Bülent AKBULUT

Bülent AKBULUT

Beyin Temelli Öğrenme!

Beyin Temelli Öğrenme!

Nörofizyojik kurum olarak da ifade edilen beyin temelli öğrenme; insan beyninin yapısı ve fonksiyonları üzerine temellendirilmiş bütüncül bir yaklaşımdır. İnsan beynini paralel bir işlemciye benzetiyor. Her beynin kendisine özgü bir yapısı olduğunu öne sürerek; her beyin tektir ana fikrini savunuyor. Şimdi diyorsunuz ki neden bunları yazıyor. Önemli bir konuya dikkat çekmek istiyorum!

Bazı bilim adamlarına göre insan beynin kapasitesi 1 petabyte, bu fikre katılmayanlara göre ise 100 terabyte olduğu söyleniyor. Peki, ne anlama geliyor bu ifadeler. Örneğin 300 yıl süren HD film kaydedilebiliyor. Ortalama içerikte yazılmış 4.7 milyar kitap rahatlıkla insan beyninde depolanabiliyor. Beyin Temelli Öğrenme insan beynini paralel bir işlemciye benzetiyor. Günlük hayatta kullandığımız birçok teknolojik aletten çok daha üstün olduğunu ifade ediyor.

Bu bilgileri neden verdiğimizi ifade etmenin zamanı geldi sanırım. Bakınız teknoloji hayatımızın her anını esir almış durumda. Çok basit işlemler için bile hesap makinelerini kullanıyoruz. Bazı aileler çocuklarının çok iyi bilgisayar kullandığı konusunda övünüyorlar. Ama uzmanlara göre bilgisayarı çok iyi kullanabilmek bir zekâ göstergesi değildir. Kaldı ki bilgisayar herkes tarafından kullanılabilmesi için zekâ seviyesi çok düşük insanlara göre üretiliyor.

Doksanlı yıllarda çok anlamlı bir reklam filmi vardı. Hani şu ağzı olan konuşuyor, sloganını ön plana çıkaran reklam filmini kastediyorum. “Eğer çok konuşmak faydalı olsaydı, Allah iki ağız, bir kulak verirdi. Onun için çok dinleyip az konuşmak gerekir.” Ne güzel söylenmiş bir söz değil mi? Millet olarak mutlaka her konuda bir fikrimiz vardır. Bizim ülkemizde herkes siyasetçi, herkes sporcu ve hatta hukukçu ya da eğitimcidir. Birde karşısındakini küçümsemeye çalışan sivri zekâlılar vardır. Sen her şeyi bilirsin!

Beyin Temelli Öğrenme insanlara beyninin özelliklerini ön plana çıkararak; kişisel gelişimi destekleyici bir kuramdır. İnsan beyni öğrendikçe gelişen bir yapıya sahiptir. Her yeni öğrenme sonucunda beynimizde bir nöron (beyin hücresi) oluşur. Oluşan bu nöronlar sinirsel ağlarla birbirine bağlanır. Yani uzun lafı kısası kendimizi geliştirmenin yolu öğrenmekten geçiyor. Konuşmaktan ya da birilerini eleştirmekten değil. Klasik öğretmen lafları vardır. “Evladım beynini nadasa mı bıraktın!” Aslında bu ifade hakaret gibi gözükse de doğruluk payı çok yüksektir. Çoğu zaman teknolojinin esiri olarak beynimizi nadasa bırakıyoruz.

Amerika’da yapılan bir araştırmada günde sekiz saat düzenli olarak, bir yıl boyunca televizyon izleyen bir kişinin ciddi derecede düşünme yeteneğini kaybettiği kanıtlanmıştır. Televizyonun yanına bir de teknolojik aletleri eklersek; daha vahim bir hal alıyor. Hele birde küçük çocuklara tam algılama evresinde ağlamamaları için verilen tablet ya da telefonlar varya; al çocuğum yeter ki sus gerisinin hiçbir önemi yok demek oluyor. Bir anne ya da baba kendi eliyle göz göre göre evladına zarar verir mi? Henüz ağlamaktan zarar gören bir çocuk gördünüz mü? Çocuklar ağlayınca yetişkinler krize giriyor. Ve hemen devreye teknoloji giriyor. Hani diyorlar ya eğitim şart! Kesinlikle şart hem de beyin temelli!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Bülent AKBULUT Arşivi