Rize Milletvekili Muhammed Avcı: Üreticilerimiz İçin Yoğun ve Ciddi Çalışmalar Yürüttük

Rize Milletvekili Muhammed Avcı: Üreticilerimiz İçin Yoğun ve Ciddi Çalışmalar Yürüttük
AK Parti Rize Milletvekili Muhammed Avcı, yaş çay alım fiyatı ve çay hasadı için üreticilerin memleketlerine dönebilecek olmasının sağlanmasından dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti.

AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı ve Rize Milletvekili Muhammed Avcı, yaş çay üreticilerinin memleketlerine dönüşü için ciddi çalışmalar yürüttüklerini ve pandemi sürecinin de olumlu seyretmesiyle üreticilerin memleketlerine dönüşünün sağlanacağını kaydetti. Avcı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tedbirleri kapsamında çay üreticilerinin hasat döneminde memleketlerine gelişleri konusundaki sorunu yakından takip eden ve yaş çay taban fiyatını bir kez daha enflasyon rakamlarının üzerinde açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederek, “2002 yılında hükümete geldiğimizde çayın fiyatı bugünkü parayla 32 YKr idi. Dolar karşılığında ise 0,22 cent’e karşılık gelmekteydi. Bugün ise yaş çayımızın kilo fiyatı 3 lira 40 kuruş ve dolardaki suni artışa rağmen 0,48 cent’e karşılık geliyor.” dedi.

Milletvekili Avcı, yaş çay üreticileri ile Rizeli hemşehrilerinin büyük bir bölümünün İstanbul’da yaşadığını ve her yıl Rize’ye geldiklerini, bu gelişlerle kentin havasının, coşkusunun değiştiğinden Rize’nin de il dışında yaşayan hemşehrileriyle çok daha güzel olduğunu ifade ederek Kovid-19 tedbirleri kapsamındaki çay üreticileri için yapılan çalışmaları değerlendirerek, “Üreticilerimizin ya da Rizeli hemşerilerimizin İstanbul'da yaşayanlar için özellikle veya il dışında yaşayanlar için söylüyorum her yaz Rize'ye geldiklerini hepimiz biliyoruz. Rize zaten onlarla güzel. Ben de her açıklamamda bunu özellikle ifade ettim. Mutlaka onların Rize’de olması lazım. Yazın belki o kalabalığın, o coşkunun, Rize'nin hareketini biz onlara borçluyuz. Bu vesileyle onların burada olması bizim için son derece önemli ve sevindirici bir durum. Ama bu sene çok özel bir yıl yaşıyoruz. Bütün dünya özel bir yıl yaşıyor. Bir salgın münasebetiyle Dünya’da yüzbinlerce insan hayatını kaybetmek durumunda kaldı. Türkiye'de de bu salgın özellikle bir ay öncesine baktığımız zaman, bu gelişlerle ilgili durdurma kararı alındığı döneme baktığımız zaman salgının boyutu hakikaten çok ciddi boyutlardaydı. O dönemde hatırlıyorsanız büyük şehirlerden çıkışlarla ilgili bir yasak kararı vardı. Bu yasak kararı Rize Valiliğimizce 15 Nisan ile 30 Nisan arasında eğer çiftçi belgeleri varsa, tarım yaptığına dair belgeleri varsa bunlara müsaade edilebilir şeklinde bir ruhsat tanıma düşüncesi hasıl oldu. Yalnız o günkü tabloya baktığınız zaman Rize’ye gelmek isteyen hemşehrilerimiz, bunların hepsinin çay üreticisi olduğunu, müstahsil olduğunu söylemiyorum ama aileleriyle birlikte Rize'ye gelmek isteyen hemşehrilerimizin sayısının 100 bin üzerinde olabileceğine dair elimizde net veriler var. Kaymakamlık müracaatlarına bakıyoruz çok net veriler var ve bunların içerisinde müstahsil olmayan da hemşehrilerimiz var. Her yıl geleneksel olarak kendi iline köyüne ilçesine gelip yazın iki ayını üç ayını burada geçiren hemşehrilerimiz var. Tabi bu salgın münasebetiyle bu kadar büyük bir hareketliliğin şu anda Türkiye genelinde bir yerden bir yere naklinin olabilmesi bunu sadece Rize için söylüyorum Trabzon'u, bölgeyi kattığımız zaman 300 bin dolayında vatandaşımızın bu bölgeye gelebileceği ile ilgili öngörüler vardı. Bunun da mutlaka bir tedbirinin olması gerekiyordu. Ülkemizde ilk sokağa çıkma yasağı kararı alındığında bir gecede yaklaşık 300 bin kişilik bir hareket oldu ve hepimiz ne kadar endişelendik. Bütün Türkiye genelinde 300 bin kişilik bir hareket oldu. Şimdi siz 300 bin kişiyi sadece bir bölgeye kontrolsüz bir şekilde, kontrolünü sağlayabilmeniz de mümkün değil 300 bin kişinin kontrolsüz bir şekilde getirdiğiniz takdirde pandemi açısından çok ciddi riskler oluşturabileceği kanaatine hasıl oldu. Bu Sağlık Bakanlığımızla, İçişleri Bakanlığımızla ve Tarım ve Orman Bakanlığımızla o dönemde gerekli görüşmeler yapıldı. Hükümetimiz, büyükşehirlerden il dışına çıkış yasağı kararının devam etmesi gerektiği kararını aldı. Yeni bir karar oluşturmadı esasında sadece Rize Valiliğimiz bir ruhsat tanıyordu o ruhsatın da ortadan kaldırılmasını kararı alındı. Bu karar esasında bir koruma kararıydı bir yasak kararı değildi. Neyi koruyoruz? Elbetteki hemşehrilerimizin can güvenliğinden daha önemli bir şey yok, insanların sağlığından daha önemli bir şey yok. Öncelikle sağlığı bir kontrol altına almamız lazım, can güvenliğimizi kontrol altına almamız lazım elbette ki daha sonra üreticilerimizin durumuyla ilgili de çözüm önerileri üzerinde çalışmamız lazım diye düşündük o dönemde. Ve gelişlerle ilgili eski karar uygulamaya devam etti.” dedi.

