İşi çok uzatmışlardı ve direkten döndüler.  CHP’nin “demokrasi ve özgürleştirme” mücadelesi tutmadı, kamuflaj olduğu anlaşıldı…

Türkiye’de demokrasi ve özgürlük mücadelesi çok ucuz! Her önüne gelen bu mücadeleyi rahatlıkla verebilir. Öyle bedel edemeye bile gerek yok; hatta size bedel bile ödüyorlar. Meclis’e girip yemin etmesende “demokrasi ve özgürleştirme” mücadelesini verebilirsiniz. Nasıl olsa devletin müşfik kolları sizin bu mücadelenize destek çıkacaktır. Maaşsa maaş…

Yeter ki milletin beklentileri karşılansın!

 Bereket versin Türkiye’de muhalif yaklaşım hep bu minvalde! Her meseleden demokrasi ve özgürlük çıkarmayı iyi biliyoruz.  Özgürlük ve demokrasi iştiyakımızı gideriyorlar ya, helal olsun, bravo!

Birde BDP’nin nazını çekeceğiz, eyvallah, sanada bravo! Bu da “demokrasi ve özgürlük mücadelemizin zirvesidir” diyelim ve nazını da çekelim…

Her ne kadar “Batı” demekten imtina etsem de, Batı’nın demokratik normları bizden çok daha gelişmiş olduğu için  örnek vermekten de uzak durmak olmaz! Bu bir gereklilik…

Evet, demokrasi ve özgürlük mücadelesi…

Batı’da   seçim öncesi ve sonrası   “ben demokrasi ve özgürlük vaat ediyorum” veya “bunun mücadelesini veriyorum”    diye bir söylemi olsaydı; sizi derdest ederler, deli muamelesi görürsünüz…

 Siyaset;    “ben kazandım” yaklaşımıyla yapılırsa kaybeden herkes olur. Oysa “hukuk kazansın” denirse herkes kazanır. Bunu dediğimiz anda, hepimizin kazanacağını düşünemiyoruz.

 Zaman zaman “çocukluk psikolojisini” siyasi olgunluğumuzla eşdeğer buluyorum. Alicengizlik, siyasetin her aşamasında var. Durum böyle olunca, Batılıların  “komedi” malzemesi oluyoruz ve kendimize düşen payı söylersek, tek kelimeyle rezillik…

 “GATAKULLİ” yapmak, dokunulmazlık zırhını giydirme çabalarında bulunmak vs. bütün bunlar günübirlik çabalardır.   Partilerin ve aydınların “gelecek misyonu” çok önemli ve bu misyon günübirlik münakaşalarla sürdürülemez! Devlet böyle payidar olmaz…

Gündemimizde halka e ufuk aralayan fikirler ve projeler olmalıydı…

 Mesele muhalefet meselesi değildir. CHP “tu kaka”,   AK Parti bundan uzak meselesi hiç değildir. Bu hepimizin ortak sorunudur.  Fikirlerimiz, anlayışımız, zihinlerimiz “taciz” edilmiştir. Mutlaka rehabilite edilmelidir…

Ne kadar basit meselelerde kafa yorduğumuzu, kendi enerjilerini tükettikleri gibi vatandaşı da bitirdiklerini anlatmak için söylüyoruz. CHP bunu yapıyor diye, AK Parti kendisini bundan beri sayamaz. 

Bizim aydınlarımızın  “sığ” düşündüklerini anlatmak için söylüyoruz.  Unvanlarının gerisinde kalmasınlar diye söylüyoruz…

 Zaman zaman halk, bu insanlardan bir adım öndedir. Zira halk, olup bitenden son derece rahatsızdır. Belki bu halk, aydınların, vekillerin akademik seviyelerine erişemez; ama hayatın pratiğinde tüm gerçekleri iliklerine kadar hissetmektedirler. O yüzden halk, “bunların bir adım ilerisindedir” diyorum…

Yaşlı bir amca akşam haberlerini izlerken soruyor; evladım bunlar ne demek istiyor, ne yapmaya çalışıyor, bu memleketi sahipsiz mi zannediyorlar?

Bilmiyor ki  “bunlar” dediği; milletin vekilleri, partilerin hukukçu kurmayları!

Asıl sorun, “bunlar” dediği kesimin, bu yaşlı amcayı tanımıyor olmalarındandır…