Peker: Siyonistler Paralel Yapının Polis ve Savcılarıyla Türkiye'yi Yönetecekti

Peker: Siyonistler Paralel Yapının Polis ve Savcılarıyla Türkiye'yi Yönetecekti
Sedat Peker, siyonistlerin hedefinin paralel yapının polis ve savcılarıyla Türkiye'yi yönetmek olduğu iddiasında bulundu.

Sedat Peker dün yaptığı ve çok konuşulan açıklamalarının ardından bugünde konuştu. Peker, bugünkü açıklamasında siyonistlerin paralel yapının polis ve savcılarıyla Türkiye'yi yönetmek istediği iddiasında bulundu.

Sedat Peker açıklamasında Siyonistlerin hedefi; ''Ortadoğu ile ilgili diğer istekleri ülkemizin yönetimini ele geçirmekti. Türkiye’nin ulaştığı (kör-topalda olsa) demokrasi çizgisinden dolayı askeri darbe yaptıramayacakları için demokrasi varmış görüntüsü altında paralel yapının polisleri, savcıları ve hakimleri tarafından ülkemizi yönetmekti. Ancak ülkemizde yaşanan gelişmelere ve toparlanmalara bakarsak, bu hayallerinde de başarılı olamadılar. Planlarını yaparken, Türk milletinin binlerce senelik köklü devlet geleneğini hesaba katmamaları en büyük hataları oldu.'' dedi.

Sedat Peker'in bugünkü açıklamasının tamamı şöyle:

Kıymetli dostlarım,

Neticesinin doğruluğundan emin olduğunuz bir şeyi anlatmak için genelde “İki kere iki, dört eder.” örneğini sıkça kullanırız. Mesela dünyada ki dengeleri belirleyen egemen güçlerin yaptıkları bir planın, başarıya ulaşma şansını anlatırken de örnek olarak bu sözü kullanırız (Sahip oldukları güçlerinden dolayı).

Ancak son zamanlarda Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler “İki kere iki, dört eder.” sözünün her zaman doğru olamayacağı gerçeğini ortaya koymaktadır.

Siyonizm'in Ortadoğu ile ilgili öngörüsü ilk etapta Şii-Sünni savaşı çıkarmaktı. Bu düşünceleriyle ilgili bazı küçük çatışmalar çıkarmayı başarsalar da bölge devletlerinin akıllı duruşlarıyla bu hayallerini şükürler olsun ki gerçekleştiremediler.

Siyonizm'in bölgeye dair diğer planı ise İran’ı üzerine uygulatacağı ambargolarla dış dünyadan yalıtılarak, etkisiz hale getirme isteğiydi. Amerika'nın ve Avrupa Birliği'nin İran ile yaptığı görüşmeler bu planının da Siyonizm açısından Ortadoğu'da tutmadığını göstermektedir (Şahsımın İran Acemlerine karşı var olan tepkisinin sebebi, daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi nüfusun yarısını oluşturan Azeri Türklerine yaptığı haksızlıklardır).

İsrail'in, Kürtler ile alakalı hayalleri de boşa çıkmıştır. Bölgedeki Kürtlerin (Kuzey Irak’taki) Türkiye Cumhuriyeti devleti ile beraber hareket edebileceklerini de öngöremediler (Burada da çuvalladılar).

İsrail'in Başbakanı Netanyahu'nun en büyük destekçileri olan Amerika'nın devlet başkanı tarafından son günlerde görüşmeye kabul edilmeyişi, Siyonizm'in bölgedeki politikalarının iflasının, net olarak göstergesidir.

Bu kadar başarısızlığın yanında uygulayabildikleri tek plan, Mısır'daki askeri darbeyi gerçekleştirerek, “Müslüman Kardeşler”i şimdilik sindirebilmeleri olmuştur. Gerçi zaman bizlere askeri darbeleri yapanların, seneler sonra neler yaşayacaklarını en güzel biçimde ülkemizde yaşatarak öğretmiştir.

Tamamen Mossad'ın etkisi altına girmiş olan, Suudi Arabistan istihbarat başkanının görevden alınmasını, ilk etapta İsrail'e karşı sergilenen bir duruş gibi algılasakta, önümüzdeki günlerde gelişecek olayları beklemenin doğru bir karar vermek için daha uygun olacağını düşünüyorum.

Kıymetli dostlarım, paylaşımlarımı düzenli olarak takip eden arkadaşlarım bilirler. Ben beş-altı ay öncesinden şu yaşanacakları öngörmüştüm. Milletçe, devletçe dik durabilirsek, bunun kârının bize inanılmaz büyüklükte geri döneceğini söylemiştim. Aynı düşüncemi daha iddialı olarak tekrar ediyorum. Aktif dış politikadan vazgeçmezsek, ayrıca da Siyonist İsrail’e ve yerli uşaklarına karşı dik durarak, eğer ki ödün vermezsek, Ortadoğu coğrafyasının en belirgin gücü, mutlaka biz olacağız. Cennetmekân Başbuğ Alparslan Türkeş'in dost sohbetlerinde söylediği üzere "Ortadoğu'da etkin olan, tüm dünyada etkin olur." sözünün gerçekleşeceğini hep birlikte göreceğiz.

Kıymetli dostlarım, matematikte her defasında iki kere iki, dört edebilir. Ancak dünyadaki egemen güçlerin tüm planlarının Yüce ALLAH'ın rızası olmadığı takdirde gerçekleşmeyeceğinin en iyi göstergesi yukarıda vermiş olduğum yaşanan gerçek örneklerdir. Görüldüğü üzere Ortadoğu’da iki kere iki, dört etmemiştir.

BİR UMUTTUR YAŞAMAK

SEDAT PEKER