Kovid-19 salgınının olumsuz bir şekilde devam etmesi ve üreticilerin memleketlerine dönüş yapılamayacak durumun devam etmesi halinde çay hasadı için memleketlerine gelemeyecek üreticilerin mağdur olmaması için yoğun ve ciddi çalışmalar içerisinde bulunduklarını kaydeden Milletvekili Avcı, “Üreticilerimizin mağdur olmaması için hangi çözümleri üretebiliriz, neler yapabiliriz? Düşüncesiyle yoğun bir mesai içerisinde ciddi çalışmalar yürüttük. Bir taraftan da pandeminin seyrini sürekli takip ediyoruz. Çünkü süreç çok çok dinamik bir süreç ve her gün yeni gelişmeler oluyor o gelişmelere göre de yeni kararlar vermek durumunda kalıyorsunuz. Dolayısıyla her gün bakanlıklarımızla irtibat halindeydik. Özellikle İçişleri Bakanımıza çok teşekkür ediyorum, özellikle bölgeyi de çok iyi bilmesi hasebiyle hemen her gün telefonla görüşmelerimiz oldu ve üreticilerimize bir çözüm üretmeye çalıştık. Ürettiğimiz çözüm önerilerimizi de Sayın Cumhurbaşkanımıza aktardığımız zamanda sayın Cumhurbaşkanımız çözüm önerilerini çok olumlu buldu ve bu vesileyle de bu problemi çözmüş olduk.” diye konuştu.

ÜRETİCİLERİMİZİN SORUNU 3 KABİNE TOPLANTISINDA GÖRÜŞÜLDÜ

Avcı, bu süreçte kamuoyunda yer yer haksız ithamlarla ve suçlamalarla karşı karşıya kaldıklarına vurgu yaparak, “Bazı insanlarda şöyle algılar oluştu. Tabi bu bizi ziyadesiyle üzdü. ‘Ya bunlar bir yasak kararı verdi gerisine de hiç bakmıyorlar, en kolay işi yapıyorlar’ . Halbuki gelişlerin durdurulması kararı verildiği andan itibaren biz en yoğun mesaimizi yapmaya başladık. Niye en yoğun mesaimizi yapıyoruz? Gelişlere müsaade edebilir miyiz, edebilirsek hangi şartlarda müsade edebiliriz, vatandaşlarımızın can güvenliği için hem buradaki hemşehrilerimiz için hem gelecek olan hemşehrilerimiz için kontrolü nasıl sağlayabiliriz? Hemşehrilerimizin gelişini eğer Bilim Kurulu, Sağlık Bakanlığı ve ilgili bakanlıklarımız bir risk görürde hemşehrilerimizin gelişine müsade etmezse eğer buradaki müstahsillerimizin problemini biz nasıl çözeceğiz ve biz bununla ilgili çalışmaya başladık. ÇAYKUR, Tarım İl Müdürlüğü, Muhtarlarımız hakikaten çok büyük bir emek verdiler burada. Gerçek müstahsilleri tespit etmeye çalıştık. Hatta bize ne kadar işçi lazım olur şeklinde bir işçi havuzu oluşturmaya bile çalıştık. Eğer vatandaşlarımızın gelişine müsaade edilmezse biz onların çayını nasıl toplayabiliriz, nasıl toplatabiliriz bu işçi havuzuyla beraber. Bunları çalıştık ve bütün önerilerimizde Bakanlığımıza, bakanlıklarımıza eşgüdüm halinde sunduk ve iki hafta kabine toplantısında bu konu konuşuldu İki hafta hatta dünkü (pazartesi) toplantı ile beraber 3 hafta konuşuldu. Kabine toplantısının en önemli gündemlerinden bir tanesi buydu ve sayın Cumhurbaşkanımız bu çözümü öngördü. Kendilerine hemşehrilerimiz adına çok teşekkür ediyorum, Allah razı olsun. Bu problemi de bu vesileyle ortadan kaldırmış olduk, hemşehrilerimiz artık bağına bahçesine kavuşabilecekler, burada kendi arazilerinin başlarında olabilecekler. Pandeminin seyrinin de biraz böyle olumluya doğru gitmesi vesilesiyle bu kararın alınması da daha kolaylaştı. Onun için bütün Rize'de de hakikaten yoğun bir mesai yaşandı. Sayın Valimiz ve ekibi de önemli bir çalışma yaptılar ve Valimizle ekibine de yürekten teşekkür ederim. Allah kendilerinden razı olsun” şeklinde konuştu.

