Türk Büro Sen Rize Şubesinde Başkan Hacımustafaoğlu Güven Tazeledi

Türk Büro Sen Rize Şubesinin 3. Olağan Genel Kurulu kentteki bir restoranda yapıldı. Kongreye Türk Büro Sen Genel Başkan Yardımcısı Osman Eksert, Türk Enerji Sen  Genel Başkan Yardımcısı Temel Yaşar, Türk Büro Sen Trabzon Şube Başkanı Emine Kablan, Kamu-Sen Rize İl Temsilcisi Türk Sağlık Sen Rize Şube Başkanı Rıfat Terzi, Türk Enerji Sen Rize Şube Başkanı Kahraman Uzunalioğlu ile Kamu Sen’e bağlı sendika temsilcileri ve çok sayıda sendika üyesi katıldı.

Kongrede saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ardından divan heyetinin belirlemesine geçildi. Yapılan oylama sonucu divan Hüseyin Avni Taşdelen, Umur Kıymaz ve Hilal Mayi Bakır tarafından oluşturuldu.

Türk Büro Sen Genel Başkan Yardımcısı Osman Eksert,  yaptığı konuşmada sendikacılık faaliyetleri ve günümüzdeki sendikacılığının yaşadığı sorunlar hakkında bilgi verdi.

Türk Büro Sen Rize Şube Başkanı İbrahim Hacımustafaoğlu ise yaptığı konuşmada olağan kongreyi ülkemizin olağan üstü şartlarında gerçekleştirmenin üzüntüsü içerisinde olduklarını belirterek, “657 sayılı kanunun askıya alındığı ve OHAL’in uygulandığı şartlarda sendikal çalışma – hak arama mücadelesi yapmak zorundayız. Maalesef bütün itirazlarımıza rağmen ehliyet ve liyakat, bilgi birikim göz ardı edildi ve yok sayıldı. Bu süreçlerden istifade eden bir çete devlette paralel yapı oluşturdu. 15 Temmuz 2016’da bu çete tarihin en kahpe, en kalleş saldırılarından birisini Türk devletine ve Türk milletine karşı gerçekleştirdi. Bu saldırılar sonucu kamu düzeni zarar görmüştür. Çalışanlar tedirgin ve huzursuz olmuştur." dedi.

Türk Büro Sen ve Türkiye Kamu Sen yetkililerinin kamuda düzenin sağlanması için ehliyet ve liyakatın esas alınması çağrılarını tekrarladıklarını kaydeden Türk Büro Sen Rize Şube Başkanı Hacımustafaoğlu, buna rağmen halen kamuda bir sendikal ayrımcılığın yapıldığını görmekte olduklarını ifade ederek, “Yetkili fakat etkisiz bir sendikamsı yapının hakka hukuka riayet edilmeden kamuda örgütlenmekte olduğuna şahit olmaktayız. Korunarak ve kollanarak 2013 yılından bu yana yetkili duruma getirilen bu sarı sendikanın memuru toplu sözleşme masasında peşkeş çekme dışında hiçbir şey yapmadığını görmekteyiz. Çalışanların esas amacı kendilerine ve ailelerine saygın bir yaşam düzeyi sağlayacak geliri elde etmektir. Bu bilinç düzeyinden yoksun sendikal anlayış maalesef 2013 yılından bu yana çalışanların bir çok kazanımlarını kaybetmelerine sebep olmuştur. Artan hayat pahalılığı ve yükselen enflasyon karşısında ezilen çalışanların hiçbir sorununu çözememiştir. En son 2017 yılında toplu sözleşme sürecinde yaşananlar tam bir tiyatro ve sonu fiyasko olmuştur. Önceden hazırlanmış mizansen herkesin gözü önünde sahnelenmiştir. Hükümetin yüzde 3,5 artı 3,5 teklifine itiraz eder gibi yaparak gece kapalı kapılar ardında yüzde yarımlık artışa evet demişlerdir. Bunun için adları buçuk sendikadır. Hakem heyetine bile gitmeyi sağlayamamışlardır. Hakem heyetine gidilse idi mutlaka çalışanların lehine az da olsa bir sonuç alınırdı. Bunu bile memura çok gördüler. Çünkü bunların sendikacılık yapma diye bir dertleri yoktur. Tek dertleri tehdit ve şantajla üye yapmalarına göz yuman ve hak etmedikleri koltuklara oturmalarını sağlayanlara bağlılıklarını bildirmektir.” şeklinde konuştu.

Hacımustafaoğlu, bugün gelinen noktada Merkez Bankasının enflasyon hedefini yukarıya doğru revize ederek (10,3) yeniden 2 haneli rakamlara çıkacağını ön gördüğünü kaydettiği konuşmasında tüketim kalemleri olan gıda, giyim – eğitim ve sağlık harcamaları baz alınarak bir hesap yapıldığında enflasyonun bunun çok üzerinde olduğunun ortaya çıkacağını söyledi.

Rize Şube Başkanı Hacımustafaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Ayrıca son aylarda akaryakıt ve MTV zammının yüzde 25’lerde, Doların 4 lirayı görmek üzere olduğu bir dönemde 2018 yılı için yüzde 4 artı yüzde 3,5 zamma imza atanları unutmayalım ve bir daha bizler adına imza atma fırsatı vermeyelim. Bu karanlık gölgeler emek ve alın teri hırsızıdırlar. Attıkları imzalarla çocuklarımızın geleceğini ve hayallerini çaldılar. Bu sarı sendika bu imzayı atarken aynı dönemde kamudaki işçiler yapılan toplu sözleşmede; 2017 yılı için ilk altı ayda %7,5, ikinci 6 ayda %5 şeklinde mutabakata varılmıştır. Ayrıca ayda 3000TL nin altında kalanlara 90 lira iyileştirme zammı yapılmıştır. İşçiler bu zamları alırken bizler neden alamıyoruz. Şartlar aynı, Hükümet aynı, bütçe imkanları aynı, tek fark sendika, işçiler adına toplu sözleşme masasına Türk İş Memurlar adına sarı sendika oturmakta. Bu farkı unutmamalıyız. Arkadaş hatırına her ay cebimizden çalınanlara göz yummamalıyız.  Bizler bugün burada bulunarak bir mücadele örneği sergiliyoruz. Haksızlığa eşitsizliği itiraz ediyoruz. Susmuyoruz susmayacağız da. Hakkımızı emeğimizin karşılığını isteyeceğiz. Bizlerin burada bulunarak çocuklarımıza anlatacak bir hikayemiz olacak. Ya ….. siz susanlar ….. köşesine çekilenler … Yarın haklarını koruyamadığınız çocuklarınızın yüzlerine nasıl bakacaksınız. Bizler mücadeleye devam ediyoruz. “Mücadele edenler her zaman kazanmayabilir, ama kazananlar hep mücadele edenlerdir. Son söz olarak diyoruz ki insan onur ve haysiyeti dokunulmazdır. Devlet erki buna saygı göstermek ve bunu korumakla yükümlüdür. Bu nedenle insan onuruna yakışır bir hayat standartı talep ediyoruz.  Türk Büro-Sen – Türkiye Kamu Sen olarak diyoruz ki kamuda tartışmasız ehliyet ve liyakat keşkesiz – ama sız – şerhsiz hukukun üstünlüğü kesintisiz demokrasinin sağlandığı güzel günlerin yakın olması umuduyla, Kongremizin öncelikle çalışanlara, Şehrimize, Ülkemize hayırlara vesile olması dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum.”

Kongrede ayrıca Türk Büro Sen üyesi olup emekliye ayrılan üyelere plaket takdim edildi.