Erdoğan Arap Ülkelerinin Beklediği Kurtarıcı Abidir
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır ziyaretine, dışişleri komisyon üyesi olarak katılan Rize Milletvekili Hasan Karal, Ülke Tv’de yayınlanan ‘Ankara Gündemi’ adlı programda ziyaret izlenimlerine de yer verdiği açıklamasında Filistin ve Gazze konusunda çarpıcı ifadeler kullandı.
ARAP ÜLKELERİNİN KURTARICI ABİSİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN
ERDOĞAN SADECE TÜRKİYE'NİN BAŞBAKANI DEĞİL YEMEN'İN DE BAŞBAKANIDIR
Rize Milletvekili Hasan Karal tv programındaki açıklamasında “Arap ülkeleri bu zamana kadar bir ‘abi’ bekliyorlardı ki bunu kendileri de açık açık söylüyorlardı. Dış işleri bakanımızla ziyaret ettiğimiz Yemen başbakanı, bize ‘sizin başbakanınız yalnızca sizin değil bizim de başbakanımızdır.’ dedi. Bu bir hasretin ifadesidir. Bir beklenti vardı ve bu beklenti gerçekleşti. Şimdi Türkiye’nin ağabeyliğini herkes kabul ediyor. Bu abinin etrafında yavaş yavaş herkes bütünleşiyor. Türkiye’de görevini çok güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Başbakanımızın duruşu ve yıllardan beri anlatılmak istenip anlatılamayanların başbakanımız tarafından dile getirilişi Arap ülkelerine ciddi bir cesaret kazandırdı. Bundan sonraki durum çok daha farklı olacaktır. Batılıların yaklaşımları da farklı bir yön alacaktır.” dedi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN DURUŞU DÜNYA ÜLKELERİNİ YENİDEN DÜŞÜNMEYE ZORLADI
Ülke Tv’de yayınlanan ‘Ankara Gündemi’ adlı programa katılan Rize Milletvekili Hasan Karal, “Sayın Başbakanımızın Mısır Programı daha çok Filistin merkezli bir hal aldı. Filistin’le alakalı Gazze’ye yapılan bütün bu saldırılara yönelik Sayın başbakanımızın yaptığı görüşmeler, gerek Mısır halkında gerek tüm dünya da gerçekten yankı buldu. Özellikle Kahire Üniversitesi’nde yapmış olduğu konuşma tarihi nitelik taşıyordu. O bölgeyi iyi bildiğim için, insanların tepkisini de ölçebilme noktasında geçmişteki gözlemlerimize dayandırarak bu sefer ki olayın çok farklı olduğunu gördüm. Sayın başbakanımızın bu çıkışı, Arap dünyası tarafından artık çok farklı algılanıyor. Bu ve benzeri konuşmalar geçmişte de yapıldı. Bu Filistin’e yapılan ilk saldırı değil. 1948 yılından İsrail devletinin kurulduğu ilk günden bugüne bölgede sıcak hareketlilik devam ediyor. İsrail saldırıyor ve buna karşı zaman zaman bürokratik cevaplar veriliyor. Bunlar bu zamana kadar rutin olarak devam ede gelen gelişmeler. Ancak başbakanımızın özellikle bu son saldırılar dolayısıyla ortaya koymuş olduğu tavır, tüm dünyanın oturup düşünmelerini gerektirecek niteliktedir. Mısır’da Mursi yönetiminin iş başına gelmesiyle beraber bölgedeki dengeler biraz daha Filistin lehine doğru gitti. Özellikle refah kapısının Filistinlilerin lehine açılması hayaldi. Mursi yönetimiyle beraber İsrail ile olan ilişkiler açısından çok ciddi değişiklikler oldu. Türkiye ve Mısır’ın kafa kafaya vermeleri sorunun çözümü noktasında akılcı bir takım adımlar atmaya başlamaları çevre ülkeleri de cesaretlendirmiş durumda. Katar, Suudi Arabistan gibi geçmişte sözde olsa bile fiili anlamda duyarlı olmayan ülkelerin cesaret alameti gösteremediklerini biliyoruz.” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN'IN TAVRI BÖLGE HALKINI ETKİLEDİ
Milletvekili Hasan Karal konuşmasını “Geçmişte İsrail yaptığı saldırılar sonrası yapılan açıklamaların tesirsiz olduğunu biliyordu. Ama şimdi durum değişti. Sayın başbakanımızın omurgalı duruşu bütün bölge haklarını etkilemiş durumda. Yemen’de, Ürdün’de de bu hassasiyeti görüyoruz. Bu konuya biz insani olarak yaklaşıyoruz. Sayın başbakanımızın da bu konudaki tavrını bu şekilde değerlendirmek lazım. İnancımız ve mensup olduğumuz medeniyet gereği dünyada barış olsun istiyoruz. Bunun kesinlikle herhangi bir ırki, millet, devlet yanı yok. Biz bütün zulümlere karşı olan bir medeniyetin mensuplarıyız. Filistin’deki insanlara sadece Müslüman oldukları için değil orantısız güç çerçevesinde katledilen bir insani grup var, bu vahşet dünyanın bir başka bölgesinde de olsa ona da aynı tepkiyi gösteririz. Gazze’ye dün ilk defa Arap liginin dış işleri bakanları gitti. Bu da çok ender görülen bir olaydır.” şeklinde sürdürdü
Milletvekili Karal, “İsrail’in yıllardan beri sürdürdüğü mağdur politikası bir bakıma deşifre oldu. Bu durum ortada ve artık bunu bütün dünyaya anlatabilen çok güçlü inisiyatifler var. Bu aktörlerin başsında sayın başbakanımız var. Gezdiği bütün ülkelere bu konuyu taşıyor. Muhalefetin bu kadar hassas bir noktada bu konuyu politik malzeme yapmak yakışıksız bir durumdur. Bu tüm dünyanın bir meselesi haline gelmiştir. Bu noktada, iktidarıyla muhalefetiyle milletiyle bütün İslam dünyası olarak kenetlenmemiz gerekiyor. Başbakanın bu sahiplenişi Araplarında kendi içinde düşüncelerini yüksek sesle, özgür bir şekilde ifade edebilmelerini sağladı. Yapılması gereken nedir diye sorular vardır. Bu soruların cevabı illa da bir harp değil ne yapılması gerekiyorsa yapılacaktır. Bu zamana kadar bu adımlar atılıyormuş gibi gösterildi ama şimdi fiili olarak atılıyor.” dedi.
