Mehmet Emin TOPRAK

Mehmet Emin TOPRAK

Aynaya Bakan

Aynaya Bakan

   “ Herkes kendi ayinesinin müşahedatına tabidir.” Diye çok güzel bir söz vardır. Bu konuyu açmak istiyorum. 
       
      Aynaya bakan kendini görür, kendini gören kendini düşünür. Dolayısıyla her şeyi de böyle mütalaa etmeye başlar.
        
      Demek ki bütün mesele, kendimizi düzeltmemizin altında yatıyor. Biz kendimizi düzeltirsek, her şey düzelir.Her şey düzelirden maksat, artık her şeyin güzel tarafına bakmaya ve iyi tarafını değerlendirmeye başlarız. 
        
      Bediüzzaman Hazretlerinin çok güzel bir tesbiti vardır: “Her şey ya bizzat güzeldir, ya da neticeleri itibarı ile güzeldir.”
 
      Bu “her şey” tabiri sosyal bir olay olabilir, yaratılan bir hayvan olabilir, insan olabilir, hatta bizlere ilk bakışta kötü gelen sel, deprem ve hastalık gibi olaylar olabilir. Hemen ve acele karar vermemeliyiz. Aklımızı da devreye sokup biraz ilerisine bakıp, neticelerine ve meyvelerine dikkat kesilmeliyiz. Şayet böyle yaparsak, o şeyin içindeki güzelliklerin bize bir bir açıldığını göreceğiz.
      
      Yine dinimizin çok güzel bir prensipi vardır. “Huz ma safa, değ ma keder” diye. Kısaca anlamı şu; Sana huzur ve safa vereni al, keder ve sıkıntı vereni bırak.Onun içinden huzur vereni alabilmemiz için, kendimizin huzurlu ve rahat olmamız gerekiyor.
       
      O halde nasıl huzurlu ve rahat olacağız? İşte bu noktada bizlere birtakım iş ve mükellefiyetler düşüyor. Mesela, ibadetlerimize dikkat etmek, Kur’an okumak, dinimizi araştırmak, belli zamanlarda hadis-i şerifler okumak, Allah’ın büyüklüğünü tefekkür etmek, bunların zikredildiği sohbetlere katılmak ilk aklıma gelenler.
 
     Şu bir gerçek ki, bizler gayret etmez ve kendimizi çevremizin havasına kaptırırsak işimiz zorlaşır. İyi olmak ve etrafımıza iyi sinyaller vermek için muhakkak ve muhakkak bazı şeylerden feragat etmemiz gerekiyor.
 
      Yani tedbir bizden, takdir Allah’tandır. Cennetin ucuz olmadığını, cehennemin dahi lüzumsuz yaratılmadığı hakikatini ve de bu dünya pazarının bir gün gelip kapanacağını aklımızdan hiç çıkarmayalım. Bu şuur ile yaşayalım. Çünkü ölümün ne zaman ve nerede geleceğini bilmiyoruz.

      Ayrıca benim düzelmemle işler düzelmiyor ki demeyin. Bu düşünce şeytanın vesvesesidir. Herkes kendisinden mes’uldür. Biz, bize düşen görevi yaptıktan sonra gerisine karışmayalım. Cenab-ı Hak her şeye Galip’tir, her şeye Hakim’dir.

      Bize ilk bakışta çirkin görünen ve moralimizi bozan şeyleri Cenab-ı Hakkın kudretine havale edelim. O’nun işini O’na bırakalım. Kendi işimizle meşgul olalım.
 
      Yazımı Ziya Paşa’nın tehditvari şu beyti ile bitirmek istiyorum:
    
      “ Onlar ki, laf ile verirler dünyaya nizamat,
         Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde.”
 
        Önce hanelerimizden, hatta hatta daha önce de kendimizden başlamayı Cenab-ı Hak hepimize nasip etsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Mehmet Emin TOPRAK Arşivi