Yaşantısı Kitap Oldu

Yaşantısı Kitap Oldu
Ömrünü ilme adamış takva ehli bir alim, gönül dostu bir insan olan Rizeli Mustafa Yıldız Hocaefendi’nin hayırlı işleri ve yaşantısı kitap oldu.

1932 yılında Güneysu ilçesinin Adacami köyünde dünyaya teşrif eden hocaefendi 78 yıl sonra ilmiyle amil, takva libasına sarılmış, hizmetlisi olduğu hakka yürüdü. Yolculuğuna binlerce kişi ve Allah dostu katıldı.

Kutup yıldızı bir alim olan Zavendikli Mustafa Yıldız Hoca efendinin hizmetleri, eserleri ve yaşantısının anlatıldığı kitap; Rize Orta Cami imamı Naim Özgen ve İrşad vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Ali Saruhan’ın katkılarıyla  Rize Emekli imamlarından Naci Erdoğan’ın oğlu Ankara Diyanet Vakfında görevli Mehmet Erdoğan ve Ak Parti İstanbul il başkan yardımcısı Av. Haydar Ali Yıldız (yeğeni) tarafından hazırlandı.

aa.20100419135534..jpg

Dünya beni terk etti…”
Ahmet Ali Saruhan; “Nefes almakta zorluk çekiyordu çok sıkıntılıydı, kolunda serum şişesi olmasına rağmen namaza gösterdiği titizlik görülmeye değerdi. Boğuk sesiyle kulağıma “dünya beni terk etti, dünya beni sevmiyor” deyişi yıkmıştı bizi…”

“O, Nil’e benzer, derinden akar”
İlim peşinde koşan Mustafa Efendi zamanın meşhur alimlerinden ve eski Rize Müftüsü Müderris Yusuf Karali’den dersler almıştır. Yusuf Hocadan sonra kimseden ders almamış ve kendi kendini geliştirmiştir. Müderris Yusuf Hoca onun için; “O, Nil’e benzer, derinden akar” dermiş ve onun gelecekte büyük bir alim olacağını söylermiş. O da hocasını rahmetle anar ve ilminden övgüyle bahsederdi.

Hoca efendi birkaç kez Hac içinde görevlendirilmiş olup vaaz ve sohbetleri Suudi yetkililerin dikkatini çekmiştir. Kendisine Hac süresince serbest vaaz ve sohbet kürsüsü tahsis edilmiştir. Çocukları çok sever, onları okşar, onlara hediyeler vererek gönüllerini hoş ederdi. Herkese ve özellikle çocuklara selam vermeyi ihmal etmezdi.

Yaşamı boyunca ilmin peşine koşan Kutup Yıldızı Bir Alim Zavendikli Mustafa Hoca Efendi hastalığında bile hizmetine devam etti.

Hastalığı boyunca yanından ayrılmayan talebesi Kale İmamı Abdulkadir Hoca o anları şöyle anlattı. “Tedaviye artık cevap vermiyordu ama bilinci yerindeydi. Bana sürekli nasihatlerde bulunuyordu. Nasihatler arasında ise o çok sevdiği beyitlerden uygun olanını okuyordu.

“Hak tecelli eyleyince her işi asan eder
Halk eder esbabını bir lahzada ihsan eder”
Son anlarında helalık isteyen Allah dostu “Herkese selam söyleyin, hakkımı herkese helal ediyorum, herkes de bana hakkını helal etsin; eserlerime, talebelerime ve hizmetlerime sahip çıkın” demişti.

78 yaşında sevenlerine ve talebelerine veda ederek 19 Ekim 2009’da hizmetlisi olduğu hakka yürüdü. Cenaze namazı 20 Ekim 2010 tarihinde Şeyh Camiinde kılındı.

Rize halkının tecrübeli ve yaşlı kuşaklarının söylediklerine göre meydan tarihinde böyle bir cenaze kalabalığı görmemişti. Naşı Güneysu ilçesi Zavendik Köy’ünde ki aile kabristanlığına defin edildi.
Çok iyi derecede Arapça ve Farsça bilen Hoca Efendinin tahsil ettiği ve okuttuğu ilimler şöyle:
Sarf-Nahiv
Meani (Fesahat-Belağat), Makamat-ı Hariri (Arap Edebiyatı, Fesahat ve Beleğat)
Tevsir: İbn Atiyyen, İbn Kesir, Tefsir-i Kebir, Kadı Beydavi, Celaleyn
Hadis: Buhari, Müslim, Riyazüssalihin, Ramuz-el Ehadis.
Kelam, Mantık.
Akaid
Usul-u Fıkıh
Tashih-i Huruf
Tecvid
Osmanlıca
Tasavvuf
Feraiz (İslam Miras Hukuku); Hoca efendi bu ilimde ihtisaslaşmış olduğundan nüfus ve tapu kadastro müdürlüklerinde (askeri kayıtlar ve çeşitli arşivler) resmi yeminli tercüman olarak da görev yapmaktaydı.