İbrahim KARAGÜL

İbrahim KARAGÜL

Bin pişman olursunuz..

Bin pişman olursunuz..

Evet; milli olan, ülkenin hayrına olan, milletin özgüvenini yükselten, Türkiye'nin gücünü artıran her şey saldırı altında.

 

Yüz yıl sonra Anadolu sınırlarının dışına çıkmaya çalışan, kafasını kaldırıp dünyaya bakan, kendi coğrafyasını ve tarihini hatırlayan ülke yepyeni bir tehditle karşı karşıya.

 

 

 

Birileri fena halde öfkeli. Öfkeli ki, içeride bir çoklarını harekete geçirmiş intikam alıyor. Türkiye'ye diz çöktürmek istiyor. Yeniden Anadolu sınırlarına hapsetmek istiyor. Hizaya getirmek ve yönetilebilir kıvama sokmak istiyor.

 

O birilerini tanıyoruz. Yüz yıldır bizi bu bölgeye hapseden, elimizi kolumuzu bağlayanlar onlar. Biz büyüdükçe, ayağa kalktıkça alanları daralan, çıkarları küçülen, öfkeleri artan onlar.

Onları anlıyoruz da, onlar adına hareket edenleri, onların çıkarlarıyla örtüşür hareketlere girişenleri anlamıyoruz. Bu nasıl bir idrak, nasıl bir bilinç, nasıl bir hareket planı, anlamıyoruz.

Attıkları her adım, konuştukları her cümle, girdikleri her ilişki, her düşünce, her eylem nasıl oluyor da o tanıdık adreslerin çıkarlarıyla, planlarıyla, amaçlarıyla örtüşebiliyor?

Milli, vatansever, Anadolu insanının üzerinden bir operasyon yürütülüyor. Bu operasyon nerede planlandı? Kim planladı? Operasyonun arkasındaki akıl kimlerden oluşuyor? Devlet kadrolarında, sermaye çevrelerinde, emniyette, yargıda, bürokraside, medyada, sivil örgütlenmelerde nasıl bir koalisyon oluşturdular ki, o akılla ortak hareket ediyor?

Yolsuzluk operasyonu diyorlar, bakıyorsunuz arkasından Başbakanı evinden almaya kadar planlanmış sistematik eylem planı çıkıyor. Hükümeti yıkmak, birilerini darağacına göndermekten söz ediliyor. Sanki bir ihale alınmış, Türkiye'nin iç politikasını yeniden dizayn etmeye dönük ittifak kurulmuş. Bu plan, bu ihale ile inanılmaz bir öfke ve kin sergileniyor.

Yargı üzerinden operasyon yapılıyor. Bürokrasinin her aşamasında, devlet iktidarının her alanında ekipler oluşturulmuş ve bu büyük hesap için seferber edilmiş sanki. Herkes bulunduğu yerden aynı operasyona katkıda bulunuyor, üzerine düşeni yapıyor.

Türkiye sınırlarının ötesine uzanan bütün elleri kesmek istiyorlar. Asya'da varsan, Afrika'da varsan, ABD ve Avrupa dışında seçenekleri önemsiyorsan, İsrail'i rahatsız etmişsen hedefsin. İçerideki bütün çıkışların kamuoyuna yansıması bu oluyor. Hepsi bir şekilde bir yerde birleşiyor o yer de Türkiye'nin değil, başkalarının öncelikleri oluyor.

Başkalarının dış politikası, başkalarının ekonomi politikaları, başkalarının askeri planları, başkalarının istihbarat çalışmaları için Türkiye'nin bu alanlarda her girişimini sabote etmeye dönük bir hareket var.

Bu ülkenin istihbarat operasyonları, yardım operasyonları, cemaatleri, vakıfları, ticari sırları, geleceğe dönük stratejileri birileri adına deşifre ediliyor. Devlet kadrolarına yerleşen, devletten maaş alanlar tarafından hem de.

Suriye'de açlıktan ve soğuktan donanlara yardım edenler El Kaide diye baskın yiyor. Devlet El Kaide'ye yardım ediyor görüntüsü veriliyor, terörle özdeşleştiriliyor. Kim adına, ne adına? İsrail'in bölgesel güvenlik tezleriyle bu algı operasyonu arasında nasıl bir bağlantı var? Mavi Marmara'nın intikamını almak size mi kaldı?

Adam çıkmış, 'Türkiye nükleer güç olmak istiyor' diye hükümeti, ülkeyi bir yerlere ispiyonluyor. Sinyal gönderiyor, hedef gösteriyor. Güya Başbakan'ın Japonya seyahatinde gündemde bu varmış.

Nükleer hedefler hükümetlerle sınırlı olmaz. Ülkenin uzun vadeli stratejileridir. Bunu bile anlayamayacak bir akıl bu. Varsa vardır, yoksa yoktur. Buradan hükümete varamazsın. Buradan ülkeye, bu millete, hepimize vurursun.

Bir füze ihalesi için ortalığı ayağa kaldıranların nükleer meselede neler yapabileceğini tahmin etmek zor değil. Bugün bunları yayanlar yarın Türkiye karşıtı keskin bir kampanyanın parçaları olacaklar demektir.

Ne yapmak isteniyor? Dünyanın öfkesini Türkiye'nin üzerine çekmek mi? İran-Batı anlaşırken İran'ın yerine Türkiye'yi koymak mı? Bu ülkenin onlarca yıl baskı altına alınması, ambargolara maruz bırakılması mı?

Unutmayın, bunları yapmaya devam ederseniz bu millet, tarih, vicdan sizi mahkum edecek, unutmayacak, bir yerlere not edecek. Göğsümüzü kabartan, gururumuzu okşayan, yüzyıllık suskunluğumuzu güçlü bir sese dönüştürme eğilimi gösteren her şeyi mahkum eder, birilerini ispiyonlarsanız bugünün nesli ve gelecek kuşaklar sizi affetmez.

Bu işin AK Partilisi, CHP'lisi, MHP'lisi olmaz. Bu memleketi azıcık seven insanların uyanması, resmi görmesi lazım.

Operasyonla bir şekilde ilişkisi olanlar, yarın tarihe nasıl geçeceğinizi, vicdanlarınızın nasıl sızlayacağının hesabını yapın. Yarın başkalarının senaryosuna nasıl figüran olduğunuzu anladığınızda Türkiye çok şey kaybetmiş olabilir. Bin pişman olursunuz. Bunu bir düşünün...

Hükümeti yıprat. Medyayı sindir. Şirketleri köşeye sıkıştır, tercihe zorla. STK'ları hareket edemez hale getir. Türkiye'yi el Kaide ile iş tutuyor diye jurnalle. Teröre destek veren ülke ilan ettirmek için uğraş. İstihbarat sırlarını açığa çıkar, bankaları çökert, ticari bilgileri sızdır. Nükleer çalışma yapıyor diye dünyaya ihbar et. İran benzeri bir baskı için ön hazırlıkları yap.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
İbrahim KARAGÜL Arşivi