Kürtler, Fenerbahçe, Sedat, Tijen
İtalyan gazeteci, Tarafı çıkarma sebebiniz neydi? deyince ona bizim gazeteyi uzatıp, gazetenin tepesindeki Saracoğlu Kumarhanesi haberini gösterdim.
UEFA Kupasının şampiyonluk maçının yapılacağı stadyumun altında bir kumarhane basılmıştı.
Dünyanın her tarafında haberdir bu, hem de büyük bir haber.
Türkiyede ise bir Milliyet ufak olarak birinci sayfadan görmüştü bir de Taraf sürmanşete çekmişti haberi.
İşte bunun için dedim, bu bir futbol haberi, ona rağmen saklıyorlar, bir de politik haberleri düşün. Bizim medya gerçekleri gizliyor, biz de o gerçekleri söylüyoruz.
Sonra Ergenekondan konuştuk.
Ergenekonda gözaltına alınıp tutuklananlar, onların kimlikleri, seçkin şahsiyetler olmaları.
Ona, Ergenekon sizin P2 Locasına çok benzeyen bir örgüt, İtalyada ne kadar seçkin insanın, hatta eski başbakanın bile o örgütün üyesi çıktığını hatırlıyor musun dedim.
Bizim medyanın Ergenekonda gözaltına alınan profesörlerle ilgili hukuksal kaygılarından da söz ettik.
Hukuksal kaygıların olması gerektiğini ama herkes için olması gerektiğini söyledim.
Darbeci generallerle konuşmaları kayda geçmiş hocalarla ilgili kaygılananlar, tutuklanan DTPli Kürtler için hiç kaygılanmıyorlar.
Büyük bir tevkifat sürüyor DTPliler arasında, il başkanları, belediye başkanları gözaltına alıp tutuklanıyor.
Tutuklananların PKK ile ilişkileri bulunduğu, dört yıldan beri izlendikleri söyleniyor.
Suça karıştılarsa sorgulanmaları, yargılanmaları gerekiyor.
Ama dört yıldan beri süren izlemenin büyük bir tutuklama kampanyasına dönüşmesinin, tam da PKKnın ateşkes ilan ettiği, Kürt Konferansının toplanmaya hazırlandığı döneme denk gelmesi biraz tuhaf değil mi?
Niye Ergenekona hassas medyadan hiç kimse tutuklanan DTPlilerin haklı mı haksız mı tutuklandığını sorgulamıyor?
Hassasiyetleri sadece darbeciler için mi var?
Biz, bu ülkede silahın artık siyasetin dışına çıkarılmasını istiyoruz.
Siyasetin, siyasetçilerin hukuk ölçüleri içinde yaptığı bir iş olmasını istiyoruz.
Siyasete silah sokmaya çalışan herkese, bu kim olursa olsun, karşıyız ve bu tür ilişkilerin belgesini bulursak yayınlarız.
Barış istiyoruz biz, hukuk istiyoruz, demokrasi istiyoruz.
Irkına, dinine, fikrine, inancına bakılmaksızın herkesin her konuda eşit olduğu bir ülke istiyoruz.
Türkler çocuklarına anadillerinde eğitim yaptırıyorlarsa Kürtler de yaptırsın, başı açık kızlarımız üniversiteye giriyorsa başı kapalılar da girsin.
Nasıl yaşayacağına, nasıl konuşacağına, nasıl düşüneceğine, nasıl ibadet edeceğine herkes kendi karar versin.
Ben bunları anlatırken Milliyet Gazetesinin Genel Yayın Müdürü Sedat Ergin aradı.
Dedi ki, Tijen Mergenin Ergenekonla hiçbir ilişkisi yoktur.
İki gün nezarette tutulan Mergene, Milliyet gazetesi için düzenlediği Baba Beni Okula Gönder kampanyası sorulmuş.
Telefonları dinlendiği için o telefonlarda arkadaşlarıyla yaptığı konuşmaları sorulmuş.
Ergenekon sanıklarını tanıyıp tanımadığı sorulmuş.
Bir Sinan Aygünü tanıyormuş, gazete için yapılan bir kampanya nedeniyle tanışmış.
Bir de Adnan Akfıratı tanıyormuş, onunla da öğrenciliği sırasında Boğaziçi Folklor Kulübünde tanışmış.
Ben Sedatı çok uzun yıllardan beri tanırım.
Tanımasam da fark etmezdi, biri adını ortaya koyarak bir şey söylüyorsa aksi kanıtlanana kadar ben ona inanırım.
Şimdi savcıya ve polislere sormak gerekiyor.
Siz Tijen Mergeni niye alıp iki gün nezarette tuttunuz?
Biz, bir darbe yapıp herkese hukuk dışına çıkan uygulamalarla acı çektireceği için Ergenekona karşıyız, bunun için Ergenekon soruşturmasını ve davasını sonuna kadar destekliyoruz.
Peki, siz ne diye hukuksuz bir örgütü soruştururken hukuksuz biçimde insanlara acı çektiriyorsunuz?
Buna ne hakkınız var?
Elinizde bir kanıt, bir belge yoksa nasıl canınızın istediğini alıp götürebilirsiniz?
Sedat dedi ki, bu tür uygulamalar Ergenekon soruşturmasına zarar veriyor.
Ben de dedim ki böyle bir uygulamanın Ergenekon soruşturmasına zarar verip vermediği umurumda bile değil, isterse zarar vermesin, gene de kimseyi böyle gözaltına alamazlar.
Bugüne kadar yakalananlar hakkında, bir ucundan da olsa Ergenekona bulaştığını gösteren belgeler, ifadeler çıktı ortaya.
Mergen için böyle bir belge görülmedi.
Peki, bu insan niye gözaltına alındı?
Ergenekonu, Ergenekona benzeyerek mi önleyeceksiniz?
Ergenekona karşı olan insanlar Ergenekonun hukuksuzluğuna karşı değiller, hukuksuzluğun bizzat kendisine karşılar.
Biz, iki hukuksuzluktan birini seçmeyiz.
Biz hukuk istiyoruz.
Eğer herkes, partisi, polisi, askeri, medyası, örgütü, savcısı, siyasetçisiyle hukuksuzluğa bulaştıysa, biz gücümüz yettiğince hepsine karşı çıkarız.
Biz buna inanıyoruz.
Rahat yaşayamasak da, rahat uyuyoruz bu sayede.