Sedat Peker'den Başsavcılığın İnceleme Başlatması Açıklaması

Sedat Peker'den Başsavcılığın İnceleme Başlatması Açıklaması
Ünlü İş Adamı Sedat Peker, Rize Cumhuriyet Başsavcılığının miting için inceleme başlatması hakkında açıklamada bulundu.

Ünlü İş Adamı Sedat Peker, geçen Cuma günü Rize Cumhuriyet Meydanında düzenlenen miting için Rize Cumhuriyet Başsavcılığının inceleme başlatmasıyla ilgili olarak Başsavcılığın doğru bir karar aldığını ifade etti. Peker, yapılacak inceleme sonucunda konuşmasında suç unsuru olabilecek herhangi bir bulgunun yer almadığının ortaya çıkacağını kaydederek, "Rize Cumhuriyet Başsavcılığı’nın miting konuşmamla ilgili inceleme başlatması da son derece doğru bir karardır. Birçok arkadaşımızın bu karara kızmalarına katılmıyorum. Eğer bu karar alınmasaydı,“argo tabiri” ile ağzı olan herkes konuşmaya devam edecekti. Ancak kötü bir netice bekleyenlere şunu söylemek isterim: Bütün avukatlarımın ortak fikrine göre hukuk bilgisi olarak TÜRKİYE’nin en iyi avukatlarıyla aynı orandaymışım. Neyin suç neyin suç olmadığını inanın en az bir hukukçu kadar iyi bilirim. Bu konuşmada suçun “S”sini dahi hiç kimse bulamaz." dedi. Peker, ayrıca 25 binden fazla kişinin katıldığı mitingi, katılımı 3-4 bin dolaylarında belirterek cılız bir kalabalıkla gerçekleştiğini servis eden Doğan Medyasına da yüklendi. Doğan Medyasından dürüstlük beklemenin saflık olacağını belirten Peker, Ak Parti üyesi, delegesi, yada milletvekili olmadığından Ak Partili yöneticilerin mitingden rahatsız veya Mutlu olmalarının saçma olacağını ifade etti. 

İşte Sedat Peker'in konu hakkındaki açıklamaları:

Kıymetli Dostlarım,

Gün içerisinde sosyal medya ve normal medyada şahsımla ilgili birçok haber okuyabilme imkânı buldum (Çıkan haberlere baktığım zaman genelde kaynak olarak hep doğan medyasını göstermekteydiler).

Mitingi küçük göstermek için ilk önce 4 bin kişi olarak haber yaptılar. Benim katılımın en yoğun olduğu anlarındaki kalabalığı gösteren resimleri yayınlamayıp es geçtiler, yani düzeltmediler (Dürüstlük gibi bir erdemi onlardan beklemenin saflık olacağını söylüyorsanız kardeşlerim kesinlikle haklısınız). Oysaki görme problemi olan bir kişi dahi, benim yayınladığım resimlerden ve videolardan sonra miting alanında en az 25 bin kişi olduğunu anlayabilirdi.

Daha sonrasında AK Parti’de, SEDAT PEKER rahatsızlığı diye bir haber yaptılar (Kimin rahatsız olduğunu ise belirtmediler.) Oysaki ben AK Parti üyesi de, delegesi de, Milletvekili de değilim. Bu sebeple AK Partili yöneticilerin benim yaptığım bir şeyden rahatsız olmaları veya tam zıttı olarak mutlu olmaları çok saçma olur.

78 milyon vatandaşımızdan (yaşı tutan bütün herkes) oy kullanacağı partinin önce ismini, sonrada hangi sebeplerle o partiye oy kullanacağını sohbetlerde söylüyorsa bende dostlarım tarafından bu konu sıkça sorulduğu için söyleme gereği hissettim. Biraz önce söylediğim gibi AK Parti üyesi olmadığım için benim yaptıklarımdan rahatsız olmaları çok saçma olur. Sonucunda ben sünnet çocuğu değilim, onlarda benim annem-babam değil. Her bağımsız vatandaş gibi ne yapacağıma ben kendim karar veririm. Yaptığım şey suçsa bunun bedelini öderim ya da yaptığım şey doğru ise milletimizden bunun mükâfatını görürüm(Ancak ben bu haberinde doğan haber ajanslarının bir fitnesi olduğundan son derece eminim.). Oy vereceğim parti konusunda fikrim değişmemiştir. Bu tip haberlere kızıp fikir değiştirecek kadar çocuk olmadığımın da aydın doğan ve ahalisi tarafından bilinmesini isterim.

Kocaeli Valiliği, Kocaeli spor taraftar grubunun 30 Ekim’de düzenleyeceği, benimde konuşmacı olarak katılacağım mitingin iznini provokasyon olabilir diye iptal etmiş. Devlet yetkilileri bu yönde bir karar aldıysa bize tartışmak düşmez demek ki böylesi en doğru olandır, diye düşünürüm.

Ayrıca Rize Cumhuriyet Başsavcılığı’nın miting konuşmamla ilgili inceleme başlatması da son derece doğru bir karardır.Birçok arkadaşımızın bu karara kızmalarına katılmıyorum. Eğer bu karar alınmasaydı,“argo tabiri” ile ağzı olan herkes konuşmaya devam edecekti. Ancak kötü bir netice bekleyenlere şunu söylemek isterim: Bütün avukatlarımın ortak fikrine göre hukuk bilgisi olarak TÜRKİYE’nin en iyi avukatlarıyla aynı orandaymışım. Neyin suç neyin suç olmadığını inanın en az bir hukukçu kadar iyi bilirim. Bu konuşmada suçun “S”sini dahi hiç kimse bulamaz.

Önümüzde ki günlerde üniversite eğitimi olarak yurt dışında hukuk veya Türkoloji okumayı düşünüyordum. Yaşanan bu olaylardan dolayı hukuk okumam galiba daha çok yüzdelik kazandı.

İşin en komik yanı, Rize’deki mitingin 6 dakikalık bölümünü dün ki paylaşımımda yayınladım. Konuşmamda açık olarak ülkemizin düşman devletler ve terör örgütleri tarafından işlemez hale getirildiğinde Askerimiz, Polisimiz, İstihbaratımız görevini yapamayacak duruma düştüğünde bu ülkenin insanı, meşr-u müdafaa hakkını kullanırken düşmanların oluk oluk kanlarını akıtacağız, dediğim net bir şekilde anlaşılıyorken daha önce cımbızla alıp haber yaptıkları yanlışlığı sonrasında düzeltmemeleri ise benim açımdan gerçekten düşünmeye değerdi.

Düşmanın oluk oluk kanını akıtacağız, kelimesini askerde eğitim yaparken her gün yüz binlerce kere kullanıyorlar. Askeri komutanlarla ilgili bu kelimeyi kullandılar diye haber yapmak dava açmak ne kadar saçma ise vatandaşın meşr-u müdafaa hakkı doğduğu zaman vatandaşımız da “Düşmanın kanını oluk oluk akıtacaktır.” sözü için haber yapmak dava açmakta bence aynı derecede saçmalıktır.

BİR UMUTTUR YAŞAMAK

SEDAT PEKER