Prof. Dr. Osman Müftüoğlu

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu

Ayak sağlığı önemlidir

Ayak sağlığı önemlidir

Özellikle hanımların sık kullandığı bir söz var: “Dost başa düşman ayağa bakar” diye. Arkadaşlarının yeni ayakkabılarına övgüler yağdırmadan önceki giriş cümlesidir çoğunlukla. Bir hekim olarak gerçek dostun ayağa da baş kadar dikkatli bakıp gerekiyorsa uyarıda bulunan kişi olduğunu düşünüyorum.

Küçük ama etkin kemiklerden, ince kas ve kirişlerden, onlarca eklem yüzeyinden oluşan karmaşık bir sistem olan ayaklar erişkinlerin günlük yaşantılarında çokça akıllarından geçer. Sık sık ayak ağrısı, şişmesi ya da sızısı yaşarlar.

Çünkü ayak sağlığı tam olan erişkin oranı yüzde 40’ı geçmez. Oysa doğumda bu oran nerdeyse yüzde 95’in üzerindedir.

Yıllar geçtikçe artan kilolar, hareketsizlik, uygun olmayan ayakkabı seçimi, var olan ufak tefek sorunları önemsememe ve süreğenleşen hastalıkların etkileri ayak sağlığını bozuyor.

Yalnız ayak sağlığını değil tüm bedenimizin duruşunu, dengesini de değiştiriyor. Sıkıntı ile yanlış basmaya başlamak dizlere, oradan kalçaya ve bele, derken sırta ve boyuna farklı açılar kazandırıp ağrılara, hareket kısıtlılığına neden oluyor.

SABAH AĞRISINA DİKKAT

Ayak tabanında yer alan çok önemli bir zar var: Plantar fasia. Uzun süre ayakta kalma, fazla kilo, sürekli sert zeminde yürüyüş, yanlış ayakkabı, gebelik, ileri yaş gibi nedenlerle ayak tabanı çökünce bu zar kalınlaşıyor, topuk kemiğine yapışıyor, şişme oluyor ve ağrı yapıyor.

Plantar fasiitis denilen bu tabloda önceleri yalnızca sabahları ağrı varken zamanla gün içerisinde de ağrı oluyor.

Topuk kemiğine zarın yapıştığı yerde yeni kemik oluşuyor ve bastıkça ağrı hissediliyor. Epin kalkanei=topuk dikeni gelişiyor.

ÇARPILAN PARMAKLAR CAN YAKIYOR

Ayak başparmaklarının diğer parmaklara doğru eğilmesi, bir de parmak kökünde kemik çıkıntısının oluşması özellikle hanımların büyük derdi.

Halluks valgus denilen bu sorun yüksek topuklu, sivri burunlu ayakkabılar giyen ve ailesinde aynı dertten muzdarip kişilerin daha sık başına geliyor. Önceleri pek ağrı yapmasa da ilerleyip eklem yüzeylerini bozdukça, diğer parmaklara baskı yaptıkça, tırnak batıklarına yol açtıkça dayanılmaz olabiliyor.

Eklem üzerindeki basıyı azaltan bazı pratik malzemelerle erken dönemde engel olmaya çalışmak iyi bir yaklaşım.

Parmak arasında konulan silikon destekler, geceleri kullanılan ateller olayın büyümesine dur diyebiliyor.

Ayak ağrılarını küçümsememeli, dinlenince geçer dememeli, erken önlem almak için bir ortopedi ya da fizik tedavi uzmanından görüş almalıdır.

BİR ÖNERİ

Probiyotik gücünüzü artırın

Bağırsaklarınızın probiyotik gücü ne kadar yüksekse sağlığınız o denli güçlü bir korunma altındadır. Vücudumuz kendi hücrelerimizden neredeyse 10 kat daha fazla bakteri içeriyor. Bunların neredeyse yüzde doksanından fazlası bağırsaklarda yaşıyor.

Bağırsak bakterileri bağışıklık sisteminin güçlenmesinden alerjik reaksiyonların engellenmesine, sindirim sistemini güçlü çalışmasından bağırsak fonksiyonlarının iyileştirilmesine kadar pek çok konuda önemli fizyolojik görevler üstleniyor.

Yeni çalışmalar bağırsak bakteri dengesi güçlü olanlarda kalp ve beyin damar hastalıklarının da daha az görüldüğüne işaret ediyor. Yine yeni bir çalışma bu bakterilerin kalp krizi ve inmeye karşı da korunma sağladığını onaylıyor.

Bağırsak bakterilerini sayıca güçlendirmenin yolu daha fazla kefir, yoğurt ve mayalanmış yiyecek tüketmekten geçiyor. Ayrıca bu bakterilere ciddi zararlar verebilen antibiyotiklerden olabildiğince uzak kalmak da önemli bir nokta. Antibiyotikler bu tür faydalı bakterilerin sayısını ciddi biçimde azaltabiliyor. Zaten antibiyotik kullanımı sonrası karşılaşılan ishallerin nedeni de bu azalma oluyor

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu Arşivi