Çaykur olmazsa Çayda Olmaz
Son yıllarda ÇAYKUR' un özelleşeceğine yönelik görüşlere dikkat çeken Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç, ÇAYKUR 'un yok olması halinde Türk çayının da biteceğini ileri sürdü. Özelleştirme söylentilerine sert çıkan Paliç, bunun olması halinde birçok özel sektörün de iflasın eşiğine geleceğini, hatta batacağını söyledi. Kuruma sahip çıkılması yönünde bütün çay üreticileri ile sivil toplum örgütlerini göreve çağıran Paliç, kivi üretiminde soğuk hava deposunun elzem olduğuna da değindi. İşte Paliç'in zehir zemberek açıklamaları:
ÇAY FİYATI ÜRETİCİYİ TATMİN ETMİYOR
ÇAYKUR, tüm üretici için, Doğu Karadeniz için Artvin, Trabzon, Rize, Giresun için ekonomik can damarıdır. Bu ekonomik can damarı yok olduğu zaman insanın nasıl 'şah damarı' yok olursa insan yaşayamaz ÇAYKUR da bizim için aynı öyledir.
ÇAYKUR ortadan kalktığı an şu anda çay üreticisi için ve bölge ekonomisi için can damarıdır. Bölgeden bulunan esnaf, iş adamı üretici hepsi burada ekonomi anlamında yaşama şansı olmayacak. Bizim için ÇAYKUR’un anlamı budur. ÇAYKUR giderse üretici de biter. Ben 24 ziraat mühendisi ve üniversite hocası arkadaşımızla Gürcistan’da çayı yerinde görmeye gittim. Gördüklerimizi yerel televizyonda yayınlattık. Oradaki çaylıklar benim boyumdan 1.5 metre daha büyüktü. Aynı durumla karşı karşıya kalacağız. Bugün çaya verilen fiyatlar üreticiyi tatmin etmiyor. Üretici çayını zoraki topluyor. Eğer öyle bir durumla karşılaşırken bugünkü özel sektörü bile ararız, çünkü üretici açısından daha da kötü olacak. 24 yıldır özel sektör vardır. Eğer üretici bu süre zarfında özel sektörden memnun ise, biz özel sektöre güveniyoruz diyebiliyorsa bir diyeceğimiz olmaz. Biz bu bölgede yaşayan üreticilerle konuştuğumuz zaman yüzde 99’u ÇAYKUR’dan yana taraf oluyor. Birkaç gün önce ilimizdeki bir sivil toplum örgütünün başında bulunan bir arkadaşımız 'ÇAYKUR 3-5 yıl içinde özelleşecek' diyorsa bunu insafına bırakıyorum. Çünkü o insan aidatını aldığı üreticiye seçme ve seçilme hakkı tanınsaydı öyle konuşamazdı. Onun üyeleri 170 tane fabrika sahibi, 40 tane kasaptır. Eğer çay üreticisi orada aidat veriyor, seçme hakkı da olsa bu şekilde o kurumun başkanı konuşamazdı. O arkadaşımız da ÇAYKUR özelleştiğinde çok pişman olacak. Şimdi çayın özelleşmesi sonucunda neler olabileceğini tahmin edemiyor. Bunu gördüğü zaman vicdan azabından kahrolacağına inanıyorum.
ÇAYKUR ÖZELLEŞTİĞİNDE BİRÇOK ÖZEL SEKTÖR BATACAK
ÇAYKUR özelleştiği zaman bugün özel sektör bazında iş yapan birçok firma daha kötü duruma gelecek. Bunlar içerisinde iyi olacağını zannedenler aldanırlar. Şahsen özel sektör düşmanı değilim. Dürüst çalışanlara lafım yok. Birçok özel sektör sahibi, ÇAYKUR’un devlet elinde yaşaması gerektiğine inanıyor. ÇAYKUR’un özelleşmesini istemeyenler hep susuyorlar. Biz kimsenin ne lehine ne de aleyhine konuşuyoruz. Neye inanıyorsak ona göre konuşuyoruz, üreticinin menfaati neyse onu konuşuyoruz. Bu sadece bizim işimiz değil. Bu; Artvin’in, Trabzon’un, Giresun’un, kısaca bu bölgenin işidir. Bu bölgenin milletvekilleri olsun, sivil toplum örgütleri olsun, esnafı, üreticisi, çiftçisi hep birlikte ÇAYKUR’un 'can damarımız' olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. 24 yıldır özel sektör çayda var. Bu özel sektör üretici nazarında ne durumda? Bunları hep birlikte ele alalım.
HERKES TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYSUN
Çayımızı daha iyi duruma getirmek için herkes üzerine düşeni yapsın. Özel sektörü iyi, bir duruma getirelim, üreticimiz özel sektöre güvenmeye bir başlasın. Bu yapıldıktan sonra ÇAYKUR’a üreticinin fazla bir ihtiyacı kalmaz. Şu an yapılmak istenen şey vatandaştan saklanarak ÇAYKUR’un özelleştirilmesi gündemden düşürülerek emtia borsası gündeme alınıyor. Emtia borsasında ÇAYKUR’u zorunlu tutup çayını orada açıktan harman sattığın zaman bugünkü özel sektörle eşit olur. O zaman ÇAYKUR’u ha özelleştirmişsin ha özelleştirmemişsin, bence bir farkı kalmaz. ÇAYKUR'un bu şekilde emtia borsasına gireceğine inanmıyorum ama üzerinde büyük baskılar var. Sayın başbakanımızın bu oyunlara alet olacağını sanmıyorum.
Sayın başbakanın bu bölgeyi düşüneceğine inanıyorum. Ama bilmediği parti içerisinde alttan yukarı doğru bir çalışma var. Sanki halk böyle istiyor diye bir oluşumu sayın başbakana iletiyorlar. Ben de o zaman şunu söylüyorum: Sizin niyetiniz madem iyi, biz de size yardımcı olalım, emtia borsasını ÇAYKUR’a dokunmadan yapın. Yoo önce ÇAYKUR’u yok edecekler. ÇAYKUR’un çayını harman olarak emtia borsasına sokacaklar. ÇAYKUR’un kaliteli, katkısız çayını özel sektörle aynı kefeye koyarsan ÇAYKUR zaten o zaman yanmış demektir. ÇAYKUR’un bitmesini isteyenler başbakanın aleyhinde işler yapıyorlar. Bence bunlar, bu bölgeden sayın başbakanımızı yok etmeye çalışıyorlar. Eğer başbakanımız bu gerçekleri bilse ÇAYKUR’un bu şekilde yok edilmesine müsaade etmeyecektir. Bu nedenle yakında ilimize gelecek başbakanımıza kurumun içindeki bu sıkıntıyı bir rapor halinde sunacağım. Eğer 'Ben buradayım, siz bana güvenin' derse ona güvenimiz vardır; hayır 'Ben de onlara katılıyorum, onlar gibi düşünüyorum' derse o zaman çıkıp deriz ki; ÇAYKUR elden gitmiş, daha bir şey yapılamaz. Ama benim inancım, sayın başbakanın istemediğidir.
KİVİDE DEPO ŞART
Rize’de uzun yıllardır kivi yetişiyor. Kivi için mutlak ihtiyaçlardan biri depodur. Depo olmadığı zaman kivi üreticisi savunmasız kalıyor. Türkiye'de Rize dışında Yalova, Adapazarı, Ordu, Giresun, Trabzon ve bir miktar da Artvin'de kivi üretiliyor, ancak kivi üretimi için en uygun şartlar Rize'de. Kivi bölgede ilk olarak 1990'lı yıllarda ÇAYKUR tarafından deneme amaçlı dikildi. Daha sonra vatandaşların rağbet göstermeleriyle bölgede yaklaşık 10 yıldan bu yana kivi üretimi yapılıyor. Türkiye'de yılda 10 bin ton üzerinde üretimi yapılan kivinin tüketimi ise 30 bin tonun üzerindedir. Dolayısıyla üreticinin kivisini satamaması gibi bir sorunu yoktur. Rize'de son yıllarda 4 bin tona yakın kivi üretiliyor. Ancak soğuk hava depomuzun olmaması önemli bir sorun. Geçen yıl kivi fiyatının 90 gram üzeri olanların 2 lira, 90 gramın altında olanların da 1,50 lira olmasını uygun bulmuştuk. Ama bölgemizde kivi alımı yapan birkaç firma anlaşarak fiyatı çok düşük tuttu. Üretici de saklayabileceği bir yer olmadığı için kivisini düşük fiyata satmak zorunda kaldı. Aradan bir ay geçtikten sonra iki katı fiyatına kivi almak isteyenler oldu. Ama o zaman da kivi kalmamıştı.
Kivide pazar sorunu olmaz. Ama bazı firmaların anlaşmaları nedeniyle kivinin düşük fiyatla satıldığını gören insanımız, yetiştirmek istese de bundan vazgeçebiliyor. Bu nedenle mutlaka kiviyi saklayabileceğimiz soğuk hava depomuzun olması gerekir. Ardeşen'de önceki yıllarda yapılan, ancak daha sonra balıkçılara tahsis edilen soğuk hava deposunun kivicilere tahsis edilmesi lazım.
SOĞUK HAVA DEPOSUNDA 6 AY
Kivi soğuk hava deposunda 6 aya kadar saklanabiliyor. Geçen yıl üreticilerimiz kivisini ucuza satmak zorunda kalırken, Yalovalı üreticiler fiyatı düşük bulduğu için satmadılar. Çünkü onların soğuk hava depoları var. Bu nedenle bölgemizde soğuk hava depolarının kurulması lazım. Belki AB'nin bu konuda destekleri var. Ama koşulları bölgemize uymuyor. Bölgemizde araziler küçük veya müşterek. Böyle olunca da bu koşullarda teşviklerden yararlanılması mümkün olmuyor. Geçen yıl Sürmene'den Sarp'a kadar bölgede 5 bin ton civarında ürün yetişiyor. Ancak yöre 40-50 bin ton üretim yapacak kapasitededir. Destek olunduğu takdirde Rize, kivi üretiminin merkezi olur.
