Bülent AKBULUT

Bülent AKBULUT

Yaşam Boyu Öğrenme

Yaşam Boyu Öğrenme

Eğitim kavramı tanımlanırken kullanılan “Yaşam Boyu Öğrenme” ifadesi, eğitimin beşikten mezara kadar olan süreci kapsadığını belirtmek amacıyla kullanılıyor. Bugün gelişmiş ülkelerde “Yaşam Boyu Öğrenme” kuramı benimsenmişken; bizim ülkemizde öğrencilik hayatı sona eren bir kişi adeta eline bir daha kitap bile almıyor. İlk emri oku olan dinimizin, vermiş olduğu görevi maalesef layıkıyla yerinene getiremiyoruz. “Ikra’bismi rabbikelleziy halak ( Yaratan Rabbinin Adıyla Oku!)” emri sadece kitap okumak anlamına da gelmiyor. İlmin, ibadet sayıldığı dinimizde; ilimden ne kadar uzak olduğumuz ülkemizin eğitimdeki başarısından da anlaşılmaktadır.

Çocuklarımız, gençlerimiz ve yetişkinlerimiz yaşam boyu öğrenmeyi benimsemediği gibi asıl sorun eğitimcilerimizin yani öğretmenlerimizin yaşam boyu öğrenmeden uzak oluşlarındadır. Gelişmiş ülkelerde görev yapan öğretmenler aynı zamanda birer öğrenci olarak öğrenme süreçlerini meslek hayatları boyunca ve emeklilik döneminde de devam ettirmekteler. Peki, bizim ülkemizde yaşam boyu öğrenme ne duramdadır? Üniversiteden öğretmenlik adına hiçbir bilgi öğrenmeden mezun olan eğitimciler mesleklerini çalışarak öğrenme çabasındayken; maalesef çoğunluğumuz mesleki gelişimimiz adına tek bir adım dahi atmamaktayız.

2005 yılında eğitim sistemimizde öğretmen merkezli anlayıştan; öğrenci merkezli anlayışa geçiş yapıldı. Teorik olarak çağdaş eğitim adına doğru hamleler yapılmaya çalışıldı. Yapılan çalışmalardan verim alınamamasının en önemli nedeni gerekli alt yapının uygun olmaması ve öğretmenlerimizin bu değişime ayak uyduramamasıdır. Siz eski bir otomobile ferrari motoru takmaya çalışabilirsiniz ama otomobilin aksanı bu motoru kaldıramıyorsa, yapılan çalışmanın hiçbir anlamı olmaz. Daha önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi bizim ülkemizin sistemsel bir sorunu vardır. Öncelikli olarak ihtiyaçlarımıza uygun milli bir eğitim programı oluşturmalıyız. Daha sonra bu programı uygulayabilecek öğretmenler yetiştirmeliyiz. Bu anlamda görevine yeni başlayan Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya SELÇUK Beyefendi’ye çok büyük görevler düşmektedir. İnşallah ülkemiz için gerekli olan yeni adımları atarak eğitimde bir an önce şaha kalkmamıza vesile olur.

İster öğretmen olalım, isterse veli olalım öğrencilerimize ve topluma faydalı olabilmemiz için sürekli olarak kendimizi geliştirmemiz gerekir. Öğrenmenin bir yaşı ve zamanı yoktur. Hiç tahmin etmeyeceğimiz bir zaman diliminde, günlük hayatın içinde ummadığımız kişilerden bile çok farklı bilgiler öğrenebiliriz. Yeter ki yeni bilgiler öğrenmeye açık ve istekli olalım. Öğrenmenin yaş ile de bir sınırlaması olamaz. Tabi ki şurası açık bir gerçektir ki yaşı ilerleyen insanlar genç bireylere göre daha yavaş ve zor öğrenirler. Âmâ öğrenme için en önemli unsur istek ve sevgidir. Öğrenmek istiyorsanız, diğer kişilere göre daha yavaş bile öğrenip, okusanız dahi isteğinizden dolayı eninde sonunda öğrenirsiniz. Ferhat’a dağları deldiren Şirin sevgisi misali, sevginin ve isteğin önünde hiçbir güç duramaz.

Kimi zaman bir kitaptan, bir gazete haberinden, belki küçücük bir çocuktan ya da insanları taklit ederek bile yeni bilgiler öğrenebiliriz. Öğrenmenin bir yaşı yoktur. Rahmetli Kemal SUNAL bile kırk yaşından sonra üniversiteyi bitirmiştir. Geçmiş dönemlere göre şuanda ülkemizde tahsil yapmak isteyen bireylere her türlü imkân sağlanmaktadır. Yeni bilgiler öğrenmek için illaki okula gidip tahsil yapmamıza da gerek yoktur. Mesleğimizle alakalı kitap, dergi vb. yayınları takip edebiliriz. Bir ev hanımı bile çocuklarına daha iyi bir eğitim almaları sürecinde yardımcı olmak istiyorsa aile eğitimi programlarını takip edebilir. Unutmayın eğitimde en önemli unsur yetişkinlerin davranışlarıyla çocuklarına iyi bir model olmasıdır.

Geleceğe yapılabilecek en önemli yatırım eğitimdir. Belki çocuklarınıza mal ya da mülk bırakamayabilirsiniz… Çocuğunuza bırakmanız gereken en önemli miras; iyi bir eğitim ve güzel bir ahlaktır. Düzenli bir ailede yetişen çocuklar emsallerine göre her anlamda hayatta daha başarılı ve mutlu olmaktadırlar. Tabi ki, çok az sayıda istisnai örnekler olabilir. Biz yetişkinler ve öğretmenler yaşam boyu öğrenmeyi öncelikle kendimiz benimseyerek uygularsak; çocuklarımıza iyi bir model olup, onlar için gerekli olan en önemli mirası onlara bırakmış oluruz. Çocuklar toprağa benzer, ne ekerseniz gelecekte onu biçersiniz. İşte bunun için çocuklarınızın toprağına sevgiyi, saygıyı, iyi bir eğitimi ve güzel ahlakı ekmeyi ihmal etmeyin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Bülent AKBULUT Arşivi