunu burada medya ya da siyasi partiler de yapabiliyor. Hatta paralel yapının zehriyle uyuşmuş bazı yargı mensupları, bazı emniyet mensupları bu ihanet girişiminin içinde yer alıp, Türkmenler'e yardım götüren MİT tırlarının önünü kesip, bu Türkiye düşmanı çevrelere yalan servis yapabiliyor" dedi.

erdogan-rteude.20141011222329.jpg

TÜRKİYE’Yİ GERÇEĞE TAMAMEN AYKIRI OLARAK TERÖRE DESTEK VEREN ÜLKE GİBİ GÖSTERMEK ANCAK VE ANCAK TÜRKİYE DÜŞMANLARININ YAPACAĞI İŞTİR

Ortadoğu’yu bataklık olarak görenlerin Ortadoğu’yu bir bataklığa çevirmek isteyen Şam rejimine karşı sonsuz muhabbet beslediğini kaydeden Erdoğan “Muhabbetiniz bol olsun” diyerek “Kendi ülkesi aleyhine uluslararası kampanyaların sözcülüğünü yapanlar İŞİD’i besleyen büyüten Şam rejimine karşı en küçük bir söz söyleyemiyorlar. Bugün yaşanan olaylar 100 yıl önce 1. Dünya Savaşı’nın tohumlarını ektiği sorunların tezahürüdür. Kobani tamamen bahanedir. Asıl amaç açık söylüyorum; Türkiye’yi dize getirme, boyun eğdirme ve Türkiye’ye istikamet çizme gayretidir. Türkiye’nin ekonomisi büyüdü, çok büyüdü yıpratalım. Türkiye’nin demokrasisi çok gelişti geriletelim. Türkiye çok hızlı büyüyor, güçleniyor, bunu durduralım. İşte bunu yapmak istiyorlar. Ne acıdır ki bunu yaparken, Türkiye içindeki piyonlarını kullanıyorlar. Bölgedeki kanlı terör örgütlerini bu terör örgütünün emrindeki siyasi yapıları kullanıyorlar. Kandırılmış, istismar edilmiş gençleri, çocukları kullanıyorlar. Pensilvanya gibi ihanet şebekelerini kullanıyorlar. Ne acıdır ki Türkiye içindeki ana muhalefeti, muhalefeti bazı medya kuruluşlarını işte bu kirli amaç uğruna harekete geçirebiliyorlar. Türkiye’yi gerçeğe tamamen aykırı olarak teröre destek veren ülke gibi göstermek ancak ve ancak Türkiye düşmanlarının yapacağı iştir. Ama bunu medya yada siyasi partilerle yapabiliyorlar. Hatta paralel yapının zehiri ile uyuşmuş bazı yargı mensupları bazı emniyet mensupları bu ihanet girişiminin içinde yer alıp Türkmenler’e yardım götüren MİT TIR’larının önünü kesip bu Türkiye düşmanı çevrelere yalan servis yapabiliyorlar. Bilmedikleri bir şey var. Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye üzerinde ameliyat yapılacak, üzerinde operasyon yapılacak bir ülke değil. Türkiye terör örgütlerinin sokak serserilerinin gösterileriyle istikametini değiştirecek bir ülke hiç değil. Uluslar arası odakların maşası olarak Kobani bahanesiyle polisimize, askerimize kamu ve özel mülküne saldıran her kim olursa olsun misliyle karşılığını alır, bundan sonra daha da sert olarak alacaktır” şeklinde konuştu.

DIŞARIDAN TALİMAT ALACAKSIN GELİP BURADA HUZURU BOZMAYA ÇALIŞACAKSIN; BİZİM HUZURUMUZ BOZULMAZ AMA BUNU YAPANLARIN ONLARIN MAŞALARININ DA HUZURU ÇOK KÖTÜ BOZULACAK

“BURASI MUZ CUMHURİYETİ DEĞİL”

“Burası muz cumhuriyeti değil” diyen Erdoğan, “Dışarıdan talimat alacaksın gelip burada huzuru bozmaya çalışacaksın. Bizim huzurumuz bozulmaz. Ama bunu yapanların onların maşalarının da huzuru çok kötü bozulacak. Egemenliğimize, bayrağımıza, gördüğüz gibi bir çok yerde Atatürk büstlerini yıktılar, kırdılar. Toprağımıza, ortak değerlerimize en önemlisi kardeşliğimize birliğimize yönelik hiçbir saldırı bütün bunların karşısında asla müsamahakar davranmayız. Sokaktaki bu teröristlerin, şımarık serserilerin Kürt kardeşlerimizle, kürt vatandaşlarımızla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu sokak serserilerine bakıp tüm Kürt kardeşlerimizi itam etmek insanen, vicdanen ve imanen yanlıştır. Bu yağmacılar bu vandallar kimlere saldırıyor. Sakallı vatandaşlarımıza, başörtülü Kürtçe bilmiyorsan yandın. Kutsal islami değerlerimize saldırıyorlar. Benim Kürt kardeşim, Kürt vatandaşım böyle bir alçaklığa asla prim vermez. Bu hainlerin yanında asla durmaz. PKK terör örgütü 30 yıl boyunca bizim topraklarımızla birlikte bu toprakların kutsal değerlerine saldırdı. İşte bu günde gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koydu. İslami değerleri hedef alıyor. Biz bunu geçmiş yıllarda çok gördük. Sakal bırakan selam veren başörtüsü takan gerici yobaz diye yaftalandı, tahkir edildi. Bir çok imkandan mahrum bırakıldı. İşte şu anda da PKK ve onun kuklası olan siyasi parti Kürt kardeşlerinden selam veren sakal bırakan, başörtüsü takana, namaz kılana hiçbir irtibatı olmadığı halde İŞİD’çi muamelesi yapıp alçakça linç ediyor. Sizin İŞİD’den ne farkınız var ? O da terörist sen de terörist. Senin ki olursa iyi terörist, onun ki olursa kötü terörist. Böyle bir mantık yok. Terörün ve teröristin hepsi birdir. Terörden şu ana kadar en çok zararı gören aslında Kürt kardeşlerimiz oldu. Şu anda sahnelenen terörden zarar gören yine Kürt kardeşlerimiz. İnanıyorum ki bu olayların ardından Kürt vatandaşlarımız siyasetçi görünümündeki kan tüccarlarıyla aralarına bir mesafe koyacaktır” diye konuştu.

erdogan-recep-tayyip-erdogan-universitesinde.20141011222355.jpg

ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ERDOĞAN'A RÜYASINI ANLATTI

Konuşmasının sonunda Erdoğan’a Merve Düzağaç isimli bir öğretim görevlisi tarafından altın işlemeli rölyef hediye etti. Düzağaç, bu sırada Cumhurbaşkanına kendisi ile gördüğü rüyasını da anlattı. Düzağaç “Siz rüyamda evimize geldiniz. O dönemde öğretmendim ama atanamıyordum. Ben size durumumu anlattım. Bana rüyada ‘Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ne atanacaksın’ dediniz. Ben de rüyadan 15 gün sonra buraya atandım. Burada göreve başlayalı 1 ay oldu” diyerek sevincini paylaştı. Erdoğan’ın rüyayı tebessümle karşıladığı gözlendi.

Konuşmaların ardından Rektör Prof. Dr. Hüseyin Karaman tarafından Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi tarafından hat sanatıyla yapılan tablo Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye edildi.

huseyin-karaman-erdogan.20141011200704.jpg

huseyin-karaman-erdogan,-erdogan-rteunun-akademik-yil-acilisina-katildi-1.jpg

huseyin-karaman-erdogan,-erdogan-rteunun-akademik-yil-acilisina-katildi-2.jpg

erdogan-recep-tayyip-erdogan-universitesinde-1.jpg

erdogan-recep-tayyip-erdogan-universitesinde-2.jpg