Erdoğan Olmazsa Rize Havalimanı, Ovit Tüneli, Lojistik Merkez Olmaz VİDEO İZLE

Erdoğan Olmazsa Rize Havalimanı, Ovit Tüneli, Lojistik Merkez Olmaz VİDEO İZLE
Ak Parti Rize İl Başkanı Muhammed Avcı, 7 Haziran seçimlerinde “Neden Ak Parti”ye oy verilmesi gerektiğini açıkladı.

AK Parti Rize İl Başkanı Muhammed Avcı, Ak Parti’nin Rize’de yaptığı yatırımlarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesinin olduğunu vurgulayarak “Rizeli, Recep Tayyip Erdoğan’a olan vefasını, kadirşinaslığını ortaya koymuştur, koymaya da devam ediyor” dedi.

AK Parti Rize İl Başkanı Muhammed Avcı, katıldığı bir televizyonun canlı yayın programında, Rize’de 4 bin dolayında seçmenin ilk defa oy kullanacağını ifade ederek, “Rize’de 4 bin dolayında ilk defa oy kullanacak kardeşimiz vardır. Bu kardeşlerimiz eski Türkiye’yi bilmiyorlar. AK Parti’nin değerini anlayabilmeniz için bir mukayese yapabilmeniz gerekmektedir. Bu arkadaşlarımızın hiçbirinin şu anda mukayese edebilme gücü yoktur. Çünkü eski Türkiye’yi yaşamadılar.” dedi.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN OLMASAYDI RİZE BÖYLE HİZMET ALAMAZDI

Rizeli’nin Recep Tayyip Erdoğan’a olan vefasını, kadirşinaslığını ortaya koyduğunu ve koymaya da devam ettiğini ifade eden Ak Parti Rize İl Başkanı Avcı, Rize’de yapılan proje ve yatırımların altında Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlılığı ve iradesinin olduğunu kaydederek, “Recep Tayyip Erdoğan olmasa Rize’de havalimanı, Ovit Tüneli ve Lojistik Merkez’in olabilmesi mümkün değildir. Bunu Rizeli hemşerilerimiz zaten görüyorlar ve O’na destek olmaya devam ediyorlar.” İfadelerine yer vererek Rize’nin Erdoğan’a olan ihtiyacını dile getirdi.

28 ŞUBATLA İNANAN İNSANLARA 2. SINIF VATANDAŞLIK MUAMELESİ YAPILMIŞTIR

Avcı, 28 Şubat öncesinde lise sonrasında ise üniversite öğrencisi olduğunu belirttiği açıklamalarında 28 Şubatın almış olduğu bütün kararları yaşamış birisi olduğunu sözlerine ekleyerek, “Jandarma dipçiği eşliğinde, başörtülü arkadaşlarımızın başlarının açıldığına şahit oldum. Benden önceki nesillerin devletin çok daha acımasız yüzüyle karşılaştığını da biliyorum. Belki de 28 Şubat, yapılan darbeler içerisinde en insaflı olanıydı. Bir tarihçi olarak söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti tarihi bir darbeler tarihidir. Her darbe mutlaka gençlere kıymıştır, gençlerin geleceğini karartmıştır. 17 yaşında bir genci yaşını büyüterek asan bir devletin yöneticilerinden bahsediyoruz.” Şeklinde konuşarak 28 Şubat’ın ülke genelindeki ağır tahribatı ile özellikle İmam Hatip ve muhafazakar kesimin nasıl ikinci sınıf vatandaşı muamelesi görmeye zorlandığını anlatmaya çalıştı.

İMAM HATİPLERİ KAPATANLARIN TÜRKİYE’SİNİ İNCELEYİN

AK Parti olarak ilk iktidara geldiklerinde en çok mücadele ettikleri konunun, eski Türkiye’yi ve darbeler dönemini rafa kaldırmak olduğunu kaydeden Avcı, “Türkiye’nin özgürleşip demokratikleşmesi, gençlerin çok daha açık bir fırsat eşitliğine sahip olabilmesi için mücadele ettik. Gelinen noktada bütün vatandaşlarımız ve gençlerimiz istedikleri şekilde ibadetlerini yapabiliyorlar, istedikleri okula gidiyorlar, istedikleri kıyafetlerle istedikleri yerlerde dolaşabiliyorlar. AK Partinin değerini biraz anlayabilmeleri için eski Türkiye gerçeklerini biraz karıştırmalarını istiyoruz. Bu konuda AK Parti Türkiye’ye neleri getirmiş, genç kardeşlerimizin bunun bilincinde olarak sandığa gitmelerini rica ediyorum.” diye konuştu.

Avcı, Ak Parti öncesi ile Ak Parti dönemini kıyasladığı konuşmasının devamında ise “1995 ile 2001 yılları arasında bir gencimizin ana haber bültenlerini inceleyerek o tarihlerdeki Türkiye’nin nasıl olduğunu anlayacaktır. Televizyonlarda her gün mafya haberi vardı. Laiklikle ilgili, rejimle ilgili, ‘Türkiye elden gidiyor, rejim yıkılıyor, cumhuriyet düşmanları’ gibi şeylerle karşılaşıyorduk. Bunlar üzerine Sincan’da tanklar yürütüldü ve 28 Şubat gerçekleştirildi. 28 Şubat Türkiye’nin hamurunu oluşturan dindar insanların hayatlarına kastetti. Bu gün liberaline de, ateistine de, muhafazakarına da özgür bir şekilde yaşama imkanı sağlayan bir Türkiye vardır. Bunu da gerçekleştiren AK Parti iktidarı olmuştur.” diye konuştu.

BİREYSEL KIZGINLIKLAR DOLAYISIYLA AK PARTİ’YE OY VERMEMEZLİK YAPILMAMALI

Muhtar, yada belediye başkanlığı seçimleri yapılmadığından bireysel kızgınlıkların bir kenara bırakılıp, 70 yılda yapılan hizmet ve yatırımlar kadar hizmet ve yatırım yapılan 13 yıllık Ak Parti iktidarının devam etmesinin ülke menfaati için en uygun olan karar olacağına vurgu yapan İl Başkanı Muhammed Avcı, Ak Parti’ye verilecek her bir oyun yapılacak hizmetlerle iktidarda yer almanın müjdeleyicisi olduğunu vurguladığı açıklamasında şunları kaydetti: “Kişisel kızgınlıklar büyük resimdeki hedefi ortadan kaldırmamalıdır. Pire için yorgan yakılmaz. Muhammed Avcı’ya kızdığınız için AK Parti’ye oy vermekten vazgeçmemeniz gerekir. AK Parti’nin Türkiye’ye yaşatmış olduğu standardı en iyi o vatandaşlarımız biliyorlar. Şu anda bir il genel meclisi üyesi seçimi yapmıyoruz. Muhtarlık seçimi de yapmıyoruz. Biz bir belediye başkanlığı seçimi de yapmıyoruz. İktidar yetkisini kim kullanacak, biz bunu seçeceğiz. İktidar yetkisini, Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu mu kullanacak? Yoksa Kemal Kılıçdaroğlu mu, Devlet Bahçeli mi kullanacak? Karar bunun kararıdır. Vatandaşımızın bu şuurla sandığa gitmelerini arzu ediyorum.

AK PARTİ’YE KARŞI TÜM SİYASİ PARTİLER EL ELE VERMİŞ HDP BARAJI AŞSN DİYE ÇALIŞIYOR

Bütün siyasi partilerin neredeyse el ele vererek, HDP’ye barajı aştırmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bütün AK Parti muhaliflerinin tek cenahta toplandığı bir seçim kampanyası yürütüyoruz. Şu anda ayakları üzerinde durabilen, kendi kararlarını kendisi verebilen, bölgesinde lider bir konuma gelmiş bir Türkiye var. Bu Türkiye’den rahatsız olan uluslar arası aktörler var. Eğer Recep Tayyip Erdoğan ‘Ben Amerikan ve İsrail politikalarının Ortadoğu’daki en büyük destekleyicisi olacağım’ konusunda bir pozisyon almış olsaydı, gezi olayları yaşanacak mıydı? 17 ve 25 Aralık operasyonları yaşanacak mıydı? Kesinlikle bunlar yaşanmayacaktı. Şu anda Türkiye’de kişi başı gelir 11 bin dolar ve milli gelir 850 milyar dolar civarlarındadır. 15 yıl önce baktıkları Türkiye’ye halen aynı gözle ve oryantalist kafayla bakmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin bu noktaya geliş mücadelesini çok iyi hatırlamamız lazım.

Dünyanın hiçbir ülkesinde bir ülkenin başbakanı veya cumhurbaşkanı ‘Ben kefenimi alarak yola çıktım’ diyerek bir demokratik mücadele veremez. Türkiye’de bu mücadelelerin o kefenden geçtiğini bilen ve yaşayan bir vatandaş grubu ve lider vardır. Daha önce bu ülkede başbakanların asıldığını, bakanların hapislerde çürütüldüğünü biliyoruz.  Bütün hemşerilerimizin bu konudaki hassasiyetleriyle sandığa gideceklerinden eminim. Bu seçim yerel ilişkiler düzeyinden sıyrılmak zorundadır.”