Rize'de SİT Alanlarına Tehdit

Rize'de SİT Alanlarına Tehdit
TEMA Vakfı Rize Temsilcisi Nevzat Özer yaptığı yazılı açıklamada turizm amaçlı yapılaşma ve faaliyetlerin Rize'deki SİT alanlarını yok edeceğini savundu.

Rize'de SİT Alanlarına Yol Tehditi...

TEMA Vakfı Rize Temsilcisi Nevzat Özer yaptığı yazılı açıklamada turizm amaçlı yapılaşma ve faaliyetlerin Rize'deki SİT alanlarını yok edeceğini savundu. Özer açıklamasında Kaçkar Dağları'nın 1994 yılında Milli Park,  Ayder Yaylası (1.derece) başta olmak üzere bir çok alanın 1.2.3.derece doğal SİT olarak ilan edilmiş olması ve korumadaki bu yüksek statüye rağmen bu alanların korunmadığına dikkat çekerek yaylalarda yapılmakta olan yol çalışmalarına tepki gösterdi.

Tema Vakfı Rize Temsilcisi Nevzat Özer'in Rize'deki SİT alanlarında turizm amaçlı yapılaşma faaliyetlerinin SİT alanlarını yok edeceğini belirttiği yazılı açıklaması şöyle:

KAÇKAR  DAĞLARI’NDA YABAN HAYATININ SIKIŞTIĞI SON ALANLARDA YOK EDİLİYOR !

Kaçkar Dağları çok zengin bitki ve hayvan türleri barındıran eşsiz orman ekosistemlerine sahip ender yerler arasındadır. 3000 m.'nin üzerine çıkan çok sayıda zirvesi, derin vadileri, şelaler yaparak denize akan dereleri, Alpin Çayırlıkları  son derece zengin fonksiyonel doğal yaşlı ormanları ile uluslararası öneme sahiptir.

WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) bölgeyi dünya üzerinde korunması öncelikli 200 ekolojik bölgeden, Birdlife Internationel (Kuşları Koruma) örgütü ise 217 kuş koruma bölgesinden biri olarak sınıflandırmaktadır. TEMA Vakfı ve ODTÜ tarafından yapılan bir çalışmada ise; Kaçkarları “tamamen koruma altında olmayan en öncelikli sahalardan bir tanesi” olarak tanımlanmıştır.

nevzat-ozer-tema-1.jpg

Kaçkar Dağları bu özellikleriyle 1994 yılında Milli Park,  Ayder Yaylası (1.derece) başta olmak üzere bir çok alan ise ayrıca 1.2.3.derece doğal SİT olarak ilan edilmiştir. Ancak korumadaki bu yüksek statü bile bu alanların korunmasına yetmemiştir. Özellikle turizm amaçlı yapılaşma ve faaliyetler Milli Park bütünlüğünü tehdit eder bir duruma gelmiştir. Bu olumsuzlukların önlenmesi, Milli Park içerisindeki alanların kullanımlarının plan kararlarıyla belirlenmesi amacıyla uzun devreli gelişim planı hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur.

Plan çalışmaları sırasında; Milli Park sınırlarının ekosistem bütünlüğünü kapsamadığı, özellikle yaban hayatının sürdürülmesinde ekolojik sınırlara uygunsuzluğu, vadi tabanlarından sınır geçirmenin korumayı güçleştireceği, Ayder gibi alanların Milli Park sınırları dışına çıkarılmasının yasadışı yapılaşmayı teşvik edeceği,  açılacak her yolun yaylalarda yeni rant alanları yaratacağı gibi kaygı ve öneriler, turizmin ve rant beklentisi içindeki yerel halkın talep baskısı altında yeterince dikkate alınmamıştır.  

Kaçkar Dağları Milli Parkı; Fırtına, Palovit ve Ayder Vadileri olmak üzere üç önemli temel ekolojik alandan oluşmaktadır. Binlerce bitki türü ve yaban hayatını barındıran bu alanlar bir bütünlük içerisinde değerlendirilmek yerine çok sayıda noktadan tehdit altına alınmıştır.

Ayder Yaylası'nın Milli Park sınırları dışına çıkarılmasıyla birlikte yapılaşma ve artan kitlesel turizm ciddi sorunlar yaratmaya başlamıştır. Ayder’i diğer yaylaların izleyeceği kısa sürede görülmüştür. Palovit, Tar, Aşağı Kavron, Çeymakçur gibi yaban hayatının sıkıştığı son alanlarda yol çalışmalarıyla yok edilmektedir. Yol çalışmaları yaban hayatına ciddi zararlar verdiği gibi, açılan yeni yollar ile artacak insan ve araç trafiği çok sayıda türün doğal yaşam alanlarını ortadan kaldıracaktır.

yol-1.jpg

Vatandaşların yaylalara ulaşımındaki zorluğu gidermek amacıyla yapıldığı  ifade edilen çalışmaların; yeni rant alanları yaratmak, ulaşılamayan doğal ormanlara kolaylıkla ulaşmak isteği  olduğu açıktır. Kaçkar Milli Parkı içerisinde bulunan 7 köyde 250 kişi,  30 yaylada ise 1000’e yakın kişi   mevsimsel olarak yaşamaktadır. Bu insanların köylerine veya geleneksel yaylacılık faaliyetlerini yerine getirmeye yetecek ulaşım altyapıları bulunmaktadır. Yol standartlarının yükseltilmesi veya yeni yolların açılması tamamen turizm amaçlı talepten kaynaklanmaktadır.

Milli Park içerisindeki alanların kullanımın düzene sokacağı beklenen Uzun Devreli Gelişme Planı ne yazık ki Milli parkı korumak bir yana, alan sınırlarını daraltan, ekolojik bütünlüğü bozan, kaynak değerlerini yok eden, Milli Parkı kitlesel turizme ve yapılaşmaya açan bir belge durumundadır.  Nitekim Palovit Vadisi başta olmak üzere Milli Park içerisindeki yol çalışmaları ve yapılaşma dayanağını bu plandan almaktadır. Plan; ne ulusal yasalarımızın ne de devletimizin altına imza koyduğu biyolojik çeşitliliğin korunmasına dair bir çok uluslar arası sözleşmenin üzerinde değildir. Plan kararlarının yeniden değerlendirilmesi ve bu süre içerisinde telafisi güç zararlar oluşmaması için adeta vahşi bir saldırıya dönüşen yol çalışmaları ve yapılaşmanın durdurulması her şeyden önce yasalara saygının gereği olacaktır.

yol-2.jpg