Kamulaştırmada Rizeli’ye Bilirkişi Kazığı !

Kamulaştırmada Rizeli’ye Bilirkişi Kazığı !
Rize’de artan devlet yatırımlarının sonucunda ev ve arazileri kamulaştırılan vatandaşların bilirkişi raporları nedeniyle gerçek değerin altında ödemeler aldığı ve mağdur edildikleri ortaya çıktı.

Rize’de kısa bir süre önce kurulum çalışmalarına başlayan ve geçtiğimiz günlerde Rize’de toplumun kanayan yarası haline gelen artan boşanma olaylarını gündeme taşıyan Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Rize Şubesi, toplumun bir başka kanayan yarası haline gelen ev ve arazileri istimlak edilen Rizelilerin bilirkişiler tarafından nasıl mağdur edildiklerini ortaya çıkardı.

Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Rize Şubesi adına konu hakkında açıklamalarda bulunan Avukat Ümit Peçe, Rize’de yaşanan bilirkişi mağduriyetlerine dikkat çekerek, vatandaşların nasıl mağdur edildiklerini açıkladı. Av. Peçe, çevre illerde istimlak olaylarında vatandaşların hak ettikleri değerleri aldıklarını ancak Rize’deki bilirkişiler yüzünden vatandaşların mağdur edildiklerini ve yüzlerce itiraz davalarının açıldığını kaydetti.

HUDER Rize Yönetim Kurulu Üyesi Av. Peçe, yaptığı açıklamada, “İlimizde Ak Parti İktidarı ile birlikte artan yatırımlar ve bu yatırımlar nedeni ile oldukça yoğun kamulaştırma yapılmaktadır. Vatandaşın yol, hastane, AVM vs. ihtiyacını karşılamaya matuf kamulaştırma işlemleri nedeni ile ilimizin ciddi anlamda yatırım gördüğü yadsınamaz bir gerçektir.  Hizmetlerin yürümesi için yapılan kamulaştırmalar ilimizin gelişmesi için bir fırsat olmakla beraber kamulaştırma bedellerinin gerçek değerlerinin altında tespit görmeleri ve vatandaşın taşınmazına gerçek değerinin ödenmemesi ciddi tepkilere yol açmaktadır. Bu sorun yargı mekanizmasındaki “bilirkişilik” müessesinin sağlıklı yürümemesinden kaynaklanmaktadır.” dedi.

umit-pece-avukat-002.jpg

Anayasa başta olmak üzere, Türk Medeni Kanunu ve diğer mevzuatta, mülkiyet hakkı konusunda özel mülkiyet esasının benimsendiği hatırlatmasında bulunan Av. Peçe, “Bu temel ilke etrafında, vatandaşların mülkiyet hakkının dokunulmazlığı, mutlaklığı kabul gören yan ilkelerdir. Ancak, arsa, bahçe, işyeri veya konut vs niteliğindeki mülkiyet hakkına devletin müdahalesi büsbütün imkansız da değildir. Bazı hallerde, devlet, vatandaşların mülkiyet hakkına müdahale edebilmektedir. Bu müdahalenin birçok türü olmakla beraber; en sık karşılaşılan müdahaleler, "kamulaştırma", "kamulaştırmasız el atma" ve "imar uygulamaları" çerçevesinde ortaya çıkmaktadır.” Şeklinde konuşarak, kamulaştırma işleminin süreci ve hukuki detaylarına çok fazla değinmeden Rize’yi ilgilendiren kısmı hakkında tespit ve değerlendirmelerini yaparken, “Kamulaştırma işlemlerinde arsa niteliğindeki taşınmazın kamulaştırılmasında mahkemece Tapu idaresinden, dava tarihinden yani belgelerin idarece mahkemeye verildiği tarihten önce, taşınmazın civarındaki bölgelerdeki kayıtların incelenerek yapılan satışların kayıtları (resen emsal kayıtları ) istenir. Taraflara da emsallerini bildirmeleri için süre verilerek, bildirilmesi halinde gösterilen emsallerin kayıtları da istenir. Müzekkere cevaplarında satış tarihi, alanı, satış bedeli, kimden kime satıldığı gösterilmelidir. Belediye vergi dairesinde de emsallerin vergi değerleri sorulur. Arsa nitelikli taşınmazlar için üç teknik bilirkişiden üçü veya ikisi inşaat mühendisi veya mimarlar listesinden seçilir.  Birisi ziraat mühendisi olabilir. Özellikle üzerinde ağaç varsa bilirkişilerden biri ziraatçı olmalıdır. İki bilirkişi de mahalli listeden seçilir. Tarla nitelikli taşınmazlar için teknik bilirkişilerden üçü de ziraat mühendisi olur. Üzerinde yapı varsa birisi inşaat mühendisi veya mimar olmalıdır. Bilirkişi seçiminde taşınmazın üstün niteliği göz önüne alınır. Bankalara yapılan satışlar, paydaşların birbirine yaptığı satışlar gibi özel amaçlı satışlar emsal olarak dikkate alınmaz. Kamulaştırma bedelleri emsal olarak kabul edilemez. Paydaşın açtığı dava sonucu kararlaştırılan bedel, diğer paydaşın açtığı davada güçlü bir delil olur. Fakat gene de emsal incelemesi yaptırılmalıdır. 

Bu genel kriterlerin dışında taşınmazın değerini artıran objektif nedenler varsa (örn; taşınmazın ana yola cephe olması, ulaşım imkanı, kamu kurumlarına yakınlığı, şehir merkezine yakınlığı vs.) bunlar ayrıca objektif değer artışı olarak hesap raporunda bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınır. İlimizde biten ve derdest durumda olan binlerce kamulaştırma davasında mahkemece yapılan keşifte refakate alınan bilirkişilerin düzenledikleri raporlardaki değer tespitleri vatandaşı memnun etmemektedir. Olaya bir hukukçu olarak değil bir vatandaş olarak baktığımızda bir adalet ve hakkaniyetsizliğin olduğu açıkça anlaşılmaktadır.” diye konuştu.

İstimlak bedellerinin başka illerde taşınmaz değerlerinin gerçek değerin üzerinde tespit gördüğünü, Rize’de ise bu tespitlerin gerçek değerin altında yapılmasının vatandaşlarımızı mağdur ettiğini kaydeden HUDER Rize Yönetim Kurulu Üyesi Av. Ümit Peçe, “Hukuk Mahkemeleri Kamulaştırma davalarında bilirkişilerce verilen raporlardaki değerler üzerinden hüküm kurmaktadır. Bilirkişi raporlarının eksik ve hatalı mahkeme hükmünü de eksik ve hatalı olmaya sevk etmektedir. Evet, sorun davalarda hükme esas alınan bilirkişilerin hatalı değerlendirme ve tespitlerinden kaynaklanmaktadır. Bilirkişilerce taşınmazın değerinin gerçek değerinin çok altında olduğu bilinmekte buna rağmen tespitler emsal sunulan taşınmazlardan değeri düşük olanlar dikkate alınmak suretiyle vatandaşın aleyhine değerlendirilmektedir. Sorunun çözümü için kamulaştırma davalarında refakate alınan bilirkişi listesinin yeniden gözden geçirilmesi çözüme kavuşacaktır.” dedi.