YAŞ ÇAY FİYATI 0,22 CENT’TEN DOLARDAKİ SUNİ ARTIŞA RAĞMEN 0,48 CENT’E YÜKSELDİ

Milletvekili Avcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı yaş çay fiyatının enflasyon rakamlarının üzerinde olduğunu belirterek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a üreticilere verdiği bu müjdeli haberi için de ayrıca teşekkür etti. Geçen yıl ülkedeki enflasyonun yüzde 20 düzeylerinde olduğunu ve yaş çaya enflasyon üzerinde yüzde 25’lik bir zam verildiğini hatırlatan Avcı, bu yıl enflasyonun yüzde 10’lar düzeyinde seyretmesi nedeniyle yaş çaya verilen yüzde 13’lük zammın düşük gibi algılandığını ancak verilen zammın yine enflasyon rakamlarının üzerinde olduğunu ifade ederek, iktidara ilk geldiklerinde yaş çay kilo fiyatının dolar karşılığının 0,22 cent olduğunu bugün ise dolardaki suni artışa rağmen yaş çay kilo fiyatının 0,48 cent’e karşılık geldiğini belirterek, “2002 yılında hükümete geldiğimizde çayın fiyatı bugünkü parayla 32 YKr idi. Dolar karşılığında ise 0,22 cent’e karşılık gelmekteydi. Bugün ise yaş çayımızın kilo fiyatı 3 lira 40 kuruş ve dolardaki suni artışa rağmen 0,48 cent’e karşılık geliyor.” dedi.

GEÇEN YIL ENFLASYON YÜZDE 20 YAŞ ÇAY ZAMMI YÜZDE 25'Tİ. BU YIL ENFLASYON YÜZDE 10, YAŞ ÇAY ZAMMI YÜZDE 13 OLMUŞTUR

Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yıl yaş çay kilo fiyatında yüzde 13’lük bir artış var desteklemeyle beraber. Geçmiş yıllarda yapılan artışları incelediğimizde özellikle geçen seneki artışın %25’ler düzeyinde olması vatandaşın kafasında ‘geçen seneye göre çok mu düşük kaldı’ gibi eleştirilere sebebiyet verebiliyor ama buradaki bizim esas baz aldığımız rakam enflasyon rakamlarıdır. Geçen seneki enflasyon yüzde 20’ler düzeyinde. Yüzde yirmi enflasyon olduğu dönemde yüzde 25lik bir zam yapılmış ve çay fiyatı destekleme ile beraber 3 TL'nin üzerine taşınmış. Bugünkü enflasyon rakamları ise yüzde 10 düzeyinde ve biz yüzde 13 civarında bir artış yaptık. Önceki rakamlara 2018, 2017'ye baktığımız zaman hep buna benzer rakamlar görüyoruz. Hep enflasyonun 3 puan üzerinde, 5 puan üzerinde rakamlarla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Elbette ki gönül arzu eder ki yani çok daha büyük rakamlarla hemşehrilerimizi mutlu edelim, müstahsilimiz mutlu edelim. Bu işten çok daha fazla memnuniyet duymalarını ve kazanç elde etmelerini bu vesileyle sağlayabilmiş olalım. Ama şunu da unutmamamız lazım. Bütün dünya ekonomileri şu anda çok ciddi bir darboğaz içerisinde. Amerika Birleşik Devletleri gibi bir süper gücün ekonomisinin batabileceğinden bahsedildiği bir ortamı yaşıyoruz, sağlık sisteminin çöktüğü bir ortamı yaşıyoruz böyle bir durumda Türkiye ekonomisi dimdik ayakta durmaya devam ediyor ve bu pandemi sürecinde de hükümetimizin özellikle dar gelirli vatandaşlarımıza, esnafımıza, üretim yapan insanlarımıza yapmış olduğu ciddi katkılar var. Bu dönemde de hemşerilerimizin bu süreci de içinden geçtiğimiz konjonktüre bağlı olarak anlayışla karşılayacaklarını düşünüyorum ve bu konuda da sayın cumhurbaşkanımızın açıklamış olduğu rakamın önceki yıllara oranladığımız zaman esasında bir fark arz etmediği sadece geçen yılki enflasyon rakamının yüksek olması vesilesiyle sanki çok düşük bir rakam oluşmuş gibi bir intiba oluşturmaya çalışılıyor ama tekrar söylüyorum içinden geçtiğimiz salgın sürecini de hesaba katarak söylüyorum ki çay fiyatındaki artış bize göre bu konjonktürde iyi bir artış olmuştur. Bu vesileyle de sayın cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum”