Rize'nin 2023 Hedefleri ve 2053 Temelleri Bu Şekilde Gerçekleşir

Rize'nin 2023 Hedefleri ve 2053 Temelleri Bu Şekilde Gerçekleşir
RTEÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Midilli, 2023 Rize'si ile 2053 Rize'sinin temellerinin atılma şartlarını açıkladı.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Araştırma ve İnovasyondan sorumlu eski rektör yardımcısı ve Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Midilli, Rize'yi 2023'e hazırlamak ve 2053 Rize'sinin temellerini atmanın şartlarını da içerisinde barındıran ve Rize'de belediye başkanlığına aday adayı olan siyasetçileri de ilgilendiren çok önemli bir konuyu kaleme aldı. 2023 için Rize'de artık "Biz" anlayışının hakim olması gerektiğini kaydeden Prof. Midilli'nin ilgiyle okuyacağınız o makalesi:

Prof. Midilli: 2023 için “BİZ” Projesi Şart…

Prof. Midilli “Dünyaya örnek olacak sıradışı ve tarihi projeleri birer birer uygulamaya koyan “dünya lideri başbakanımızın” baba ocağı Rize için artık gönlümüzde, beynimizde bir inovasyon yapmalıyız ve artık bundan sonra “Ben yok Biz var” şuuruyla hareket etmeliyiz 2023’e Rize’mizi hazırlamak için. Bu, bizim ve Rize tarihinin en önemli projesi olacaktır eğer bunu kaliteli eğitim ile entegre edebilirsek. Bu fırsatı değerlendirmek için artık son duraktayız. Gideceğimiz yere hep birlikte karar vermeliyiz… Maddi projeler ki onları bir şekilde oluştururuz, “BEN YOK BİZ VAR” projesini gerçekleştirdikten sonra... Önemli olan beynimizde bir inovasyon yapıp tarihi projemiz “Ben yok Biz var” ı mutlaka artık bu dönemde uygulamaya koymamız gerekiyor.” dedi.

Prof. Midilli “Ben yok Biz var” diyemeyen, “Ben yok Biz var” stratejisi olmayan ve “Ben yok Biz var” şuuruna karşı duranlar, zamanla, bölgenin ekonomik ve teknolojik sömürgesi ve geri kalmış kasabası haline gelirler. Bu nedenle, “Rize, 2023’e, minimum entropili ve “Ben yok Biz var” şuuruyla hareket eden idarecilerle hazırlanmalı, Rize’ye bilgi ekonomisi hakim kılınmalı ve ekserjetik siyaset anlayışı yerleştirilmelidir.” dedi. Bu yolda, biz bilim insanlarına düşen en önemli görev ise, siyaset mekanizmasıyla entegre şekilde bilgi ve proje üretmektir.

Seçim çalışmalarının hızlandığı ve kulislerin yoğunlaştığı şu günlerde Prof. Midilli “Akademisyen olarak bir başka önemli görevimiz de bilimsel ve teknolojik çalışmalarımızın sosyolojik boyutunu dikkate alarak inovasyon mekanizmalarını bilgilendirmek ve onlara inovatif bir vizyon ve misyon kazandırmaktır.” dedi.

Bir bilim insanı olarak Rize’de kurumlarımızı yönetmeye talip olan insanlarımıza sesleniyorum. Sizleri çok zor ve meşakketli bir yolculuk bekliyor… Allah yardımcınız olsun… 2014’te seçileceksiniz ama 2023 için yöneteceksiniz… Bedenen 2014’te başlayacaksınız lakin ruhen ve aklen 2023’ü yaşamak zorunda olacaksınız… Dolayısıyla, “Ben yok Biz var” projesini sahiplenebilecekseniz, bilgi ekonomisini algılayabilecekseniz, sürdürülebilir inovasyonu anlayabilecekseniz ve inovasyonu hayatın her alanına uygulayabilecekseniz yönetimlere talip olun… Çünkü ülkemizin dünya ile rekabeti ancak her alanda sürdürülebilir inovasyonla ve bilgi ekonomisiyle mümkün olacaktır… Çünkü Rize’mizin Avrasya’da Birleşik Stratejik Şehirler merkezi olması ancak her alandaki sürdürülebilir inovasyonla ve bilgi ekonomisiyle mümkün olacaktır…

Rize’de İnovasyon Zamanı?

İnovasyonu en genel anlamda “her alanı geliştirerek yenileştirme” şeklinde ifade eden Prof. Midilli” Rize, Asya kıtasında bulunduğu konum itibariyle ve dünya lideri başbakanımızla; Londra kadar işlek; Tokyo kadar fonksiyonel; Paris kadar modern ve Dubai kadar cezbedici bir şehir haline gelmelidir. Gelememiş ise, bu bizim eksikliğimizdir. Bencilliğimizin sonucudur. Rize için birlikte hareket edemememizin sonucudur. Rize için birlikte düşünemememizin sonucudur. Şimdi bu eksiklikleri hep beraber gidermek için son bir fırsat kalmıştır.” dedi.

Rize’de öyle bir inovasyon yapalım ki “Ben dönemi” sona ersin “Biz Dönemi”, hakim kılınsın. Rize’de yapılacak inovasyon, “Bilgi çağında yaşadığımız şu dönemde, eyvallahçı zihniyeti” acilen ilimizden tasviye etsin. Rize’de yapılacak inovasyonun çıktıları şehrimizi 2023’e hatta 2053’e taşıyabilecek nitelikte olsun.

adnan-midilli-fotograf-1.jpg

Rize’nin 2023 hedefi ve 2053 Vizyonu

Prof. Midilli “Rize’nin konum itibariyle, sahip olduğu dinamikler itibariyle stratejik öneminin farkında mıyız? Ben diyorum ki, başbakanlar memleketi Rize’nin artık 2053 yılına kadar Avrasya’nın Birleşik Stratejik Şehirler Merkezi olmaya aday olması gerekir. Dolayısıyla, fonksiyonel olarak bir Paris, bir Tokyo, bir Londra, bir Dubai olabilmek için inovasyon zamanı, “Ben yok Biz var” şuuruyla Rize için gece gündüz çalışma zamanı gelmiştir. Kısacası, 2023 yılına kadar uluslararası nitelikli bir Rize oluşturmak için her alanda her biriminde adım adım inovasyon zamanı gelmiştir. Bunu ancak “Ben yok Biz var” şuuruyla çok çalışarak başarabileceğiz.

Gerçekte, Rize’nin 2023 vizyonu 40 sene önce ortaya konulmalıydı. Bunu o zamanki bilim insanlarına ve siyasetçilere sormak lazım “Rize’nin 2023 vizyonu 40 yıl önce ortaya konuldu mu konulduysa nedir? diye”. En az 10 yıl önce sadece hedefler ortaya konulur. Biz bilim insanları olarak gerçekten zor bir iş daha yapıyoruz, vizyon planı 40 yıl önce ortaya konulmamış bir şehrin hedeflerini ortaya koymaya çalışıyoruz.

Rize’nin 2023 hedefi; stratejik sürdürülebilir vizyon planlar dahilinde uluslararası nitelikli yapılanmasını tamamlayarak bölgenin önemli ticaret şehirlerinden biri olmaktır. Bunun için, Rize’nin uluslararası ulaşım yollarını ve uluslararası nitelikli yapılanma için fiziki yapılanmasını tamamlanması gerekir. Rize’nin stratejik konumunu tam manasıyla okuyabilirsek o zaman ortaya konulacak stratejik projeler bu hedefe hizmet edecektir. Bunu ancak “Ben yok Biz var” mantığıyla yapabileceğiz.

Rize’nin 2053 vizyonu; bölgesel araştırma, inovasyon ve ticaret yapan; bilgi üreten ve ürettiği bilgiyi ürüne dönüştüren; bilgi ekonomisine sahip; stratejik sürdürülebilir kalkınmasını gerçekleştiren “Avrasya’nın Birleşik Stratejik Şehirler Merkezi” olmaktır. Bunu ancak “Ben yok Biz var” şuuruyla hareket edersek ve bilgi temelli çalışmalar yapabilirsek başarabileceğiz.

Rize Sürdürülebilir İnovasyonla 2023 Hedeflerine ulaşır…

Sürdürülebilir inovasyon “Ben yok Biz var” şuuruyla hareket etmeyi gerektirir diyen Prof. Midilli “Marka şehir, marka insanlarla olur. Marka kurum marka insanlarla olur. Bilgi ekonomisinin hakim olmadığı, “Ben yok Biz var” şuurunun yerleşmediği ve birimlerinin sürdürülebilir inovasyona tabi tutulmadığı bir şehir marka şehir olamaz…” “Ben yok Biz var” şuuru olmasaydı Kayseri, Gaziantep, Trabzon farkındalık yaratır mıydı?

Bir ilin inovasyon mekanizmasını; medya, sanayi, üniversite, yerel yönetimler, STK’lar, siyaset mekanizması ve halk oluşturur. Bilgi ekonomisi çerçevesinde entegrasyonunun olmadığı ve “Ben yok Biz var” şuurunun yerleşmediği yerlerin sürdürülebilir kalkınması, uluslararası nitelikli modern il olması imkansızdır.

Maalesef, ülkemizde inovasyon mekanizmasının sürdürülebilir çalışmasını, şimdiye kadar, Gaziantep, Kayseri ve Trabzon hariç hiçbir yerde tam anlamıyla göremedik. Bir inceleme yaparsanız bu iller “Ben yok Biz var” şuuruyla hareket ediyorlar, proje geliştiriyorlar, şehirlerini kalkındırıyorlar, fark yaratıyorlar. Rize’mizin bu illerden ne farkı var? Biraz düşünmemiz lazım ve bu şeçimlerde “Ben yok Biz var” şuurunu hakim kılacak insanlara imkan tanımak lazımdır.

Rize’de Ekserjetik Siyaset Anlayışını Yerleştirmek

Rize’de ekserjetik siyaset anlayışını ancak “Ben yok Biz var” mantalitesiyle hareket edersek ve bundan sonraki hayatımızda bu mantığı hakim kılarsak yerleştirebiliriz.

Rize’de, toplumu sosyal, endüstriyel, çevresel, ekonomik ve siyasi anlamda kalkındırarak toplumun huzur ve refahını artırmak amacıyla inovasyon mekanizmasının EKSERJETIK SIYASET dairesinde daha etkin ve verimli şekilde Ben yok Biz var” anlayışıyla görev yapmasını temin etmek gerekir.

Bu, ancak 2023 ülke hedefleri ve 2053 Rize vizyonu dikkate alınarak “Ben yok Biz var” projesi kapsamında yapılacak sürdürülebilir inovasyonla ve oluşturulacak bilgi ekonomisiyle mümkün olacaktır.

Günümüzde, geleneksel siyasetin unsurlarını ve etkilerini halen görmekteyiz ki, bu, Rize’de yerleştirilecek ekserjetik siyaset anlayışıyla tamamen sona ermelidir. İlimizde artık ekserjetik siyaset ve kurumlarımızda artık ekserjetik yönetim dönemi başlatılmalıdır. Kısacası acilen, ilimiz ve kurumlarımız 2023’e hazırlık için tümden inovasyona tabii tutulmalı ve bilgi ekonomisine entegre edilmelidir. “Ben yok Biz var” şuuruyla hareket edemediğimiz sürece bütün bunları yapma imkanımız asla olmayacaktır.

Ekserjetik siyaset; “Ben yok Biz var” şuuru dairesinde inovatif ilmi siyaseti gerektirir, sürdürülebilir inovasyon gerektirir, bilgi ve teknoloji donanımı gerektirir, takım ruhu gerektirir, bilgi ekonomisi gerektirir, ticari mühendislik zekası gerektirir, minimum entropili inovasyon mekanizmaları gerektirir.

O halde, Rize, 2023’e, ekserjetik siyaset mekanizmasını en iyi şekilde işleterek ilimizi inovasyona tabii tutacak “Ben yok Biz var” mantalitesiyle hareket edebilecek bireylerle hazırlanmalıdır.

Belediye Başkanı Kim Olmalı?

Rize’nin 2023’e hazırlanmasında önemli bir mihenk taşı olacak olan yerel seçimler var. Bu, Rize için çok önemli bir imtihandır. Şimdiye kadar gördüğümüz tablodan daha farklı bir tablo ortaya koymamız lazım seçimlerden sonra… Gördüğüm kadarıyla, Rize’de yerel basında ismi geçen birbirinden değerli insanlarımız Rize’yi yönetmeye aday… Bunların hepsinin amacı aynı… Burada esas olan şudur ki, öncelikle birlik ve beraberlik içinde Rizemiz, insanlarımız ve ülkemiz için heyirli olan bir seçim yapalım… İkincisi, seçimden hemen sonra siyasi parti ayırımı yapmaksızın tüm adaylar Rize’yi yapılandırmak için kurulacak “Rize ili Kalkınma Kurulunun” içinde aktif rol alsın. “Ben yok Biz var” projesini hayata geçirmemiz

lazım. Şimdi burada ben teklif ediyorum “Belediye başkanlıkları için farklı partilerden aday adayı olan tüm aday adaylarına… Diyorum ki, parti ayrımı yapmaksızın, görüş ayrımı yapmaksızın her türlü gerginliği geride bırakarak ve ferdi menfaatleri gözetmeksizin:

Var mısınız Rize için birlik olmaya….”Ben yok Biz var” demeye.

….”Ben yok Biz var” şuuruyla hareket ederek Rize’yi 2023’e taşımaya…

Bundan sonra “Ben yok Biz var” diyerek Rize’yi 2053’e hazırlamaya…

Var mısınız “Rize ili kalkınma Kurulunu” kurup Rize için elimizden gelenin en iyisini yapmaya?

Şimdiden bunun oluşumuna başlanmalıdır. Her seçim sonrası olduğu gibi kimse kabuğuna çekilmesin. Hep birlikte Rize’yi 2023’e hazırlayalım. Var mısınız?

Yani bir Trabzon, bir Kayseri bir Gaziantep ruhu oluşturalım. “Ben yok Biz var” diyerek ve bu şuurla hareket ederek “Rize Ruhu” oluşturalım. İnanıyorum ki, biz birlik, dirlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimizde bizim ruhumuz daha derinden hissedilecektir. Biz akademisyenlere düşen görev ise sizlere proje sağlamak olacaktır… Haydi hep beraber seçim sonrası var mısınız tüm Rize olarak birlik olmaya, dirlik olmaya, beraber olmaya, “Ben yok Biz var” diyerek 2023 için Rize Ruhunu oluşturmaya…

Bunun gerçekleşebilmesi için ilim sahibi bilim insanlarından ilim sahibi yöneticilerine kadar herkes ama herkes “Rize’de Ben yok Biz var” konusunu tartışmaya açmalıdır ki, “Rize’nin stratejik sürdürülebilir kalkınma sistemi” en kısa zamanda oluşturulabilsin. “Ben yok Biz var” mantığıyla hareket edilmediği taktirde yapılacak tüm yatırımlar 10 yıl içinde yap-boz tahtasına dönüşecektir.

O halde; Ovit tünelinin, Rize limanın, Rize havaalanının, demiryolunun, lojistik merkezin, raylı sistemlerin, turizm merkezinin ve birçok önemli yatırımın manalı ve aktif hale gelmesi, Rize’nin mevcut fiziki haliyle asla kaldırabileceği yükler değildir. Mevcut fiziki hal üzerine yapılacak yatırımlar 10 yıl sonra anlamsız hale gelecektir. Batum-Rize-Erzurum demiryolundan, Batum-Rize-Samsun demiryolu hattından, Ovit tünelinden, limandan, havaalanından, lojistik merkezden, turizm merkezlerinden, AVMlerden, 7 yıldızlı otellerden, raylı sistemler trafiğinden, sahil yolunun kaldırılıp güneye alınmasından, şehri açan tünellerden ve diğer önemli yatırımlardan ayrıntılı bahsetmiyorum çünkü bunlar öncelik sırası dikkate alınarak belirli periyotlarda mutlaka “Ben yok Biz var” mantığıyla hareket ederek hayat bulmak zorundadır. Tüm bunlar yapılmadan önce, “Ben yok Biz var” mantığıyla hareket ederek, Rize kentsel dönüşüme tabii tutulmalıdır. Kısacası, “Bencillik yapmadan” Rize yeniden inşa edilmelidir. “Ben yok Biz var” diyerek, yeni Rize şehri kurulmalıdır. Örneğin, bir şehir merkezi evlerle doluysa bu geri kalmışlığın bir göstergesidir. “Ben yok Biz var” mantığıyla hareket ederek bu durumdan şehrimizi acilen kurtarmalıyız. Bu durum Rize’de sürdürülebilir inovasyonu zorunlu kılmaktadır. Enerji yataklarının bölgemize etkisini henüz burada açıklamayacağım. O da başlı başına bir konu...

Bu önemli parametrelerin bir anlam ifade etmesi için “Rize’yi 2023’e kim hazırlayacaktır” sorusu doğru cevabı bulmalıdır. Lokomotif güçlü olmadığı sürece siz vagonları istediğiniz kalite çelikten yapın, lokomotif bozuldu mu vagonların ehemmiyeti kalmaz. Ticari mühendislik zekası yüksek olmayanların Rize’ye verebileceği çok fazla bir katkı olmayacaktır.

O halde; bana göre 2023’e Rizeyi, “Minimum entropili, bilgi ekonomisine hakim, ekserjetik siyaset anlayışına sahip, uluslararası entegrasyona uygun, sürdürülebilir inovasyon vizyonu olan ve inovasyon mekanizmalarına lokomotif görevi yapabilecek “Ben yok Biz var” mantığyla hareket edebilen bir birey hazırlamalıdır.”

Üniversitede Rektör Kim Olmalı?

Tüm bu düşünceler doğrultusunda “Üniversite rektörü kim olmalıdır?” sorusu akla gelmiyor değil. Üniversite şehrimizin aynasıdır. Rize ruhunun ana itkisidir. Oldum olası üniversitelerde yapılan rektörlük seçimlerine karşıyım... Mevcut yöntem maalesef ülkemize yarar sağlayan bir model değil… Ayrışmayı, guruplaşmayı tetikleyen bir model... Her türlü ayak oyunlarıyla rakibi ekarte etmeyi şeytanın aklına düşüren bir model bugünkü rektörlük seçim sistemi… Bir dereceye kadar eski oturmuş üniversitelerde kısmi seçim yapılabilir… Lakin yeni ve genç üniversitelerde asla böyle bir yanlışa düşülmemelidir… Günümüz manasındaki seçim, yeni ve genç üniversitelerde ileride onarımı zor deliklerin açılmasına, ayrılıkların oluşmasına neden oluyor… Bunlar, uzun yıllar çalıştığım yeni ve genç üniversitelerde yaşadığım rektörlük seçimlerinden sonra gördüğüm ve yaşadığım önemli tecrübelerimdir. Bunlar üniversiteye, akademisyenlere, şehre, ülkeye zaman kaybettiren entropi mekanizmalarından başka birşey değildir. Bu nedenle, buradaki tavsiyem şudur: Mütevelli heyeti olan yeni ve genç üniversiteler için, mütevelli heyeti, üniversite yönetimini nitelikli ve liyakatli akademisyenlerden oluşturmalıdır… Ve tek liste olarak seçime gidilmelidir… O zaman yukarıda sıraladığım inovasyon mekanizmaları için gerekli gerekli projeler daha etkin üretilir… Halk için hizmet daha etkin üretilir… Tüm akademisyenler kendilerini çalışmalarına daha odaklı ve yoğun verebilirler… Ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına daha nitelikli ve kaliteli katkı sağlayabilirler… Bu bağlamda, üniversite bilgi üreten, teknoloji üreten, bir merkez haline gelir… Yani, bulunduğu bölgenin “bilim, bilgi, teknoloji araştırma ve inovasyon merkezi” olur.

İki yıl önce üniversitemiz için konulan hedef şuydu; “araştırma-inovasyon destekli, sanayi odaklı, öğrenci merkezli, bilişim teknolojileriyle donatılmış uluslararası entegrasyonlu eğitim sistemini hakim kılarak, 2023 yılında Türkiye’nin bilim ve teknoloji üretmede ilk 10 üniversitesinden birisi olmak. 2053 yılında dünya sıralamasına (ilk 400) girmek. Bireysellikten, ferdiyetçilikten, bencillikten ziyade, bu vizyona hizmet edebilecek etkin ve liyakatli bir yönetim yapısının oluşturulması hem ilimiz hem de ülkemiz için daha anlamlı olacaktır. Bu çerçevede, “Ben yok Biz var” şuuruyla hareket edilmesi durumunda üniversitelerimiz hak ettikleri seviyeye mutlaka ulaşacaktır. Ayrıca, ülkemizin kalkınmasında üniversitelerin maksimum fayda sağlaması için “tematik üniversite” modeline de en kısa zamanda geçilmelidir.

Sonuç olarak;

İlimizin, bölgemizin, ülkemizin kalkınması için küçük, faydasız ve getirisi olamayan işlerde büyük enerjiler harcamak yerine; fikirsel, bilimsel, sosyolojik ve teknolojik beynimizi güncelleyerek enerjimizi büyük ve faydalı işlere yöneltmek ve harcamak zorundayız.

Tüm ideolojileri bir tarafa bırakarak, “Ben yok Biz var” şuuruyla hareket ederek 2023 hedeflerine ulaşabilmek ve 2053 vizyonunun temellerini atabilmek için başlangıç yol haritası şu şekilde olmalıdır;

1. “Ben yok Biz var” şuurunun yerleştirilmesi için ilk, orta ve liselerden başlamak üzere eğitimin nitelikli hale getirilmeli,

2. Liyakatli ve dirayetli insanlar idareci yapılmalı,

3. Herkesin kendi işini kaliteli yapması teşvik edilmeli,

4. Halkın bilgi seviyesi kesinlikle yükseltilmeli,

5. Halkın sorgulama ve yapıcı eleştirme kabiliyeti geliştirilmeli,

6. Dedikodu mekanizmaları deaktif edilmeli,

7. İnovasyon mekanizmalarının aktivasyonu sağlanmalı,

8. İlimizin 10, 20, 30, 50, 80 ve 100 yıllık stratejik sürdürülebilir vizyon planları hazırlanmalı,

9. Tüm şehre kentsel dönüşüm uygulanmalı,

10. Turizm hamlesi başlatılmalı,

11. Teknolojik kalkınma hamlesi başlatılmalı,

12. Çay sektöründe inovasyona gidilmeli,

13. Köye dönüş projesi başlatılmalı,

14. Eğitim sisteminde teknolojik inovasyon başlatılmalı,

15. Diyanette teknolojik inovasyon başlatılmalı,

16. Camiler ibadet dışında aktif hale getirilmeli,

17. Rize’nin HAB olması için gerekli mekanizmalar kurulmalı,

18. Bölgesel inovasyon sistemi ağı oluşturulmalı,

19. Evrensel nitelikli bilim insanları Rize’ye kazandırılmalı,

20. Bilgiye dayalı nitelikli meslekler yaygınlaştırılmalı,

21. Uluslararası ticarette rol oynayan Rizelilerin, Rize’yi uluslar arası ticaretin bir parçası haline getirmeleri teşvik edilmeli,

22. Katma değere dönüştürülebilir projeler üretilmeli ve hayata geçirilmelidir.

23. Uluslararası ortaklıklı projeler gerçekleştirilmeli,

24. Kurumsal araştırma ve inovasyon bütçeleri oluşturulmalı,

25. Uygun mevzuat düzenlemeleri yapılmalı.

Rize’nin 2023’e hazırlanması ve 2053 yolculuğuna başlayabilmesi için yapısal değişimleri içeren bu yol haritasının 2. parçası fiziki projelerdir ki, burada bu projelerden şimdilik detay vermeyeceğim.

Bu yolda, biz bilim insanlarına düşen en önemli görev siyaset mekanizmasıyla entegre halde inovasyon mekanizmalarına bilgi ve proje üretmektir.

O halde; toplumu “Ben yok Biz var” şuuruyla besleyebilecek ve toplumun kalkınma ruhunu anlayabilecek; toplumda bilgi ekonomisini hakim kılan ruha sahip ilim sahibi bilim insanlarını yetiştirmeye gayret etmek ana vazifemiz olmalıdır. İlim sahibi bilim insanlarının sayısını ciddi anlamda artırdığımız ve “ben yok Biz var” şuurunu toplumda hakim kıldığımız gün Rize’nin 2053 vizyonu gerçek olacaktır. Ayrıca, en kısa sürede kurulacak olan başkanlık sistemi ile ülkemizin sürdürülebilir kalkınması daha hızlı gerçekleşecektir.

Şunu özellikle vurgulamak isterim ki, toplumda bencillik, ferdiyetçilik, enaniyet olduğu sürece asla bir adım ileriye gidemeyeceğiz, aksine zamanla geriye gideceğiz ve treni kaçırmış olacağız.

Ne olursak olalım lakin çocuklarımıza sahip çıkalım, onlara “Ben yok Biz var” şuurunu aşılayalım, çünkü insanlık onlardan hizmet bekliyor…. Afiyet, sağlık, sıhhat, huzur ve mutluluk içinde Allah’a emanet olunuz.