Abdest ve siyaset!

Abdest ve siyaset!

Benim için siyasetçinin akıllı, dürüst ve cesur olanı tercih sebebidir..
Vekalet vereceğim kişi ya iyilerin en iyisi, ya da kötülerin en az kötü olanı olmalıdır..
Ben bu düzenin iyilere çok da izin vereceğini sanmıyorum.. Bu düzen böyle kurulmuş, düzeni koruyup kollayanlar da aslında bunu koruyorlar..
Onun için siyaset, bu düzen değişene kadar daha az kötülerle yetineceğimiz bir iş.
Dürüst de girse oraya, düzen onu kendine benzetecektir.. Hani umudum, hiç olmazsa yüreğinin bir köşesinde Allah korkusunun kalmış olması.
Kamu malı, bizim gelenekte yetim hakkıdır. Ve Kur’an-ı Kerim, “Vay o namaz kılanların haline ki, onlar yetimin hakkını yerler..” diye buyurur.
Bugün asıl söylemek istediğim şu: Madem birileri bu yıpratıcı/sinir bozucu işi seçiyorlar (ki birilerinin bunu yapması gerek) o zaman daha az yıpranma konusunda, hani radyasyonlu odaya girenlerin radyasyon koruyucu tedbir almaları, kaynakçıların yaptığı iş sebebi ile gözlerini korumak için özel gözlükler kullanmaları gibi, tedbir almaları gerekir..
Dindar biri siyasete giriyorsa abdest alsın.. Ve daha sık sadaka versin!
Bakın abdest ve sadaka, koruyucu bir zırh oluşturur.. Sadaka “tasdik etmek” anlamındadır. Ona galu beladaki misakını ve bir işe başlarkenki “Euzubillahimineşşeytanirraciym, bismillahirrahmanirrahim” andını hatırlatır.. Abdest hem necasetten, hem de hadesden arınmayı ifade eder.. Her türlü maddi ve manevi kirden arınmış olarak durmak..
Hani Müslüman politikacı kardeşim, biraz siyasete din karıştıralım..
Din meşru olan her şeye karıştırılır. Karıştırılmalı.. Dinin, Kur’an’ın penceresinden her şeye bakılır. Şeytana, domuza, nefse, her şeye… Eğer meşru ise ona dokunabilirsiniz. Yapabilirsiniz.
Siyasete de ana belirleyici unsur olan dinin penceresinden bakmanız gerekir. Çünkü din Yaratan’ın yaratılana vahyettiği yaşama biçimidir ve hayatın bütün alanlarını kuşatır. Yaratılışın gayesi de budur ve bu dünyada yaptığınız her şeyin ve yapmanız gerekirken yapmadığınız her şeyin, söylediğiniz her sözün ve söylemeniz gerekirken söylemediğiniz her sözün hesabını vereceğiniz bir gün vardır.
Allah görür, duyar, bilir ve o mutlak iktidar sahibi / hüküm sahibidir. Kadere, rızga ve ecele hükmeden O’dur..
Ve İslam, hiç kimsenin temel/meşru haklarına karşı bir tehdit değil, teminattır..
Eğer insanların kaderlerini değiştirme iddiasındaysanız, insanlara din, yaşam tarzı dayatmaya kalkarsanız, onların üzerinde onlara rağmen hüküm koyup, onları kendinize göre terbiye etmeye kalkarsanız, bu onlar üzerinde ilahlık ve rablik taslamak olur..
Siyaset ne ağır bir sorumluluktur. Kendi derdinden öte, insanların dertleri ile dertlenmek! Doğru bir siyasetçi hülefa-i raşidinin mirasçısı olur..
Nasıl Allah’tan başka kimse bizim İlahımız ve Rabbimiz değilse, biz de kimsenin İlahı ve Rabbi değiliz. Görevimiz haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalimlere karşı durmak olmalıdır. Bir topluluğa olan öfkemiz, hatta düşmanlığımız bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemelidir.
Ben her yere resmini asan, her köşeye adını yazdıran ve her şeyi kendi yapmış gibi böbürlenen adamlardan nefret ediyorum.. En başta Türk bayrağı, hemen yanında Mustafa Kemal’in bir resmi. Onun yanında kendi genel başkanı, onun yanında da kendi resmi.. “Bizim köyde de ben” hesabı.. Heykelleşen resimleri yanında ne kadar küçük kalıyorlar..
