Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (a.s.m) Cehennem’in sıcaklığının dünyadaki ateşlerden iki yüz kat daha fazla olduğunu ferman ediyor. Dünyanın yarıçapı altı bin küsur kilometredir. Yer’in (Dünya) altına inildikçe her otuz üç metrede sıcaklık bir derece artar. Bu hesaba göre, dünyanın merkezindeki sıcaklık iki yüz bin derece olur. Yani dünyadaki ateşler bin derece olduğuna göre, Mağma’daki sıcaklık iki yüz kat daha fazla olmuş oluyor. Dolayısıyla Peygamber Efendimiz (a.s.m) asırlar sonra anlayabileceğimiz bir hakikate parmak basmıştır.

Neden acaba Cenab-ı Hak, biz aciz insanları Cehennem’in üstünde iskân etmiş? Altımızda Cehennem kaynamaktadır. Ve de zaman zaman sağımızdan solumuzdan ateş parçacıklarını çıkartıp bizlere gösteriyor. Bak! İbret al ! Ve dikkat et! Diyor.

Bu olaylarla bizlere, şayet görmemezlikten ve duymamazlıktan gelmezsek açık mesajlar veriyor. Tabii ki birçok şey insanın aklına geliyor, gelebilir. Şahsen ilk aklıma gelenler, kıyametin bir provası olması, acizliğimizi hissettirmesi, cehennemin çok çok uzak olmadığı gerçeğini anlamamız olabilir.

Her şeyin bir çekirdeği, bir başlangıcı vardır. İşte Cehennem’in çekirdeği de dünyanın merkezindeki Mağma tabakasıdır. Çünkü Hadis-i Şerif’te Peygamber Efendimiz’in (a.s.m) ihbar ettiği  “İki yüz kat” benzetmesi tamı tamına Mağma’daki sıcaklığın derecesidir.

Yanardağların tepelerinden çıkartılan o ateş topları altı bin küsur kilometre yol aldıktan sonraki soğumuş halidir. Bir de merkezdeki sıcaklığı düşünelim! Çekirdeği böyle ise aslı nasıldır!

Evet! Aziz Dostlar!

Geçen günlerde İzlanda’da 190 yıl sonra tekrar kaynamaya başlayan yanardağ, bunları çağrıştırdı bana. Bu ve buna benzer şeyleri hatırlamak bizleri korku ve endişeye değil, dikkat ve ümide sevk etmelidir. Böyle Cehennem’i olanın Cennetinin güzelliklerini de siz düşünün! Çünkü her şey karşılıklıdır.

Şu kısacık dünya hayatında kimin misafiri olduğumuzu hiç unutmadan, etrafımızdaki olaylardan ders almayı, bu kâinatın sahibi bizlere nasip eylesin.