O ne böbürleniş öyle..
İhale açmayı belediyecilik sanan bir sürü adam dolanıyor çevrede.. Babasının dükkanını yönetmekten aciz insanlar şehri yönetme konusunda ne kadar da cesur ve istekli..
Siyasetçi olmak için çelikten bir irade, muhteşem bir sabır, volkan gibi bir yürek gerek..
Böyle mi ya!
Habire Ergenekon’u konuşuyoruz da, derin devlet sadece Ankara’da mı? Derin partiler, vakıflar, dernekler, sendikalar, derin belediyeler yok mu? Ergenekon’un kökleri bu yapılara kadar uzanıyor, onun için hemen söküp atmak mümkün olmuyor..
Ben geri başa döneyim. Abdestli dolaşın. Yoğun ziyaretler sona erdiğinde, Hz. Davud’un yaptığı gibi bir gün yeyin, bir gün oruç tutun, sadaka verin. Çokça dua edin ve tevbe edin!
Elinize, dilinize, belinize sahip çıkın.
Odanız da telefonunuz da dinlenecek. Kadınla, parayla, makam / gelecek / güç / iktidar vaad ederek kapınıza gelecekler.. Ağuyu altın tas içre sunacaklar da bal da onun suç ortağı olacak.
Dikkat edin. Adamı düz ovada avlarlar..
Rüşvete bulaşmayın. İşi ehline verin.. Kibirlenmeyin, sabredin.. Millet şikayet, siz de sabır makamına çıkacaksınız.. İsraftan kaçının. Eleştirilere kulak verin..
Bakın, bir hırsız bir bağdan bir salkım üzüm çalmış, rüşvet alan biri ise bir salkım üzüm karşılığı bağı satarmış..
Ağzınızın tadını kaçıran ölümü sıkça hatırlayın ve ahireti aklınızdan çıkartmayın.. Zulm ile abad olunmaz. Allah cahil ve zalim bir kavme hidayet nasib etmez. Bilmediğiniz şeyin peşine düşmeyin sakın..
Madem aday oldunuz, o zaman okuyun.. Geçmişten ders alın, dünyada neler olup bitiyor takip edin.. Siyasi kavramlar ve kurumlar hakkında bilginiz olsun.. Uygarlıkların beşiği olan bir coğrafyada yaşıyoruz. Fütüvvetnameler, siyasetnameler, siyasi düşünce tarihinin temel eserleri, pendnameler konusunda biraz bilginiz olsun.. “El Emin” olun! Emanete hıyanet etmeyin, ahde vefa gösterin, söz verdiğinizde sözünüzde durun. Adaleti elden bırakmayın. Öfkenize yenilmeyin.. Merhametiniz gazabınıza, sevginiz nefretinize galib gelsin.. Bilenlere danışın, halkla konuşun. İyi insanları dost edinin, fasıklardan uzak durun..
Siyaset çoğu zaman gözü kör ediyor.. Seçim sonuçlarına ilişkin tahminlere bakıyorum da, ilk beş partinin her biri kendi sitesinde kendini birinci ilan etmiş. Dürüst yapılan çalışmalarda ise durum daha farklı.. Kendini 1. gören partiler, bu sıralamada sonlarda yer alabiliyor.. Her seçimde tekrarlanan sonuçlardan da bir ders çıkartmıyorlar..
Eğer dikkat etmezseniz, siyaset sizin için dua ile istenen bir belaya dönüşür. Bunu unutmayın.
Benden söylemesi. Hani şimdi, seçmenle buluşmaya giderken abdest alın! Hadi iki rekat namaz kılın! Hadi şimdi dua edin! Hadi sağ adımla çıkın. Sakın namazınızı geçirmeyin. Cemaatten ayrılmayın. Kademiniz mübarek olsun.. Allah (cc) say’inizi mübarek kılsın. Allah (cc) sizi, bizi, affetsin!
Allah (cc) bizleri şeytanın şerrinden emin eylesin..
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi